• mitolojik temler, çağrışımlı sözcükler, farklı biçim denemeleri, zaman zaman kullanılan kıyıda köşede kalmış öztürkçe sözcükler ve yoğun bilinç akışıyla örülmüş ali teoman kitabı. ilginç biçimde bu özellikler öykülerin hepsinde azar azar yok. mesela, bir öykü yalnız bilinç akışından hareketle yazılmışsa, bir başka öykü mitsel öğelerin temel alındığı geleneksel hikaye örneği gibi.

    ayrıca, kitaba adını veren öykü mehmet güreli'ye ithaf edilmiş.
  • sevmiş, hissetmiş, kavuşamamışlık hissiyatı ile gün yüzüne gelmiş öykülerdir. en güzeli de kitaba adını veren öyküdür. çıkarsamaları ile okurun kalbini sıkıştırıp aklını zifte de bulasa insaniyet ile yüzleşmek adına realize olmuş olması pek de uzak değildir.
    ali teoman bu öykülerde kelime kullanım hassasiyeti gütmemiş üçlemelerin, kelime tekrarlarının dibine vurmakla beynelmilel okuyucunun dimağına yeni sözcükler de kazımıştır.
  • farklı ağızlardan anlatılıyor hissi veren öykülerden oluşan bi kitap. öyküler önce kalbinizi acıtıyor, sonra o alaycı ve irrite edici (damara basan) üslupla acıyan tarafınıza bir tekme atılıyor, safiyane bir romantizme kapılmaya izin yok.
    ali teoman'ın dili kullanırkenki mahareti, onu istediği gibi eğip bükmesi, bütün kurallardan azade olarak (onu) istediği forma sokması hayranlık uyandırıcı ve iç burucu, çünkü yazdıklarını okuyunca kendimi türkçe bilmiyormuş gibi hissediyorum, hatta matematik de, dil üzerinde denediği şeyler matematiğin edebiyata transferi gibi geliyor bana.
hesabın var mı? giriş yap