• sezen aksu'nun hoşgeldin'i bir düğünde ilan edilir herkese. o gün/gece orada davetli olanlarla beraber dua edilir; "seyirlik değil, ömürlük olsun, bir yastıkta nasip olsun." denir.
    bir kış düğününde söylenebilecek en güzel söz'dür o; "hiç ummazdım oldu, sonbaharda hediye gibi geldin, hoşgeldin."

    hüsnü arkan ve birsen tezer'in hoşgeldin'i ise mahremdir. ben rakı masasını kurarım keyifle, o mangaldaki balığı çevirir ağır ağır. konuşuruz yine bütün gece başbaşa. ben anlatırım bıcır bıcır, o dinler. o anlatır uzun uzun, ben dinler. sonra taa derinlerden, en içimizden bir yerden çıkar gelir o sözler: "bugün günlerden güzellik, sefa geldin, hoşgeldin."

    sonra ben sana yangın, sen bana rüzgar.
    sonra tutuşsun gün, yansın gece zamanımız var...
  • birsen tezer & hüsnü arkan 'a ait hoşgeldin'in sözleri şöyledir. gece gece bu şarkıyı pek dinlemeyin aklınız varken *

    bugün dağların dumanı aralandı, hoş geldin
    ah ışıklar içinde kaldım, yandım efendim

    sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgâr
    tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar
    sen bana geç geldin, ben sana erken
    tutuşsun gün, yansın geceler, vaktimiz varken

    bugün günlerden güzellik, sefa geldin, hoş geldin
    ah bu yağmur yalnızlığımmış, dindim efendim

    sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgâr
    tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar
    sen bana geç kaldın, ben sana erken
    soyunsun gün, sarsın geceler, vaktimiz varken
  • nazım diyor ya hani

    "hoş geldin bebek
    yaşama sırası sende"

    hoş geldin minik adam. hadi asıl, kocaman sarıl hayata, göreyim seni!
    sana şairin yazdığı şiirden ancak bu dizelerle merhaba diyebiliyorum. kalan eksik dizeleri kendi hikayenle kendin tamamla.
    senin ömrüne yazacağın her dize; sağlık, mutluluk ve başarı haberleri versin. gideceğin tüm yollar açık, manzaran denize nazır olsun. hoş geldin dünyaya, hoş geldin aramıza..
  • bu şarkı olunca, albümde, eksik bir şey var demek mümkün değil...
    efendim diyebilecek ve denilecek bir yaren arıyor gönül istemsiz...
    sokaklarda, anlamsızca dolaşma sebebidir bu parça...
  • hüsnü arkan ve birsen tezer'in cümleye anlam yüklediği şarkı:

    http://youtu.be/o9eaky8lbfw

    çoğu kez ezbere söylenen bir kelimeye yıllar sonra olması gereken anlam yüklenince oluşan güzellik bu. hani olması gereken insan vardır. ideal romalı gibi... onunla tanıştığında hayran olursun. aslında olması gereken budur. o olması gereken biri olduğu için hayran olmak da hakkından fazlasını vermek değil mi? değil. çünkü yoksuluz, çünkü her gün, her yerde insan denk gelmiyor. bu şarkı da "hoşgeldin" e olması gereken samimiyeti ve güzelliği yüklemiş. her zaman bulamadığımız samimiyeti. böyle epik şarkı yapanlar eksik olmasın.

    ayrıca yoksulluk demişken,

    aklıma kadeh tutuşların geliyor
    çiçek pasajında akşam üstleri
    asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor

    c. süreya

    bu cumartesi akşamı yalnız içen herkesin şerefine.
  • bir şarkı ismi için çok genel.

    birsen diyor, bajar diyor, sezen diyor.

    diyor da diyor.

    çılgınlar gibi beste yapıyorsun, ismini hoşgeldin koyuyorsun.

    sonra ara entryleri.

    olmuyor.
  • "hem bu kadar tutkulu hem de naif olma özelliğini bünyesinde barındırabilen kaç şarkı vardır acaba " diye sordurtan şarkıdır gece gece. her duyduğumda omuzlarıma yük yüklemişler gibi hissediyorum ve istisnasız her seferinde bir şekilde huzur da hissediyorum. zaten çelişkiler var ortada. bilemedim, çözemedim.

    sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgar...

    gerçekten böyle şarkıları yazmak için nasıl bir beyin lazımdır insana? sen ne güzel şarkısın böyle.
  • nazım hikmet'in bir şiiri.

    hoşgeldin!
    kesilmiş bir kol gibi
    omuz başımızdaydı boşluğun...
    hoşgeldin!
    ayrılık uzun sürdü.
    özledik.
    gözledik...
    hoşgeldin!
    biz
    bıraktığın gibiyiz.
    ustalaştık biraz daha
    taşı kırmakta,
    dostu düşmandan ayırmakta...
    hoşgeldin.
    yerin hazır.
    hoşgeldin.
    dinleyip diyecek çok.
    fakat uzun söze vaktimiz yok.
    yürüyelim.....
  • birsen tezer ve hüsnü arkan yorumu ağlatıyor efendim.
    ödül gibi şarkı.

    ''sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgar
    tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar''
    rüzgarın yangını savurduğu gibi aşkın savruluşu ne güzel bir anlatımdır...
    aşkın ömrü mü kısa olan yoksa insan ömrü mü? fark eder mi iki türlü de bitiyor aşklar...

    ''sen bana geç geldin, ben sana erken
    tutuşsun gün, yansın geceler, vaktimiz varken''
    hep birilerine geç birilerine de erken oluyoruz ya hani, vakit varsa hala yaşamalı...

    naif melodisi ve seslerin güzelliği ile birleşince bu saatte rakı açtırır bana...
    bir de aşkla gelene hoşgeldin aşktan gelen her şeye eyvallah...
  • o kadar güzel bir şarkı ki bu. kulağıma ulaştığı anda ne yapmaktaysam bırakıyorum, hiçbir iş yapmama izin vermiyor, sadece kendini dinletiyor, gözlerimi dolduruyor. tüm geç kalmışlara, erken gelmişlere, zamansız karşılaşmış doğru insanlara söylenmiş, söyleniyor.

    ve ne tuhaf ama haklı bir söz değil mi?

    'vaktimiz varken...'
hesabın var mı? giriş yap