• bazi beyni kivrimsizlar tarafindan alayi motor olarak algilanan meslek grubuna mensup kadinlar.
    insanlarda nasil ici bos, kof bir ozguven, zuppelik varmis, arkadas... bir meslek grubuna ait oldugunu ogrendigin insana carpik, pic bir gulucukle laf sokup, sinir bozmak niyedir? sonra ters olunca "agresif" diyorlar, "hatun kismi kufur etmesin" diyorlar. yakin bir arkadasimin "universiteden iki arkadasimla gelecegim" diye yanina takip getirdigi iki tuysuz oglandan biriyle masada gecen muhabbeti aktarmadan gecemeyecegim. insanlarin bazi meslek gruplarina olan onyargisina kapak olsun. (bu elemanlarla o masada, hayatimda ilk kez ve yarim saatlik bir sure icinde tanismis olduguma dikkatlerinizi ozellikle cekiyorum!)

    bkto: beyni kivrimsiz tuysuz oglan,
    uyagb: ucustan yorgun argin gelen ben.

    bkto: x soyledi, demek hostessin.
    uyagb: evet.
    bkto: sizin ucaklarda bir kaptana kac hostes dusuyor? (yan yan, pic bir gulumseme)
    uyagb: (*ic ses* oha gotosa bak!) ucak tipine gore degisir.
    bkto: nasil yani? (hevesli, daha yavsak bir gulumseme)
    uyagb: kucuk ucaklarda 2 kaptan oluyor. ekip maksimum 6 kisi oluyor iste. a340 gibi buyuk ucaklarda 3 kaptan var ve ekip daha kalabalik 10-11 kisi mesela. pufff! (sigara ufleme. sinir katsayim artmakta. sabir sabir...)
    bkto: hadi ya? (siritis iyice yayilir, heves etti bak simdi. yanindaki arkadasini dirsegiyle durter) bizde pilot olalim lamn! ortama geeeeel! baksana! muhahah! zuhaha!
    uyagb: yalniz sen pilot olursan sana hostesler degil yalnizca stewardlar duser, arkadasim!

    binlerce kisiden olusan, coluguna, cocuguna, hasta ana babalarina, kardeslerine ekmek goturen meslek grubuna ait insanlari, motor, orospu gozuyle etiketleyenlere selam olsun ey sozluk!
  • hayatımın en çıkışsız döneminde ayakta durmamı sağlamış meslek. küçücük bir geyikle başladı ama her zaman saygıyla hatırlayacağım insanlar tanımamı sağladı ve bana bambaşka pencereler açtı.
    saçma sapan çocuksu heveslerle daha yeni mezun olduğum sene aşık olduğum gerizekalıyla evlenmiş ve ağzımın payını alıp sekiz ay sonra evden ayrılmıştım.
    işsizdim, kpss uzun bir hazırlık gerektiriyordu ve ben bunalımdaydım. ortaköyde 1+1 göt kadar bir evde kalıyordum. bir televizyonum bile yoktu. canım sıkıldığında pencereyi açıp toprak kokusu duymaya çalışmak ve sokakta oynayan çocuklar hakkında kafamda hikayeler uydurmak tek eğlencemdi. ben bütün gün ekmek arası yerken eski kocam yeni sevgilisiyle mutluluktan ölüyordu. (ulan ne boktan günlermiş cidden)
    neyse bir gün tiyatrodan bir arkadaşımın doğumgününe gittim. kaç viski içtim, ne kadar shot ya da kaç bardak votka hatırlamıyorum. hostes bir kızla tanıştım ve ne konuştuysak artık ertesi gün thy kabin memurluğu için başvuruda bulundum. müracaat, randevu, mülakat, ıq testi, ingilizce, boy post, psikolojik süzgeç derken ne zaman seçildim o kafayla, ne zaman eğitimi tamamladım da uçtum nerelere hala inanamayasım gelir.
    bir yıl itinayla uçtum. iyi de kazandım. iyi olmuş çok da güzel olmuş derim hep şimdi. kimsenin ne kaşarlığını gördüm ne kendim kaşarlık ettim. bakımlı olmayı da, disiplinli olmayı da hosteslikten öğrendim. hayatı güzel yaşamayı, kazanmayı, harcamayı, kendimi ödüllendirmeyi.. hepsini, hepsini...
    sağlık sorunlarım yüzünden bırakmak zorunda kaldım. yoksa nikonumla daha nerelerin nerelerin fotoğraflarını çekecektim. yine olsa yine yaparım dediğim meslek.
  • hosteslerin uçaklarda bulunma sebepleri sanıldığı gibi garsonluk değildir.kendilerinden 'bunlar' diye bahsedilmesinden de hiç hoşlanmazlar(doğal olarak)
    uçaklarda görev yapıyor olmalarının en büyük ve temel sebebi ise uçuş güvenliğidir...
    yoksa,gerektiğinde hastalanan yolcuya oksijen vermekten tutun kalp masajı yapmaya,elektro şok cıhazı kullanmaya hatta dogum sırasında anneye yardımcı olmaya yetecek derecede eğitim alarak oraya kadar gelirler.
    kabinde herhangi bir yangın cıktıgında müdahele eder ve acil bir durum söz konusu olduğunda ise yolcuların en az zarar ve hasarla ucaktan tahliyesini gerçekleştirirler..
    havayolu şirketinin yolcularına jesti olan ikramları sunmak hosteslerin tek varoluş sebebi değildir.
    günün birinde bunu herkesin anlayabileceğini umarak sabırla,böyle düşünen yolculara bile en iyi hizmeti verirler.
  • her ne kadar uçan memeli diye bir yakıştırmaya maruz kalsalarda,
    herhangi acil bir durumda götümüzü kurtarması gereken ve bunun eğitimini almış, üniformalı, bazen güzel, bazen boya küpü, meslek sahibi hatun.

    bu arada stewartlara ne yakıştırılıyor merak ediyorum. uçan taşaklı
  • kendileri havacılık sektörünün en kritik iki meslek grubuna şoför ve garson benzetmesini yapabilecek andavallarla tanışmamızı sağlarlar.
    bu andavalların kendilerini cinsel obje olarak görmesi ve işe alım mülakatları hakkında işkembeden fikir sahibi olması da bonus olarak sunulur.
  • eskiden thy'de 3 ucak varken, hostes alimlari guzellik yarismasi gibi yapilir, kazanan kolej veya universite mezunu guzeller gazetelere cikarmis. simdi yanilmiyosom bir x havayolunda 2000-2500 civari hostes-steward var. ve bunlarin en fazla onda birinin eli yuzu duzgundur. paralarini harcayacak vakit bulamadiklarindan kendini estetik operasyona adayanlar cok gorulur. aralarinda bilgisayar muhendisinden avukatina, reklamcisindan dansozune, santozune, kabzimanina kadar cesitli meslek gruplarindan insanlar vardir. "senyorita" diye bir cesit rutbe sistemi vardir. askerligin sivil hali yani. yasli ve kasar kabin amirleri vardir ki, genc ve guzel hosteslerin azina sicarlar. antropozlu kaptanlarsa yakisikli stewardlarin...bu insanlar surekli ic ve dis yatiya gider, bes yildizli otellerin jakuzilerinde ve egzotik ulkelerin gun batiminda sevisme icgudulerini engelleyemezler. hostes-steward-kaptan ucgeninde cok brezilya dizileri doner yatilarda. yolcular isin icine pek katilmaz, cunku ekipler, genelde kendi kendilerine yetmektedirler. anadolu yolcusu hostese saygi duyar, korkar ondan. alamancilar gorgusuzlukleriyle canindan bezdirir,geri kalani asilir, yazar, cizer. ..
  • bir kısım yolculara "ne gazetesi istersiniz?" diye sorduğunda "bir sabah bir akşam iki posta verir misin?"* cevabını alabilen kişi.
  • ucaklardaki sari$in bayanlara dendigi gibi,kamil koch vasitalarinda mevcut olan kisa bayanlara verilen isimdir.bu ikinci turdeki bayanlar,otubuslerde kraker,kolonya verirler.bi de sanirim muavinlere ozendikleri icin hepsi biyik birakiyor.
  • 36 cocuklu kaygısızların en buyuk kızı. kultiginin manitasidir ayni zamanda.
  • thy'de görevli bir hostesin yardımlarını asla unutmayacağım. kabin görevlilerinin hiç bir eğitimi olmayan otobüs muavinleriyle karşılaştırılmasını kendilerine yapılmış büyük bir hakaret olarak görüyorum.

    hiç öyle baygınlık falan geçirdiğim olmamıştı ama artık koltuktaki film göstericide mobydick'in açık kalmış olmasından mıdır, türbülansa girmiş olmamızdan mıdır emin değilim ama uçakta birden fenalaştım. gözlerim karardı, midem bulandı koltuk numaram da 20a, yani hem cam kenarı hem de tuvaletlere en uzak nokta. saat de gecenin 4'ü. ön taraftaki tuvalete ulaşmaya çalıştım. ama tam tuvaletin önünde bir yemek arabası koridoru kesecek şekilde koyulmuş. olmadı. geçemedim o yemek arabasını. gözüm de kapandı güm diye koridora yığıldım kaldım. bir hostes beni kaldırdı da tuvalete soktu. kapısını kilitledim, içeride bayılma ihtimalime karşı kapıyı kilitlemediğimden emin oldu. sonra nabzıma tansiyonuma baktı. doktorluk bir durum olup olmadığını netleştirmeye çalıştı, doktor anonsu yapmasına gerek olmadığını ona bildirsem de. 4 saat boyunca da arada bir gelip yanıma durumumu sordu.

    şimdi aynı olayın otobüste olduğunu düşünüyorum. ben yere inmişken bütün yolcuların tepeme binmesi. muavinin bilmeden uyguladığı saçma sapan ilk yardım teknikleriyle durumun daha da beter edilmesi. haa bayılan çocuk diye afişe edilmem falan hepsi rezaleti katmerlerdi.

    havada geçen bir hayat hiç kolay değil, ama çok da faydalılar. sadece zenginlere portakal suyu vermelerinden değil acil durum geldiğinde yardım edecek ilk kişi olmalarından dolayı da.
hesabın var mı? giriş yap