su anda chicago fire'da top kosturan hristo stoichkov'un barcelona'ya transfer hikayesi de cok enteresandir. hristo, cska sofia'da oynarken cska cup winners cup'da ya da uefa cup'da destan yazar ve mustakbel barcelona (bkz:
barca) teknik direktoru johann cruyff'un gozune girer. oyle ki, cruyff barcelonali yoneticilerle gorusurken der ki size bir sartim var bana bu elemani alin baska bisey istemiyorum. boylelikle 1990-1991 sezonunda bizim komsu cocugu katalunya'nin yolunu tutar ve begrustian'li, amor'lu, nadal'li, goigoxechhia'li, zubizaretta'li, laudrup'lu, bakero'lu, sergi'li takima katilir. barca ile ilk sezonunda 14 gol atar ve cup winners cup'da barcelona ile final zavkini tadar. ispanyol basini coktan hagi'yle kiyaslamaya baslamistir bile. ertesi sene barcola ile champion's league sampiyonu olur, ispanya copa del rey'i alir, 17 golle barcelona'nin en golcu oyuncusu olur, onze mondial tarafindan avrupa'nin en iyi oyuncusu, france football tarafindan en iyi ikinci oyuncusu secilir.
asil sukseyi usa 94'te bullar milli takimiyla yari final oynayarak yapar. yordan lechkov ve krassimir balakov ve kaleci mihaylov ile takimin lokomotfi olur. hatta ceyrek finalde almanyaya ikinci yarinin ortalarinda frikikten bir golu vardir ki, lothar mathhaus mactan sonra," tanri bugun bulgardi" demistir. sanildiginin aksine turk dusmani falan degildir. siradan bir turk bir bulgara ne kadar dusmansa, o da bir turke o kadar dusmandir. arkadas sohbetlerimizde , "hemingway'cim turkler ve bulgarlar... hepimiz ayni nane'nin soyuyuz," demisligi de vardir.
1998'de nedendir bilmem parma'ya gitti. parma, isvecli bir escinsele benzeyen thomas brolin'in boslugunu faustino asprilla ve hristo stoichkov'la doldurmayi planliyordu ama yemedi.
sonra japonya macerasi geldi ve simdi de chicago fire'da oynamaktadir. daha dogrusu parasini catir catir almakta fakat her hafta sakatim diye maclara cikmamaktadir. (bkz:
h 1 da almislardir lan bu adama) soldier field uzun suredir hristo'nun yoklugunu eski bakirkoyspor'lu piotr nowak'la ve santrafor razov'la doldurmaya calismaktadir. ama chicago bulls gibi chicago fire da ebesininkini gordu gecen sene.
neyse, sofya'da baslayan nou camp'da filizlenen ve soldier field'da bitme egilimleri gosteren bir futbol yasaminin hikayesidir bu. kim ne derse desin luis figo'nun ve hristo stoichkov'un barca seyircisi uzerinde yaptigi etkiyi ve tabii ki tepkiyi pek az oyuncu yapabilmistir. la ramblas'ya bir gun yolunuz duserse hala 9 numarali uzerinde genis genis stoichkov yazan bordo mavili tiple gorurseniz onlara ve hristoya saygi duyun, onlari sevin...