• mason scoutlarının forum forum dolaşıp young talent aradığını düşünen malların bulunduğu başlık. sanırsın altyapı seçmelerine giriyor adam tövbe tövbe ya.
  • bi' gün buraya gidip, nabıyonuz la siz bütün gün, diye sormak istiyorum. yapmadan ölürsem eğer gözüm açık gider.
  • bir kaynaga gore bu masonluk teskilati eski zamanlarda duvar ustalari tarafindan kurulmus. zaten mason da duvar ustasi demek. bunlar hur masonlar olmuslar. derneklerini surdurup aralarina duvar ustasi olmayan kimseyi almamislar. ama daha sonralari, baska meslekten insanlari da derneklerine kabul etmisler. bunlarda kabul edilmis masonlar olmuslar. ikisi birlikte hur ve kabul edilmis masonlar olmuslar. ama su zamanda gercek duvar ustalari (bkz: amele) pek de masonik teskilata kabul edilmediklerinden, isi galiba sadece kabul edilmis olanlar surduruyor.
  • tamer karadağlı'nın da bu locaya girmesi gündemde imiş. konuyla ilgili olarak karadağlı gelin bakın nasıl bir açıklama yapmış, garip ama gerçek:

    "böyle şeyler üzerine konuşmak olmaz. bilinir ki buraya girmek için başvuru yapılmıyor. onlar teklif ediyor. benim şu an kabul edilip edilmediğime dair bir bilgim yok. bana haber verilmedi, belki de kabul edilmez. bu tür bir teklif için beyanat vermek de doğru değil."

    konuşmak doğru olmaz deyip bu kadar ayrıntı vermek tamer karadağlı'ya mahsus bir olgu anladığım kadarıyla, hayattaki genel yaklaşımı bu yani. tebrik ediyorum kendisini.
  • adamlar o kadar hür ve kabul edilmiş ki 112 çağırmışlar *. orda çalıştığım dönemde vaka geldi, gittik. nuru ziya sokak, no bilmemne. mide kanaması geçiren ayyaş bi yönetmen filan bekliyorum. kapıyı çaldık, şık bi abi açtı, "merhaba ben dr..." beni niye çağırıyosun o zaman filan gibi düşüncelerle girdim. baya aydınlık şık bir salon, içerisi baya kalabalık, içeride ayrı büyük bir salon daha var, herkes orda. girişteki kanapede iyi giyimli bir hanım bayılmış yatıyor( yani lafın gelişi) tansiyon ölçtük, normal, bi de ekg alalım dedik filan derken kulağımda bir ses: "ne ayak lan bunlar?" erkek fatma hemşire hatun merak etmiş haklı olarak, defiyi almaya gitti. ben de pek çözemedim başta. işte kanepenin etrafına toplanan 10 farklı branşta dr'dan (14 mart'tı) bir tanesinin kardeşlerim şöyle geçelim böyle geçelim söylemlerinden, iç odadaki pentagramdan filan aşağı yukarı tahmin ederken bizim kız geldi:
    "masonmuş ya la bunlar!"
    "kim dedi?"
    "kapıdaki çocuğa sordum, mason bunlar dedi, ediz hun içerde mi dedim, çıktı dedi"
    "ediz hun iiiymiş, puha"
    " sen de mi masonsun dedim, yok abla dedi, gümüşhaneliymiş"
    işte gayet kibar davranıp, işimizi yapmamızda yardımcı oldular, tıp bayramımızı kutladılar, ekg de normal geldi, döndük geldik. niye özel bir ambulans çağırmadılar, eminim ordakilerden birinin hastanesi vardır. ayrıca niye defileri, tansiyon aletleri yok, anlamadım.
    böyle komik bi anı işte, tanıdığım en zeki ve liberal adamlardan birinin mason olduğunu biliyorum, saçma sapan işlerin peşinde koştuklarını da sanmıyorum, özel bir sevgim de yok, ama akşam akşam da masonlardan nefret edemeyeceğim. bence kendilerini dinler ve belki de devletler üstü gören bir grup varlıklı entellektüelin müdahale gücü sahibi olabilmek amaçlı oluşturduğu, kökleri
    eskilere dayanan sosyal örgütler bütünü. ne yaparlarsa yapsınlar devletlerden daha evil olamazlar.

    edit: pentagram değil gönye-pergelmiş. şeşi beş görmüşüz*
  • dunya zamani icinde yasadigim surede hicbir olusuma ya da inanca mensup olmadim. isyankarim, asiyim. bunuda okuyorsaniz hepinizin amina koyayim. varsa hür yasayan delikanli mason itina ile lokeysin verilir.

    ayrica; (bkz: ben ezelden beridir hür yasadim, hür yasarim)
  • iki üyesini tanıyorum. ikisi de bir zamanlar saydırdıkları akp hükümetinin torpiliyle çok iyi konumdalar şu an.

    akp ile aralarında ne tür bir bağ oluştu, ne zaman oluştu, kişisel mi, örgütsel mi bilemiyorum. tek bildiğim getirildekleri görevlerin ardından google aramalarında hür ve kabul edilmiş masonlar listesinde isimlerinin çıkmamasıydı. hatta birisi gezi olayları sırasında halka olumsuz tutumu nedeniyle konuşulmuştu.

    edit; şimdi bir kişi daha geldi aklıma. baba da locadan. çok ciddi bir anlama güçlüğü olan, tr de üni kazanamayıp israil'de okuyan, bu yıl türkiye'de çok iyi bir üniversiteye akademisyen olarak giren biri. yukarıdaki ikisi gibi hayat tarzı ve inancı asla uyuşmamasına rağmen akp yi asla eleştirmiyor. ziranın onun torpili ile kadro buldu, oysa bildiğiniz gerizekalı. hastalarla iletişimini nasıl sağlayacak bilmiyoruz.
  • eski yakın bir arkadaşımdan dolayı bildiğim bir iki ufak şeyi paylaşabileceğim loca.

    buna her hafta bir davet yazısı gelirdi. haftanın bir günü akşamüstü bir yerde toplanıyorlardı. nereye gittiğini ben de bilmiyordum. takip etsem öğrenirdim ama umursamadım. moda'daki büyük kulüp olduğunda şüphelenmişimdir hep. o gün koyu renk takım elbise giyiyordu. üyeler sadece erkekti. çoğunlukla mimar ve göz doktorlarından oluşan bir grup. allah'a inamayanlar üye olamıyordu. ona loca üyelerinden olan bir yakınından teklif gelmişti, o şekilde katılmıştı. işlerini birbirleriyle görüyorlardı, yani diş hekimi ihtiyacı varsa şahsın ailesi locadaki diş hekimine gidiyordu, doktor gerekiyorsa locada kayıtlı olana gidiyorlardı vs. dul kadın kesesi denen bir şey etrafta dönüyomuş, herkes istediği kadar para koyup fakirlere yardım ediyormuş (arkadaş öyle söylemişti).

    eğitimsizleri almıyorlardı, onların aydınlamayacağını düşünüyorlardı (neden manavları kabul etmiyorsunuz diye sorduğumda bana söylenen buydu.) üstad, birader ve yurtdışı yazışmalarda "brother" ı hitap kelimesi olarak kullanıyordu. tabii bunlar dereceye göre değişen sıfatlar. maddi durumları ortalamanın üstünde tiplerdi ( bu zaten çok iyi bilinen birşey). toplantılara katılma zorunluluğu vardı, toplantıyı yöneten her kimse ona bahane bildirilip izin alınması gerekiyordu katılmama durumunda. yoksa ihraç edildiklerini söylemişti. bir de beyaz eldiven olayı var, tören mi, artık ne diyorlarsa o gösterilere sadece onu yönetenin beyaz eldiven giymesi yeterli demişti.

    yurtdışında çok fonksiyonlu, tr dekini ise öylesine toplantılar yaptığını, fonksiyonu olmadığını düşündüğüm oluşum. nasıl ki, cemaat kendi içinde hallediyordu her işini, sanırım bu amcaların ekibi de tuhaf kabul törenleri dışında bir aksiyonu olmayan sosyetik cemaat gibi işliyordu.

    aklıma birşey gelirse eklerim.

    edit; bu arkadaşın göz sembollü bir kolyesi vardı, locadan bir hekim arkadaşı da muayenehanesinde bu tip bir göz figürü koymuştu. bi çeşit tokalaşmadan bahsetmişti, aklımda kalmamış.

    edit; akp düşmanı olan bu tip sonradan akp nin en has adamı olmuştu. akp nin eskiden cemaatle olduğu gibi loca nın belli bir kısım üyeleri ile de çok sağlam bağlantısı olduğunu düşünüyorum.

    edit; büyük kulüp değil, galatasaray lisesi yakınlarında bir bina.
  • üst edit : değerli bir yazar arkadaşımın uyarısı ile yanlış hatırladığım ve yanlış anlaşılan bazı bölümleri düzeltiyorum.

    nedir, ne değildir.
    yazılanların çoğunu okumaya çalıştım. çoğu yanlış ama içerideyim diyenler de bu yanlışları düzeltmemiş olmasına anlam veremedim. herkesin anlayabileceği şekilde anlatmayı deneyeceğim.

    öncelikle türkiye'de 3 mason grubu vardır. 1. hür ve kabul edilmiş masonlar büyük locası 2. özgür masonlar mahfili 3. ise hür ve kabul edilmiş masonlar büyük locası içerisinden doğan iskoç riti uygulayan ve kendi aralarında kırmızı masonlar olarak adlandırdıkları daha gizli oluşum. konuyu daha iyi anlamanız ve isimlerin uzunluğu sebebi ile kendilerinin kullandığı tanımla devam edelim.

    hür ve kabul edilmiş masonlar büyük locası maviler olarak tanımlanır. aynı zamanda nur-i ziya ya da 13 olarak. ben maviler olarak devam edeceğim.

    özgür masonlar mahfili, maviler onlara tepebaşı111 ya da sadece 111 derler. 111 olarak adlandıracağım. son olarak iskoç riti, onların bilinen isimlerini buraya yazmak doğru olmayacaktır o yüzden kendi tanımları ile kırmızılar olarak anlatmaya çalışacağım.

    türkiye'de en fazla üye sayısına sahip olan masonlar. mavilerdir. yani bu başlıktaki mason locasıdır. en son bildiğim üye sayıları 15.000 kişiydi. şu anda sayılarını bilmiyorum. 111'lerin en son bildiğim üye sayısı 3.000 kişiydi. kırmızıların sayısı 200 kişiden fazla ( ben bu bölümü daha önce 120 kişi olarak yazmıştım )

    tüm masonik oluşumlar mavilerden ayrılır ya da mavilerden doğar. türkiye'de ilk kuruluş 1909 yılında maviler tarafından gerçekleşmiştir. 1966 yılında 111'ler mavilerden ayrılarak kendi bağımsız localarını kurmuşlardır. kırmızılar zaten mavilerin içerisinden seçilir ya da alınırlar.

    en yanlış bilinen konu kaçıncı derece masonsun sorusudur. maviler ve 111'ler 3 derecelik riti uygularlar. yani bu localardakiler 1. derece çırak, 2. derece kalfa ve 3. derece üstat olurlar. bu localara üyelerin görüp görebileceği en yüksek derece 3. derecedir. ortalama derecelerinin yükselmeleri 1 sene bazen iki senedir. kısaca üye olduktan sonra, ki kabul törenine tekris denir. tekris olduktan 3-4 sene sonra üstat olabilirsiniz.

    herkesin bildiği 33 derecelik iskoç ritini kırmızılar uygularlar. uzun ve zahmetli bir süreçtir. mavilerde 3. derece gelmiş kişiler 4.dereceden buraya kabul edilmiş ya da seçilmişse devam edebilir. içlerinde en gizli en bilinmezler kırmızılardır. derecelerindeki limitleri yanlış hatırlıyormuşum. sadece 33. derecede kontenjan var ve sayı 33 ile sınırlı diğer derecelerde yükseliş için beklemek gerekmiyor. kırmızılar hakkında verebileceğim bilgiler burada bitiyor. fazlasını bilmediğimden değil.. fazlası için iskoç ritini. landmarkları ve tapınak şovalyelerine kadar çok uzun bilgilendirme gerekiyor. bunlara felsefi localar da deniyor.

    sözlüğün en çok takıldığı konu ateistlerin alınmaması olmuş. mavilerle 111'lerin en büyük ayrıştığı yerlerden biri burasıdır. 111'ler bunu şart koşmaz. maviler ise bunu şart koşarlar. mavilerin buna açıklaması felsefidir. masonluk tekris töreni sonrası mabette bir yeminle başlar. maviler ilahi bir bağı olmayanın yemininin gerçekliğini şüpheli bulurlar. kısaca ilahi bağı olmayanın yemini kabul edilmez. 111'ler ise bunu şart koşmadıkları için ateistleri de alırlar.

    kadınların alınmadığı konusu ikinci çok konuşulan konu. maviler ve kırmızılar kadınları kabul etmezler. felsefi bir sebebi yoktur. loca dediğiniz şey lonca'nın karşılığıdır. ilk çıkışı 18. yy olarak yanlış bilinmektedir. ilk başlangıcı ve ritüellerin temeli hiram ve süleyman'ın mabedine dayanır. taş işçileri, duvar işçileri/ustaları kavramı ve yükseliş ritüellerinin temeli buradan başlar. sonrasında masonluk içerisine başka ustalarda alınmaya başlanmıştır. en son tapınak şövalyeleri ile birlikte şekil değiştirmiştir. hiç birinde kadın yoktur. gelişimi de kadın olmadan devam etmektedir. ancak 111'lere bağlı kadın locası vardır. onlar kutsal kitap ahdini uygulamadıkları gibi bu geleneği de uygulamazlar.

    loca nedir? aslında tüm masonik oluşumlar kendi içlerinde sayısız locaya bölünür. yani mavilerde şu anda 130 alt loca vardır belki daha fazla. bunlar kuruluş sırasına göre bir numara alırlar. ortalama sayıları 80-120 kişi arasındadır. çok daha küçük localarda olabilir özellikle yeni kurulmuş localar 30-40 kişi ile başlarlar. zamanla sayıları artar. ancak anılmaları kendilerine aldıkları isimlerle olur. örnek: hür ve kabul edilmiş masonlar büyük locasına bağlı cumhuriyet yıldızı muhterem locası. bu şu demektir. bu çalışma grubunun adı budur. her 15 günde bir bulundukları ilde ya da kendi ayarladıkları mekanda mabet adını verdikleri yerde bu loca toplanır. locanın mevcudu 150 kişi olabilir ancak çalışmaya katılanların sayısı 60-70 kişide olabilir. katılmayanlar loca sekreterine mazeret bildirirler. bu locaya bağlı kişiler diğer masonları tanımadıkları gibi, izinle ya da davetle diğer locaların çalışmalarına katılabilir. kısaca mason olmak yetmez. tüm masonların birbirini tanımama sebebi budur. çalışmanın kaçıncı derece olduğu önceden ya da mabedin girişinde belirtilir. ( yani üstat derecesi bir çalışmaya locanın mensubu bile olsa kalfa ve çırak derecesindekiler katılamaz. ya da loca çalışmasını kalfa derecesinde devam edecekse çıraklar mabetten çıkartılır.) localarda bir sürü görevli vardır. bunlar loca mensuplarından zaman içerisinde seçilir. tüm görevler sadece üstatlar içindir. koruyucu, 1. nazır, 2. nazır, sekreter, hazine emini gibi. ( ancak çırak derecesi çalışmasında yeterli çoğunluk sağlanmaz ise bazı görevler istisna olarak o çalışmaya özel çırak ve kalfalara verilebilir.) loca başkanı olarak tanımlayabileceğimiz üstadı muhterem. buralara çok girmiyorum. ama mabette doğu olarak tabir edilen bölüme doğru gittikçe masonluk süreleri ve çalışmalara verdikleri katkı artıyor demektir. onlar en eskilerdir. üstadı muhterem mabedin doğusunda en yukarıda oturur.

    loca ve çalışma sistemi dünyanın en eski sistemlerinden biridir. günümüzde kullanılan okullarda ki sınıf sistemi bile buradan doğar. bu o kadar çok kopyalanmış ve uygulanmış bir sistemdir ki neredeyse tüm örgütler, ezoterik ya da dini tarikatlar bu sistemi kullanır ya da kendine göre uygular. kısaca ülkede her hangi bir tarikata mensup olan kişi toplanma ve çalışma sistemini masonlardan aldığını bilmez. hatta terör örgütleri hücre evi fikrini buradan çalmışlardır. fetöcülerin imam sistemi bile buradan çalmadır.

    nerelerde mabet var? mavilerin ve 111'lerin bir çok ilde mabetleri vardır. ankara, izmir, bodrum, eskişehir, anadolu yakasında koşuyolu, antalya, adana. mavilerin kartal'da da bir mabetleri vardı ancak terör saldırısı sonrası kapatıldı. bütün bu alanlar vadi ismi verilir. yani bir mason kardeşinize kendinizi tanıtırken hangi vadiden olduğunuzu ( ör: ankara vadisi), hangi locada olduğunuzu söylersiniz. istanbul vadisinde bir locada olup yolunuz düşmüşse ankara vadisinde bir locanın çalışmasına katılabilirsiniz. ancak maviler ve 111'ler birbirlerinin çalışmalarına katılmazlar. kabul edilmezler. ( maviler, 111'leri çalışmalarına kabul etmiyor. ancak 111'ler mavileri çalışmalarına kabul ediyorlar bununla ilgili bir yasak yok ancak maviler bu çalışmalara gitmiyor ya da gidemiyorlar.) birbirlerini de çok sevmezler. ankara'dan istanbul'a taşınmışsanız çalışmalarınıza buradaki bir locada devam edebilirsiniz. kırmızılar istanbul'da bir yerde toplanıyor ama yazamadığım için özür dilerim.

    içeride din ve siyaset konuşmanın yasak olması; içeride allah, tanrı gibi kelimeler kullanılmaz. yaratıcı evrenin ulu mimarı olarak tanımlanır. yani allah yardımcınız olsun demek yerine evrenin ulu mimarı yardımcınız olsun dendiğini duyarsınız. bunun iki sebebi vardır birincisi felsefi tarafıdır. bu biraz karmaşık olmakla beraber evreni yaratan, şekillendiren bir mimar tanımı kendi ritüellerinden gelir. masonluğun amacı insanlık mabedi kurmaktır. özetle siz bu mabette çırak olarak çalışacaksınız. öğrendiklerinizle kalfa olacak ve en son usta yani üstat olarak bu mabedin inşaatı için uğraşacaksınız. ikinci sebebi kardeşler arasında kimin hangi dine mensup olduğunun anlaşılmamasıdır. müslüman ve ya hristiyan herkes yaratıcıyı evrenin ulu mimarı olarak anar. din ve siyaset konuşulmamasının altında bu yatar. masonların toplanma amacı ritüel olarak insanlık mabedi inşa etmek içindir. oturup kafa kafaya yeni bir yönetim şekli ya da bir din inanış sistemi kurmak değildir. kısaca işinizi yapın bunlara kafa yormayın demektir.

    en büyük kavgalardan biri osmanlı devletinin son dönemi ve cumhuriyetin ilk döneminde bir çok isim mason locasına girmiş midir?. girmemiş midir? dönemi doğru anlamakta fayda vardır. osmanlı devletinde mason localarının kurulması bilinenden daha eskiye dayanır ancak bir şartı vardır. müslümanları kabul etmeyecekleri. bu aynı zamanda mason localarına bir dokunulmazlık, bir uzak duruş kazandırmıştır. bu bazı grupların çok işine yaramaktadır. ittihat ve terakki gibi cemiyetler başta olmak üzere bir çoğu bu locaları kullanmışlardır. mason localarının ritüelleri gizlilik esası ve osmanlı devletinin sanki bunlara dokunmuyor oluşu toplantı yapmak, bir gizlilik içerisinde yakalanmadan toplanmak için harika ortamlardır. burada ilginç ve büyük bir sorun ortaya çıkar. loca toplantıları tutanak altına alınır. girmeden önce imza atarsınız. içeride konuşulan her şey loca sekreteri tarafından kayıt altına alınır. kimlerin söz aldığı, talepler, dilekler, çalışmanın ne olduğu. maviler yani hür ve kabul edilmiş masonlar büyük locasının elinde geçmişten günümüze bu çalışmaların tüm kayıtları var. anadolu'da din adamı olarak bilinen birinin de ittihat ve terakkinin önemli kişilerini de aynı mabette aynı toplantıda olduğu kayıt altındadır. bu belgeleri açıklasalar yer yerinden oynar mı? bence oynar. ama masonluk gizlilik esasına göre bir yapılanmadır ve sırları iyi saklıyorlar.

    gelelim günümüzdeki masonluğa ya da uygulanan masonluğa. öncelikle günümüzde aynı ritüeller ile faaliyetlerine devam etmektedir. ancak zaman içerisinde içeriden üç kişinin referans ya da kefil olması ile alım süreci hasarlı bir yapı doğurmuştur. bu türkiye'ye özgüdür. birbirini tanıyan insanların önermesi ya da daveti gruplaşmalar ve yığılmalar yaratmaktadır. bir locanın yarısından çoğu doktor ya da avukat olabilir, bazı localar ise akademik kadrolarla doludur. bazıları aynı okullardan mezun olanlar tarafından kurulmuş olabilir. günlük ve mesleki hayattaki karmaşalar, kavgalar küsmeler bu sebeple daha fazla loca içerisine yansır. kısaca ülke ne ise localarda o haldedir.

    felsefi açıdan kişisel gelişiminize katkı olsun istiyorsanız tatmin edici olabilir. ama üç derecelik riti uygulayan masonlukta iş ağı ve zenginleşme hadisesi gerçek değildir. faydaları mutlaka vardır ancak çok başarılı değil. hatta zaman içerisinde kardeşleri ile iş yapmayan, önermeyen, referans olmayan kişileri bolca görürsünüz. hatta loca ritüellerinin bile ciddi uygulanmadığı localar bile var. kırmızı localardan haberleri bile yoktur çoğunun.

    tüm gizem ve tüm ciddiyeti ile masonluğun uygulandığı yer felsefi localar yani kırmızı localardır. masonlukla ilgili tüm dünyayı yönetiyorlar söylemi bu localardan çıkar. orada alt derecedekiler üst derecedekilerin kim olduğunu bile bilmez. tapınakçılar, kırmızılar, felsefi localar ve yüksek şura olarak adlandırılan bu isimlerle bolca komplo teorisi üretilen bu masonlar başka bir yazı konusu.

    imla ve yazım hatası olduysa lütfen uyarın.

    edit : gelen soruya istinaden. neden dizi ve filmlerde işlenen tarikat, örgüt ya da üst akıl masonlar olarak işleniyor. aslında işlenmiyor bu toplulukları anlatmak için en çok bilinen mason ritüellerini kullanıyorlar. ( mabet, tören ve kıyafet gibi ) en çok bildikleri, en eski ve en gizemli olan masonlar olduğu için işlenen her örgüt ya da üst akıl bu törenlerden alınan bilgi ya da görselle işleniyor. ayrıca son 150 yılda çıkan bir çok ezoterik örgüt ritüel ve tören anlamında masonlardan fazlası ile etkilenmişlerdir.

    keçi kanı içmiyorlar :) keçi kanı içme hikayesi 1231'de lucardis tarafından kurulun luciferianizm bir ezoterik tarikatla başlamış ve günümüze kadar daha büyük kitlelere yayılarak devam etmiştir. bu da başka bir yazı konusu.
  • ne zaman adı geçse, emekli olup kahvede sineğe koz çakan dayılar geliyor aklıma.

    sanki böyle "yaa karı yetti dırdırın bi huzur ver" deyip evden kaçmaya bahane arayan emmilerin buluşma noktası gibi.
hesabın var mı? giriş yap