• --- spoiler ---
    dürüğ victoria dönemine ait sandalyeleri ve lambalari cok seviyor:)
    --- spoiler ---
  • konuyla ilgili bildiklerimi yazayım da katkı olsun.

    1- drew'ın dedesi vakti zamanında kralın baş marangozuymuş, yani aileden kültürlü ve zenginler.

    2- karısı rebacca ile boşanmış durumdalar ama beraber çalışmaya devam ediyorlar.

    3- rebacca ile bir oğulları var 20'li yaşlarda.

    4- köpekleri enzo vefat etmiştir.

    5- şoförlüğünü yapan tee (johm tee), çocukluk arkadaşıdır, troid bozukluğu ve aşırı kilo almasından dolayı 2020 sonrası çekimlerde yer almamaktadır, doktoru yasaklamıştır.

    6- londra'da bir pubda olay çıkardığı için, drew'in londrada publara girmesi ömür boyu yasaklanmıştır.

    7- 2016 yılında convy'deki mağzayı satıp, gloucestershire'a taşımıştır.

    8- dp classics isminde antika araba ve motorları alıp sattığı bir firması daha vardır ve yine tv'de program yapmaktadır.

    internet sitesi çok aktiftir, her hafta girer bakarım.

    drew
  • sekizyüz kilometre yol gidip iki vazo alıp dönmelerine uyuz oluyorum. lan yaktığın benzine değmez alsana ne varsa.
    bir de yüz senedir ahırda yatan ıvır zıvırı satmayan dallamalar var. dürüv’ün yerinde olsam iyi tamam amk al götüne sok derim.
  • antikaları farklı depolardan, şatolardan, antikacılardan ve hurdacılardan alıp, gerekli bakımlarını yaptıktan sonra satışını gerçekleştiren drew pritchard ve ekibinin maceralarını anlatan tv programı. dmax'ın hoş seyirliklerinden. ne zaman denk gelsem ekrana kitliyor. kendim de antikaya düşkün bir insan olarak ödenen ve kazanılan paralara şaşıyorum. gördüğümüz antikaların yanısıra britanya'nın doğal güzellikleri, şatoları falan da bir güzel programa yedirilmiş. programı izlerken, seri üretim çılgınlığının eşyaları nasıl ruhsuzlaştırdığını birinci elden görebiliyorsunuz. 1930'lardaki bir duvar saatine bakıyorsunuz, bir de şimdi 10 tl'ye satılan çin mallarına. evdeki saati kırasınız geliyor. ikea'dan aldığınız çalışma masasına bakıyorsunuz, bir de bilmem nerenin kaymakamının 1790'da yaptırdığına. deliriyor insan. dikkat etmek lazım.

    https://www.rosencruz.com/…/12/hurda-avcilari-dmax/

    drew pritchard'ın müzayede web sitesi ise burada;

    https://www.drewpritchard.co.uk/
  • drew bir eşya görüyor. ''victoria döneminden kalma harika bir sandalye bu. oldukça da iyi durumda. şu üst kısma bakın. ah... bu gerçekten harika bir parça. bunu kesinlikle alacağım. burada eşsiz eşyalar var.'' diye iki buçuk saat ballandıra ballandıra anlatıyor. ben de haliyle diyorum ki, kesin 2 bin-3 bin pound eder bu. sonra dönüyor satıcıya, ''bak... bu sandalyeye 22 pound veririm.'' diyor. 22 pound mu? ulan tahtakale'de bile sandalyenin tekini 40 liraya satıyorlar. iki saattir 20 poundluk hurdayı mı övdün durdun? bir de o kadar mazot harcıyor, zaman harcıyor gidip 20 pounda aldığı eşyayı 40 pounda satıyor. 500 pounda aldığı eşyaya 100 pound masraf yapıp 700 pounda satıyor. bu paralar normalde mazotunu karşılamaz. tam olarak neyin peşindeler ve geçimlerini nasıl sağlıyorlar hala tam olarak anlayamadım.

    wheeler dealers da aynı. 7000 pounda araba alıyorlar. edd usta günler boyunca sabahtan akşama kadar arabayı komple söküp takıyor, bir şeyler yapıyor, adamın anası ağlıyor, derbeder oluyor resmen. sonra mike sığırı gelip ''arabayı 7000'e aldık, 3000 bin de masraf yaptık ama hey bak, müşterisi hazır'' deyip 11 bine satıyor arabayı. bakıyorsun tüm bu tantana 1000 pound içinmiş. o 1000 pound edd'in alın terinin karşılığı bile değil. bu adamlar neden böyle keriz bilmiyorum.
  • 12. sezon 8. bölümünde amsterdam'da bir antikacıdan sappho büstü alınan program. buraya kadar sıkıntı yok ama sonrasında büst tanıtılırken geldiği yerin türkiye'den bir müze olduğu söyleniyor. biraz araştırdım bu hainliği yapanın hangi müze olduğunu bulmak için ancak bir sonuç bulamadım. konuyla ilgili sadece bir vatandaşın benzer araştırmasını gördüm.
    link

    dünya çapında izlenilen bir kanalda açık açık türkiye'nin bir müzesinden kaçırılan bir büst satılıyor ancak kimsenin umurunda değil. bir tek bana mı garip geldi acaba?
  • işin komik yanı hurda avcıları programında antika alım satımı yapılırken; aynı kanaldaki antika avcıları programında hurda alınıp satılıyor.
  • uzun süredir takip ettiğim tv programı.

    toplanan materyallerin restorasyon aşamasının biraz daha fazla gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. bazı ürünlerin sadece tozunu alıp, güzelce parlatmaları yeterli oluyor. ancak bazen epey yıpranmış bir ürüne denk geliyorlar, işte o ürünün restorasyon aşaması daha detaylı olduğundan ilgi çekici bilgiler barındırabilmektedir. onun için her bölümün sonunu umutla bekliyorum.
  • acun neden hala bu programın yerli versiyonunu yapmadı anlamış değilim. oysa kesinlikle çok izlenen bir program olacaktır. (bkz: o ses turkiye) reytinglerinin altına ineceğini sanmıyorum. hem öğretici de olur. millet biraz bakış açısı kazanır.
    sana sesleniyorum acun. hadi bunu yapmadın. git al formatı (bkz: wheeler dealers) 'i yap. bak kesin tutar.
  • az önce seyrettiğim bölümde (1. sezon 9. böülmde) "serkan yumakcı" isimli birine rastladığım dizidir.

    dizinin sonuna kadar bekledim kim bu serkan acep diye. türk olmalı diye bekliyordum. türk olmasına türk çıktı da ama takkeli, aşırı kilolu, uzun sakallı böyle bildiğin "hoca efendi" görünümlü biri çıktı yahu. pinball tamir ettirdi, yapılan işi takdir etti ama yok yahu adam bildiğin algılarımı yıktı geçti.

    bu arada, "hoca efendi" deyince yeni nesilde insanların aklına taliban benzeri oluşumlar geliyor ama benim çocukluğumda vardı böyle abiler. hem kilolu idiler hem de dindar. işlerinde güçlerinde insanlardılar. sevimli ve güvenilir insanlardı. bu abi onlara benziyor.
hesabın var mı? giriş yap