• kulağa çok hoş gelen iki kelime.
  • sosyoloji & fransız devrimi
    toplum vs birey
    uyum vs aykırılık

    şeklinde de ifade edilebilecek olan ve esasında

    yapı vs özne
    den başka bir şey olmayan dikotomi.
  • özgürlüğün bir durum huzurunsa bir his olmasından dolayı, varlığını tam olarak duyumsayabildiğimiz için huzurun seçilmesi normaldir. ne de olsa o tam özgürlük anında ne hissedeceğiz bu hisler bizi ne yapmaya sürükleyecek tam bilmiyoruz.

    özgürlük arttıkça bilinç düşüyor bile olabilir. örneğin belki alakasız gelecek ama sınavımız varken herşeyin daha çok zevk vermesi.
  • aralarında negatif korelasyon bulunan iki kavramın ebedi savaşıdır. özgürlüğün az olduğu durumda güvenlikten ufak bir feragat özgürlüğü çok artırır. tam tersi durum da geçerlidir. toplumlarda gündem konularında mutlaka bu savaş ile alakalı bir şey mevcuttur.

    objektif bir doğru denge noktası yoktur ve insanlar hep ikisini de isterler. ikisinin de normalden yüksek miktarda mevcut olabilmesi için birinden birini modifiye edecek doğal etken gerekir.

    ikisi de tepe noktaya ulaşamaz zira belli bir noktadan sonra kendisini de zedelemeye başlar. bunun en önemli sebebi otorite merciilerinin tüm etkenlerin kontrol edemeyişidir. çocuğunu tamamen özgür bırakan bir aile -ki bu durumda mevcudiyeti sorgulanır- onun örneğin hapse girmesini engelleyemeyecek; çocuğunu her şeyden korumaya çalışan bir aile -ki bu durumda sevgileri sorgulanır- onu örneğin psikolojik sorunlarından koruyamayacaktır.

    sweet spot dışındaki alanlar problematik, uçlardaki bölgeler de her zaman distopiktir.
  • şahsımca birbirine zıt iki terim.

    günümüz şartları içinde, birinden feragat edilmesi gereklidir.

    bu iki terim üzerine uzun zaman düşündüm, ve hangisini seçmem gerektiğine karar vermeye çalıştım.
    bazen yatağımda uyumaya çalışırken, saatlerce duvara bakmamı sağladı. doğru olan ne idi?

    fakat özgürlük üzerine düşündükçe, o kadar ütopik bir şey olduğunu farkettim ki... özgürlük için sınırları zorlamanın hem huzuru kaçırabileceğini, hem de ömürlük bir çaba sarfetmek gerekebileceğini farkettim. peki özgürlük için değer miydi? sonra özgürlüğün ne olduğunu anlamaya çalıştım.

    herkes özgürlüğün sınırlarına takmışken, ben özgürlüğün saçmalığının ayırdına vardım. özgürlük, ölümün olduğu bir düzende ne işe yarar ki? sonra huzur. bazıları dinde arar bunu, bazıları sevgilide, bazıları ise ideallerinde; 2 katlı dublex evde.

    ben ise, huzurun dinginlikte olduğunu farkettim; o halde şehirde huzur bulunamazdı. huzurun, insanlarda da olmadığını farkettim; tabi aileyi bu kıstasın oldukça dışında tutmaya çalıştım. ama huzurun tam anlamını bozacak şeyler var, en sevdiklerimizde bile.

    mesela aileden birinin ölmesi. bazı insanlar aileden birini kaybettiklerinde, bunun ömür boyu etkisini yaşıyorlar. o halde insanlardan da uzaklaşmalı; huzuru arayan birey.

    peki ya açlık? savaşlar? ekonomik kriz? her gün can sıkan diğer milyonlarca haber? evimize nasıl aldık; huzursuzluk çıkaran milyonlarca şeyi mazoşistçe nasıl göğüsledik bunca yıl?

    kesinlikle huzur medyadan uzak olmalı. evet, belki güzel; sonu sıcacık biten kitaplar. onlar olmalı.

    ve huzur, özgürlüklerden ağır basmalı.

    yoksa hiçbir özgürlüğe kavuşamamış, daha çok hapsolmuş ve hayal kırıklığı içinde yaşama veda eden bireyler olmamız kaçınılmazdır.

    huzurun, kaçmak gibi bir külfeti var; yalnız kalmak.

    kim bilir; huzur bile özgürlük kadar ütopiktir. ama denemeden gözlerimi kapamak istemiyorum.

    çiftlik hayalleri kuruyorum; 3-5 dönüm de olsa, sınırları içinde kendi bağımsızlığımla; bir kez de olsa, huzura erişmeyi "denemek" istiyorum. ucunda huzurumun kaçması olsa da.
  • kıyaslanacak kavramlar değil bana kalırsa, biri birini getirebilir.

    ben özgür olduğum için huzurluyum mesela.
  • bir süre sonra insanlar pek de umrunda olmuyor. kimseyi değiştirmeye çalışmıyorsun. kimin ne düşündüğünü, kimin ne yaptığını umursamıyorsun. yorulunca kendi kabuğuna çekilip o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun. anlık mutluluklar yaşayıp derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit, kimseye de ihtiyacın olmuyor.
    siz buna yalnızlık diyorsunuz, bense huzur.

    evet yalnızlık ve özgürlük arasında bir ilişki var.
  • huzur daha önemlidir..
    özgürlük az/çok herkeste vardır zaten..
hesabın var mı? giriş yap