• hz.imam hasan, hz.ali ile hz.fâtıma’tüz zehra’nın evliliklerinden dünyaya gelen ilk oğullarıdır. hz.muhammed’in sevgili torunu olan hz.imam hasan, hicret’in 3.yılı ramazan ayının 15. gününde medine-i münevvere’de dünyaya gelmişlerdir.

    hz.imâm hasan’ın, 5 kız 11 erkek olmak üzere, 16 evlâtları olmuştur. hz.imâm hasan’ın künyeleri; “ebû muhammed”, lâkapları “müctebâ”, “zeki”, “sıbt”tır; en meşhur lâkapları ise “seçilmiş” anlamına gelen “müctebâ”dır.

    hz.muhammed, sevgili torunları hz.imâm hasan ve hz.imâm hüseyin’i pek çok severler ve onlar hakkında; “hasan ve hüseyin cennet gençlerinin efendileridir, ulularıdır”, “onlar dünyada benim iki demet çiçeğimdir” der ve onlara; “oğullarım” diye hitab ederlerdi.
  • lakabı mıtlak (çok boşayan) olan kişi.

    --- spoiler ---

    “mıtlak” (çok boşayan) lakabıyla da anılan hz. hasan’ın hayatında 100’e yakın evlilik yaptığı söylenir; hatta şiî müelliflerinden ibn şehrâşûb’a göre ayrıca 250 veya 300 câriyesi olmuştur.

    kaynak: http://www.islamansiklopedisi.info/…hp?idno=d160283
    --- spoiler ---
  • hz. hüseyin'in ağabeyidir.

    ey müslümanlar, hz. hasan'ı her andığınızda bunu hatırlayın; o hüseyin'in ağabeyi, ehli beytin büyük olan oğuludur. o asalet ve şecaat terazisinin saklı kefesidir. o gök ehlinin gölgede kalan küpesidir.

    ey müslümanlar, hz. hüseyin'in trajik şehadeti, hz. hasan'ın sessiz fedasını unutturmasın size. hz hüseyin'e ağlayan gözlerin sahipleri, hz. hasan'ı da anın, onu da tanıyın, onu da anlatın. hz. hasan'ın mücadelesi de, hz. hüseyin'in mücadelesi kadar anlatılmaya ve örnek alınmaya değerdir.

    çocukluğumdan beri hz. hüseyin'in hayatını dinlerim; örnek şahsiyet, örnek mücadele adamı, batıla dik duran hakikat neferidir o. arada bir yerde de derlerdi ki ağabeyi vardır, adı da hasan. yıllar sonra hasan'ı da araştırıp okudum, gecikmeli olsa da. gördüm ki bir örnek şahsiyet, bir örnek mücadele adamı, bir batıla dik duran hakikat neferi daha varmış en az hz. hüseyin kadar bilinmeyi hakeden.

    misal olsun diye; allah asalet terazinin bir kefesine cevheri ateşten, bir kefesine ise cevheri sudan iki hakikat neferi yaratmış. misal olsun diye; allah birinin mayasını gökten, diğerinin mayasını topraktan çalmış. ama ateş ruhlu suya denk, toprak mayalı göğe denk.

    evet, hz. hüseyin halkın kapalı gözlerle bile gördüğü nurlar içinde bir devdir. bilinsin ki hz. hasan da, hakk'ın ve gök ehlinin gölgeler içinde ayın ondördü gibi gördüğü bir devdir.

    ey müslümanlar, hz. hasan, ehli beytin büyük olan oğuludur.
  • muaviye ile olan anlaşması gereği, kendisine belli aralıklarla, çuval çuval paralar, altınlar gelirmiş. kendisi de, bu çuvalları bir fakire verir, üstüne de, fakire hamallık parası verirmiş.

    çuval çuval paraların üstüne,bir de, neden hamallık parası verirmiş ki?

    1- belki de, hamallık parasını vermediği zaman, tam bir çuval para vermemiş olduğunu düşünmüştü.

    2- kimbilir, hamallık parası vererek, ha taş taşıtıyorum, ha da para; ikisinin de, kendisi için aynı olduğunu göstermek istemişti.

    3- yoksa bununla muaviye'ye, bir tavır mı almış oluyordu?

    4- veya, densizin birisi kendisinden bir de, hamallık parası mı istemişti?

    cevaplar: bilmiyorum.
  • hz. muhammed'in torunu, hz. ali ve hz. fatma'nın oğludur. ehli beytten ve ehli abadandır. şii imamlarının* ikincisi, sünni reşit halifelerinin* beşincisi ve sonuncusudur. hz. hasan'dan sonra hilafet yeryüzünden kalkmış; emevi, abbasi ve diğerlerinin zorbalıkla kullandığı bir saltanata dönüşmüştür. imamet ise kardeşi hz. hüseyin ile devam etmiştir.

    muaviye , hz. hasan'ın karısı ca'de'ye hz. hasan'ı zehirlediği takdirde para ve oğlu yezid 'e eş etmeyi vaadetmiş; ca'de de muaviye eliyle hz. hasan'ı zehirleyerek şehit etmiştir. muaviye ca'de'ye parasını ödemiş ama oğluyla evlendirmemiştir.
  • imam gazalinin naklettiğine göre tek seferde 4 kadın boşayıp 4 kadınla evlenen, evlendiği kadın sayısı 200'ü bulduğu rivayet edilen, lakabı mıtlak olan (çokça boşayan)muhammedin torunu alinin oğlu.babası ali bile(hoş kendisi de 9 defa evlenmiştir) bir gün kufelilere şöyle demişti:“kufeliler, hasan’ı evlendirmeyin, (ona kız vermeyin) çünkü o çok boşayan bir adamdır. (racülün mıtlak).”

    olay hakkında şöyle fantastik ve objektif! bir değerlendirmeye rastladım.

    "o, ufak tefek sebepleri ve memnuniyetsizlikleri boşama sebebi olarak görmekte ve hanımlarını boşamaktadır. bir başka deyişle o hanımlarından kolay memnun olan birisi değildir. bu duruma sebep, hz. hasan (ra)’ın titizliği ve mükemmeliyetçiliği olabilir."

    kaynak
  • hulefai raşidin'in beşincisi. (bkz: #11176692)
  • kahraman. agzina ismini alirken korkmasi gereken insanlar bize diyoki onu ehli sunnet vel cemaat kitaplarlarindan okuyun. size mi sorcaz biz imamimizi? kimsin ki karisiyosun sen? sen git fethullah hocani oku yada sana yeni kardes yapamayan anani ne idugu belirsiz hocalara gotur.
  • hasretleri lütfunda
    (bkz: hasan mezarcı)
  • (bkz: revak kitabevi) tarafından "yâdigâr-ı mustafâ, hz. hasan" adı ile biyografisi yayınlanan peygamber torunu. ciddi akademik bir araştırmaya dayanan, yaşadığı dönemin siyasî olayları, hilafet meselesi yanında şahsına atılan iftiralara da cevap niteliğinde olan eserin arka kapak tanıtımı şu şekildedir:

    peşine düşülen, türlü isimler verilen, erişmek yolunda bazılarının çıkmaza düştüğü yegâne hakikat, en son ehlibeyt hüviyeti ile kendini tanıtmıştır. dolayısıyla ehlibeyt’i tanımaya çalışmak, insanın kendi hakikatini tanımaya çalışmasıdır. onların yaşadıkları ve meseleler karşısındaki duruşları öğrenildikçe, insanın hayır ile şerri, hak ile bâtılı tefrik hususundaki melekesi de sıhhat bulacaktır.

    hz. hasan, hz. muhammed mustafâ’nın “arşın arz üzerindeki misafirlerinden biri” olarak vasfedip, “oğlum” diye hitap ettiği, son demlerinde dahi yanından ayırmadığı, islâm’ın zâhirî ve bâtınî hâmîi olarak ümmete emanet ettiği yâdigârıdır.

    yâdigâr-ı mustafâ: hazret-i hasan adlı eserin ilk bölümünde, hz. hasan’ın biyografisi kaleme alınmış; ailesiyle birlikte yaşadıkları, kendisine atılan iftiralar, suikast girişimleri ve hilâfeti sırasında vukû bulan hâdiseler değerlendirilirken, islâmiyet’in ilk dönemine farklı bir gözle bakma imkânı da sunulmuştur. ikinci bölümde ise, ehlibeyt muhibbi şairlerin medhiye ve mersiye tarzında söyledikleri kırk yedi manzum derlenerek, ilk bölümde okunan hâdiselerin âşıkâne ve ârifâne terennümleri arz edilmiştir.

    “nâzenîn-i hazret-i mahbûb-i rabbi’l-âlemîn / yâdigâr-ı mustafâ’dır feyz-i gufrânım hasen”
    hz. hasan
hesabın var mı? giriş yap