• duanın istemekten çok yaradana halini arz etmek olduğunu öğrendiğim peygamber.
    "senden başka hiçbir ilah yoktur, sen bütün noksanlıklardan münezzehsin,
    muhakkak ki ben nefsime zulmedenlerden oldum." der, balığın karnında, biçare halde.

    halini arz ediyor yalnız. ben nefsine zulmedenlerden oldum. sen merhametlilerin en merhametlisisin.. ötesini dillendirmiyor. akıbetinden dem vurmuyor. şair demiş:

    annemin bana öğrettiği ilk kelime
    allah, şahdamarımdan yakın bana benim içimde*

    şahdamarından daha yakın olan biliyor çünkü, kalbinden geçeni, ihtiyacın olanı ve sana dair senin dahi bilmediğin pek çok şeyi. dua ederken hali arzetmeli.. ötesini ondan iyi kim bilebilir ki..
  • "senden başka hiçbir ilah yoktur sen bütün noksanlıklardan münezzehsin muhakkak ki ben nefsime zulm edenlerden oldum."
  • bağlı olduğu kavmi küfürden ve şirkten vazgeçirmek için görevlendirilmiş, kavmin hiç oralı olmadığını gördüğünde sinirlenip kavmini terkedip kendini yollara vermiş, bir gemiye binmiş lakin yolculuk sırasında batmaya yüz tutması neticesinde çekilen kur'a sonucu geminin hafiflemesi amacıyla denize atılmış, orda bir balık tarafından yutulunca hatasını anlamış, "gözüm karardı, senden izinsiz görevimi bıraktım, ben de zalimlerden oldum, affet ya rab" diye imana gelmiş, neticesinde tanrı tarafından balığın onu bir karaya çıkarması sağlanarak affedilmiş peygamber.
  • hz. peygamber efendimiz buyurdu ki: “benim mirâcım yûnus’un
    mirâcından üstün değildir.

    • benim mirâcım gökyüzüne yükselmekle oldu. onun mirâcı, denizin dibinde, balığın karnında oldu. çünkü allâh’ın yakınlığı mesâfe ile olmaz, hesaptan hariçtir.”

    • allâh’a yakınlık, yukarılara çıkmakla, yâhut aşağılara inmekle olmaz. allâh’a yakın olmak, varlık hapsinden kurtulmakla olur.

    • yok olan kişiye, ne yukarı vardır ne de aşağı; yok olanın ne çabukluğu vardır ne geç kalışı. ne uzaklığı vardır, ne yakınlığı.

    • allâh’ın yaratma tezgahı da, hazînesi de yokluktadır. yâni allâh, varlıkları yokluktan yaratır, sen ise, bu gölge varlığına aldanmış olduğun için, yokluk nedir, ne bilirsin?

    • bu yüzdendir ki, dünya varlığına, maddî devlete esîr olmuş kişilerin maddî
    varlıklarını kaybetmeleri, kırılıp dökülmeleri, mânâya inanmış kişilerin kırılıp
    dökülmelerine benzemez.

    • biz devlete erdiğimiz, şerefe ulaştığımız zaman nasıl neşelenirsek, onlar da
    aşağılık hale düşünce, ellerindekini kaybedince öyle neşelenirler.”
    (mesnevi'den)
  • «zünnûn’u da hatırla. hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. derken karanlıklar içinde, “senden başka hiçbir ilah yoktur. seni eksikliklerden uzak tutarım. ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum”diye dua etti. biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. işte biz mü’minleri böyle kurtarırız.» (enbiya sûresi, 87-88)

    okunuşu: le ilehe ille ente subhâneke innî kuntu mine'z-zâlimîn.

    anlamı: «...senden başka ilâh yoktur. sen, sübhân'sın (her şeyden münezzehsin). muhakkak ki ben, zâlimlerden oldum.» (enbiyâ sûresi, 87. âyetten kısmen alınmıştır)

    peygamber efendimiz buyurdu ki, "birinize dert ve belâ gelince, yûnus peygamberin duasını okusun! allah-u teâlâ, onu muhakkak kurtarır."

    özel dualardan bir tanesi,çok fazla bilinmemekle birlikte okunmasi gercekten insana ferahlik veriyor.
  • en etkileyici kıssalardan biridir.
    1. hicbir zaman sonuna kadar denemeden pes etme.
    2. nereye gidersen git, allah'tan kacamazsin.
    3. denizin dibinde bir balığın karnından karanlıkta bile olsan, o seni duyar.
    4. sen hatani anlayıp, tövbe edip af dilersen, o seni affeder.
    5. o istiyorsa eğer hâlâ bir umut vardır.
    6. her hikaye kötü bitmez.

    bana bunlari hissettirmistir.
  • adi kur'ân'da geçen peygamberlerden biri.

    soyu, bünyamin vasitasiyla ya'kûb (a.s)'a ve onun vasitasiyla de ibrâhim (a.s)'a dayanmaktadir. bazi alimlerin naklettigine göre, isa (a.s) annesinin adiyla isa b. meryem diye anildigi gibi, yûnus (a.s) da annesinin adiyla yûnus b. matta diye anilmaktadir. (ibn sa'd, tabakatü'l-kübra, beyrut 1957, i, 55). buhârî'nin verdigi bilgiye göre ise, bu görüs yanlistir. aslinda matta, yûnus (a.s)'in annesinin degil, babasinin adidir. yani yûnus (a.s), yûnûs b. matta diye anilinca, babasinin adiyla anilmis olur (ez-zebîdî, sahihi buhârî muhtasari tecridi sarih tercemesi ve serhî, trc: kamil miras, ankara, 1971, ix, 152).

    yûnus (a.s)'in ya'kub (a.s)'in torunlarindan oldugu, kur'ân'da söyle haber verilistir:

    "nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettigimiz gibi, sana da vahyettik. nitekim ibrâhim'e, ismail'e, ishâk'a, yakub'a, torunlarina, isa'ya, eyyûb'a, yûnus'a, harûn'a, süleyman'a da vahyetmis ve davud'a da zebûr'u vermistik" (en-nisâ, 4/163).

    bu âyette ifâde edildigi gibi isâ (a.s), eyyûb (a.s), harun (a.s) ve süleyman (a.s)'da yunus (a.s) ile ayni soydan, yakub (a.s)'in torunlarindandirlar.

    yûnus (a.s)'in nüfusu yüz bini askin bir sehrin halkina uyarici ve tevhide çagrici bir peygamber olarak gönderildigi, kur'ân'da söyle geçmektedir:

    "ve onu yüz bin insana, ya da daha fazla olanlara peygamber gönderdik" (es-saffat, 37/147).

    o'nun peygamber olarak gönderildigi bu yerin ninova sehri oldugu nakledilmistir. ninova sehri, dicle nehrinin kiyisinda, simdiki musul'un yerinde bulunmaktaydi. bu beldenin insanlari küfrün içinde bulunuyorlardi ve putlara tapmakta idiler. yûnus (a.s) onlari küfürden ve putperestlikten nehyetmek bir de onlara, küfürlerinden dolayi tevbe etmelerini, yüce allah'in varligina ve birbirine inanmalarini emretmek üzere gönderilmisti (ez-zemahserî, el-kessâf, kahire, t.y., v, 126; et-taberî, tarih, misir 1326, ii, 42).

    yûnus (a.s)'in adi, kur'ân'in çesitli yerlerinde geçmekle berâber, kur'ân'daki sûrelerden birine isim olarak verilmistir. kur'an'in onuncu sûresinin adi, yûnus sûresidir.

    yûnus (a.s) milletini otuz üç yil allah'a imân etmeye, küfürden kurtulmaya davet etti, tebligde bulundu ve peygamberlik vazifesini yerine getirdi. ancak sadece iki kisi ona imân etti (ibn esir, el-kâmil, beyrut 1965, i, 360; sahihi buhâri ve tecridi sarih tercümesi, ix, 152).

    milletinin bu sekilde küfürde direnmesi ve imâna gelmemesi, yûnus (a.s)'in zoruna gitti. yüce allah onun bu kizginligini ve bunun neticesinde milletini terketmeye kalkismasini söyle haber vermistir:

    "zünnûn (yûnus)'a gelince, o, öf keli bir halde geçip gitmisti. bizim kendisini asla sikistirmayacagimizi zannetmisti. nihâyet karanliklar içinde; "senden baska hiç bir ilâh yoktur. seni tenzih ederim. gerçekten ben zalimlerden oldum!" diye niyaz etti." (el-enbiyâ, 21/87).

    bu âyette yûnus (a.s)'dan zünnûn diye bahsedilmistir. zünnûn, balik sahibi demektir. kur'ân'in baska bir yerinde de, yûnus (a.s) bu lakabla anilmistir:

    "sen rabbinin hükmünü sabirla bekle. balik sahibi (yunus) gibi olma. hani, o dertli dertli rabbine niyaz etmisti" (el-kalem, 68/48).

    hem bu âyette hem de yukaridaki âyette yûnus (a.s)'in sabretmemesine, allah'in emri olmadan milletini terketmeye kalkismasina isâret edilmistir. onun bu hali üzerine, yüce allah söyle buyurmustu:

    "o halde, peygamberlerden azim sahibi olanlarin sabrettigi gibi sen de sabret" (el-ahkâf, 46/35).

    allah'in müsaadesi olmadan yûnus (a.s)'in ayrilmaya kalkismasi, iyi netice vermemisti. ninova'dan ayrilmak için bir gemiye binmisti. geminin batmaya yüz tutmasi üzerine, hafiflemesi için yolculardan birinin suya atilmasi gerekti. kimin suya atilacagini tesbit için kur'a çekildi ve kur'a yûnus (a.s)'a isâbet etti. bu durum kur'ân'da söyle haber verilmistir:

    "gemide onlarla karsilikli kur'a çektiler de yenilenlerden oldu" (es-saffat, 37/141).

    isin daha acisi, yûnus (a.s) denize atildiktan sonra bir balik onu yutmustu. yüce allah kur'ân'da onun bu durumunu söyle haber vermistir:

    "yûnus, (rabbinden izinsiz olarak kavminden ayrildigi için) kendisi kötülüklerken, onu bir balik yuttu" (es-saffat, 37/142).

    burada yûnus (a.s) hatasini anlamis ve nefsini kinamaya baslamisti. baligin karnindaki karanliklarda:

    "senden baska ilâh yoktur. sen eksikliklerden uzaksin, yücesin. ben zalimlerden oldum!" (el-enbiyâ, 21/87) diye dua etmeye ve allah'a yalvarmaya basladi. bu sekilde imân ve inançla allah'a siginmasi neticesinde, yüce allah onu affetmisti (el-maverdî, en-nuketu ve'l-uyûnu, beyrut 1992, iii, 465 vd). yûnus (a.s)'in duasinin kabul edildigi ve allah tarafindan bagislandigi, kur'ân'da söyle dile getirilmistir:

    "biz de onun duasini kabul ettik ve onu tasadan kurtardik. iste biz, insanlari böyle kurtaririz" (el-enbiyâ, 21/88).

    "eger tesbih edenlerden olmasaydi, (insanlarin) yeniden diriltilecekleri güne kadar onun karninda kalirdi" (es-saffat, 37/143, 144).

    gücü her seye yeten yüce allah, baligin karnindaki yûnus (a.s)'i öldürmedi. bir süre sonra balik onu agzi ile sahile birakmisti. onun kurtulus ve daha sonraki hafi, kur'ân'da söyle haber verilmistir:

    "(ama baligin karninda bizi andi, tesbih etti), biz de onu hasta bir halde agaçsiz, bos bir yere attik ve üzerine (gölge yapmasi için) kabak türünden bir agaç bitirdik" (es-saffat, 37/145, 146).

    yûnus (a.s)'in allah tarafindan affedilmesi ve büyük bir tehlikeden kurtarilmasi, kur'ân'in baska bir yerinde dile getirilmistir:

    "sen rabb'inin hükmüne sabret, balik sahibi (yûnus) gibi olma. hani o, sikintidan yutkunarak (allah'a) seslenmisti. eger rabb'inden ona bir nimet yetismeseydi, yerilerek çiplak bir yere atilirdi. fakat (böyle olmadi), rabb'i onun duasini kabul etti de onu salihlerden kildi" (el-kalem, 68/8, 49, 50).

    yûnus (a.s)'i bu sikintilardan kurtaran yüce allah, onun milletine de neticede hidâyeti nasib etti. onlar da sonunda allah'a imân edip tevhid'e sarildilar. onlarin tevbe edip hakka dönüslerini ifâde eden âyetin meâli söyledir:

    "inandilar, biz de onlari bir süreye kadar geçindirdik" (es-saffat, 37/148).

    yûnus (a.s)'in milletinin bu sekilde tevbe etmeleri, küfürden dönüp allah'a inanmalari, allah tarafindan övülmüs, methedilmistir:

    "keske (azabi gördükten sonra) inanip da, inanmasi kendisine fayda veren bir memleket olsaydi! (azabi gördükten sonra inanmak, hiç bir memlekete yarar saglamamistir). yalniz yûnus'un kavmi, (azab henüz inmeden önce) inaninca, dünya hayatinda onlardan rezillik azabini kaldirmis ve onlari bir süre daha yasatmistik" (yûnus, 10/98).

    yûnus (a.s)'in faziletli bir insan oldugu, yüce allah tarafindan söyle haber verilmistir:

    "ismâil, el-yesa', yunus ve lut'a da (yol gösterdik). hepsi iyilerden idiler" (el-en'âm, 6/86).

    hz. muhammed (s.a.v) de onu söyle övmüstür:

    "her kim ben yûnus b. mattâ'dan hayirliyim derse, yalan söylemistir" (buhârî, tefsiru süre 6, 4).

    yûnus (a.s) da, diger peygamberler gibi, insanlari küfrün serrinden nehyetmis ve allah'a imân etmeye davet etmistir. inanan insanlar için, onun hayatindan alinacak çesitli ibretler vardir.

    nureddin turgay

    kaynak : www enfal de
  • tevrat'ta yunus peygamberden bahseden bir bölüm de vardır. özetle:
    bölünmüş krallık döneminde (israil'in m.ö 700lerde bölünmesinden bahsediyor) tanrı yunus'u uzaklardaki şiddet düşkünü nineve şehrine gidip halka bir uyarı mesajı iletmekle görevlendirdi. fakat yunus, nineveye gitmek yerine bir gemiye binip farklı bir yöne gitti. bunun üzerine tanrı duruma müdahele ederek bir mucize yaptı ve dev bir balığın yunus'u yutmasını sağladı. yunus balığın karnındayken tanrıya dua etti, tanrı da balığın onu karaya kusmasını sağladı. bundan sonra yunus kendisine verilen görevi yerine getirip ninevelilere tanrının sözlerini duyurdu. halkın tövbe etmesinin üzerine de tanrı halka şefkat ve merhametle davrandı ve onları cezalandırmaktan vazgeçti. bu da yunus'ta büyük bir hoşnutsuzluk yarattı. devamını kayıttan alıntılarsak (jonah 4):

    1 yunus buna çok gücenip öfkelendi.
    2 rab'be şöyle dua etti: "ah, ya rab, ben daha ülkemdeyken böyle olacağını söylemedim mi? bu yüzden tarşiş'e kaçmaya kalkıştım. biliyordum, sen lütfeden, acıyan, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin, yapacağı kötülükten vazgeçen bir tanrısın.
    3 ya rab, lütfen şimdi canımı al. çünkü benim için ölmek yaşamaktan iyidir."
    4 rab, "ne hakla öfkeleniyorsun?" diye karşılık verdi.
    5 ve yunus şehrin dışına çıktı, doğuya bakan tarafta oturdu; orada kendine bir çardak yaptı, şehre olacakları görmek için gölgesinde oturup beklemeye başladı.
    6 tanrı da, boy atıp yunus’un üzerine gölge salması, onu sıkıntısından kurtarması için bir sukabağı fidanı hazırladı. yunus sukabağına çok sevindi.
    7 ama ertesi gün şafak sökerken, tanrı'nın sağladığı bir bitki kurdu sukabağını kemirip kuruttu.
    8 güneş doğunca tanrı yakıcı bir doğu rüzgarı estirdi. yunus başına vuran güneşten bayılmak üzereydi. ölümü dileyerek, "benim için ölmek yaşamaktan iyidir" dedi.
    9 ama tanrı, "sukabağı yüzünden öfkelenmeye hakkın var mı?" dedi. yunus, "elbette hakkım var, ölesiye öfkeliyim" diye karşılık verdi.
    10 rab, "sukabağı bir gecede çıktı ve bir gecede yok oldu" dedi, "sen emek vermediğin, büyütmediğin bir sukabağına acıyorsun da,
    11 ben ninova'ya, o koca kente acımayayım mı? o kentte sağını solundan ayırt edemeyen yüz yirmi bini aşkın insan, çok sayıda hayvan var."
  • türbesinin havaya uçuşu şuradan izlenebilir:

    http://t24.com.tr/…-peygamberin-turbesini-vurdu,342
  • gelmiş geçmiş en badass peygamber.

    -outcast
    -allaha kafa tutuyor
    -balina tarafından yenip hayatta kalıyor.

    isa da anca çarmıha falan gerilsin aq.
hesabın var mı? giriş yap