• devlet demiryollarında 20 senedir demiryolu bekçiliği yapan emekçi bir abimiz. her hafta 75 km demiryolu hattını yürüyerek kontrol ediyor. al jazeera türkiye muhabiri güray ervin bir günlük yolculuğunda kendisine eşlik etmiş:

    " 'pazartesiden cumaya kadar, her hafta 75 km yolu yürüyerek kontrol etmek zorundayım. peynirimi, zeytinimi çantamda taşıyorum. sekiz saatim yolda geçiyor, kolay iş değil. her gün ortalama 15 km yürümek zor, ağır iş.'

    sözlerin sahibi ibrahim çivici... 59 yaşında. devlet demiryolları'nda tam 20 yıldır 'yol bekçisi'.

    aydın’da sağanak yağmurlu bir gün... sultanhisar tren istasyonunda çivici ile buluştuk. sultanhisar-nazilli arasındaki 15 kilometrelik hatta yürümeye başlamadan önce istasyon şefine defterini imzalatıyor. defterde tarih, saat, güzergâh hakkında bilgiler var. sırtındaki çantasında kırmızı ve yeşil bayrakları, düdüğü, devir teslim defteri, metre, eldiven, somun sıkmak için anahtar ile peynir ve zeytinden oluşan öğle yemeği var.

    ibrahim çivici'nin görevi, kendisine zimmetli 75 kilometrelik demiryolu hattında tren seferlerine engel bir durum olup olmadığını, rayların, vidaların, gevşekliğini veya eksikliğini kontrol etmek. onarabileceklerini elindeki anahtarla onarıyor. onaramadıklarını da defterine yazıp şefine bildiriyor.

    elinde şemsiye, yağmur altında adım adım kontrol ediyor hattı. yağmur yağmasa da işi zaten zor. yürüdükçe üstündeki yük daha da ağırlaşıyor. işi daha da zorlaşıyor:

    "elimdeki anahtar, sırtımdaki çanta bir süre sonra bana 20-30 kilo gibi geliyor. ayağımdaki potinler sanki 40 kilo oluyor. bazen köpekler etrafımı sarıyor, bazen çakallar, domuzlar çıkıyor. bir yaz günü önümdeki 3 metrelik yılanı son anda farkettim, dondum kaldım. insan tedirgin oluyor. eve gidince duş almaya bile eğreniyorum. bakkala gidip ekmek almak bile zor geliyor."

    "makinistler selam vermeyince üzülüyorum"

    çivici, tren seferlerinin sorunsuz gerçekleşmesi için çalışıyor. trenler gelip geçtikçe makinistlerle selamlaşıyor. "ama bazen makinistler selam vermiyorlar" diyor çivici, "o zaman insanın içinde bir üzüntü, eziklik oluyor. insan bir selam aldığı zaman daha neşeleniyor, yaptığı işi daha bir benimsiyor, daha mutlu oluyorsun" diye de ekliyor.

    59 yol bekçisi var

    türkiye’de devlet demiryolları bünyesinde 59 yol bekçisi var. hızlı tren hatları ise elektronik sistemle denetleniyor. "

    bu haber işe yaramış olacak ki röportajdan sonra bir makinist ibrahim abimize ufak bir jestte bulunmuş.

    hala ülkede böyle insanların var olduğunu bilmek umut veriyor.
  • hakkında başlatılan kampanya karşılık bulmuş. bu güzel bu tertemiz abimizi tatile göndermek isteyen yetkililer çıkmış. hayır, tcdd'den neden ses yok? 33 yıl emek vermiş bir çalışanı için bu kadar sessiz kalması ne acı ne ayıp bir şey.
  • bahtsız bir abimiz.

    20 yıldır tatil yapamadığı gibi bu sefer de davetlisi olduğu tatile darbe nedeniyle izinler iptal edildiği için gidememiş. içime dert olan haberine ise buradan ulaşabilirsiniz.
  • 15 yıldır falan tanıdığım gerçek bir beyefendidir abimiz.
  • içinde en ufak kötülük olmadığı her halinden belli olan biri.

    28 yaşındayım. kendimi bildim bileli yılda 1 kere aydın'a giderim. ananemler orada yaşıyor, ziyarete gidiyoruz ailecek. daha geçen hafta oradaydım. ibrahim amca doludur aydın. bizimkiler, koçarlı'ya bağlı büyükdere mahallesi'nde (köydü ama yeni mahalle oldu) yaşıyor. yıllardır gittiğim için köyde herkesi tanırım. çoğu tertemiz, işinde gücünde insanlardır.

    bu insanların herhangi bir şeye acelesi yoktur. koçarlı'da pazartesi günleri pazar kurulur. oturdukları köyün -ya da mahallenin- muhtarı olan dayım, yıllardır aynı eczanede kalfa olarak çalışıyor. tam çarşının ortasında eczaneleri. yanında da kahvehane var. eniştem ve hayatımda ilk kez gördüğüm birkaç adamla 1 saat muhabbet ettik geçen hafta. adamların dertleri ile şehir insanının dertleri arasında bir insanı kolayca öldürecek şekilde bariz fark var. çoğu ortayaşı geçkin insanlar yanımda 1 saat boyunca üzüm, pamuk, hasat, ova ve incir gibi şeylerden bahsetti. çok kez çay içtiler. "benim de günde 3-4 saatim yolda geçiyor" dediğimde kendi aksanlarıyla "o ne la izmir'e mi gidiyon her gün" diye kontra yaptılar.

    istanbul'da yaşadığımız için şanslı mıyız yoksa yaşarken cehennemi mi tadıyoruz, bilemedim.
  • ibrahim abi'yi tatile göndermek güzel bir girişim, peki bu ülke için çalışan nice ibrahim abiler? bu insanların yaşadığı zorlukları görüyoruz, ama çözüm üretmektense vicdanımızı kandırıyoruz. ibrahim abi gelecek yaz belki tatil yapacak, sonra? süleyman'lar, mehmet'ler, ahmet'ler aynı çileyi yaşamaya devam edecek.
    bu onurlu yaşayan insanların sadakaya değil, hakkını almaya ihtiyacı var. ama malesef daha uzun yıllar o hakkı başkaları yiyecek gibi gözüküyor. ibrahim abi'yi izlerken yüreğim buna yanıyor işte.

    ya seçim sonucunda bakıyorum, öfke doluyorum, bu düzene boyun eğenler için artık üzülmeyeceğim diyorum. sonra ibrahim çivici gibi ülkenin her köşesindeki tertemiz insanları düşününce "ya kim neye veriyorsa veriyor, her ne olursa olsun bu insanlara kurban olurum" diyorum.

    ah be, ne olurdu refah seviyeniz kalbinizin temizliğiyle denk olsa be? hiç mutlu olmasam da olur, böyle bir türkiye'yi görmeden ölmesem, başka da bir şey istemem.
  • kendisi için bir kampanya başlatılmış:

    "ailesiyle birlikte tatile gönderilsin"

    bu kampanyalar neye derman olmuştur şüphesi bende de var fakat bir sıfırdan iyidir deyip bir imza atıverin derim.
  • soyadı çivili mi yoksa çivici mi muallakta olan adam, videoda ibrahim çivili yazarken yazıda ibrahim çivici yazıyor.

    (bkz: ibrahim çivili)
  • ülkenin hala çekilebilir olmasının sebeplerinden yalnızca birisidir, bu abim ve onun gibi temiz kalpli çalışkan insanlar.
hesabın var mı? giriş yap