• ilginç, başarılı çevirmen. dillere olan yatkınlığı ve diğer insanlara göre farklı çalışan zekası sayesinde önünün çok açık olduğuna inandığım, müzisyen, çevirmen, siyaset adamı. ilk çevirisi epsilon'dan çıkan norman vincent peale'nin yazdığı farkı yaratan coşkudur isimli bireysel gelişim kitabıdır, kendisinin hiç ihtiyacı olmamasına rağmen.
  • akıcı dili, buram buram araştırma ve emek kokan çevirileri ile piyasaya 3. çevirisini de sunmuş olan ve daha niceleri üzerinde de çalışan başarılı, gelecek vaad eden çevirmen.
  • (bkz: kendini editör sananlarda bugün)

    twitter hesabından attığı şu tweet ile şöyle buyuruyor:

    -yazdığı kitabı bastırmak için dosya gönderiyor ve maile sadece şöyle yazıyor: "en kısa zamanda cevabınızı bekliyorum." oldu canım, şu anda gelmiş geçmiş bütün editörler, ölüsü dirilerek, dirisi ayılarak senin en kısa sürede cevap alman için hummalı bir çalışmaya başladılar.-

    yani diyor ki "senin en kısa zamanda cevap alma hakkın yok"

    shakespearebile şemsiye tamircisinin şiirlerine karşılık olarak "siz sadece şemsiye yapın" cevabını o dönemin şartlarında verebiliyorken bu bilge kişilik yazar adaylarına bu muameleyi layık görüyor ve üstelik yine şu tweet serisinde dosyaları "hiç okumadığını" beyan ediyor.

    insanların konuşma / yazışma tarzlarındaki hata veya yanlışlarının ceremesini eserleri çekiyorsa kafkakitap'ın bu oksijen israfını kovması gerekir.
  • tanımam etmem ama burada söz edilen tweet dizisinde "gaddarlık" ya da şu hakaretamiz yorumları hak edecek bir tavır görmediğim yetkili kişidir.

    bir yayınevine dosya gönderiyorsanız, onlardan sizin için bir iş yapmalrını (bunu değerlendirmelerini) istiyorsunuz demektir. yayınevlerinin bir sürü çirkin tarafı olabilir, ama dosya gönderen herkesin yazdıklarını okumak gibi bir zorunlulukları yoktur. işleri de bu değildir (işleri kitapları yayına hazırlamak ve yayınlamaktır). dolayısıyla karşınızdakinden bir şey rica ettiğinizi hatırlamanız gerekir, "en kısa sürede cevabınızı bekliyorum" cümlesi böyle bir kibarlık içeriyor mu? hayır. bu editör de bence diyor ki, attığı mailde kendini doğru ifade etmekten bu kadar uzak olan birinin dosyasını okumayacağım. yazarlık şairlik filan gibi işlerde ifade biraz önem taşıyor haliyle.

    ibrahim enis köksaldı, dosya gönderen kişiden biraz daha kibar davranıp, "ne yazık ki dosyanızı değerlendirmeye alamıyoruz" deseydi daha iyi olurdu tabii. ama bunu yapmak zorunda mı? hayır.

    peki yazar olmak isteyen ne yapsın? her yayınevine dosya göndermesin, tarzına yakın bulduğu yayınevlerini seçsin ve dosyayı neden bu yayınevine gönderdiğini mailinde yazsın. koca bir dosya yazmış insan, mailinde de mealini biraz daha iyi anlatabilmelidir. karşınızdaki kişi size "senin yazarlığını/şairliğini neden değerlendireyim" diye soruyormuş gibi düşünüp bu soruyu cevaplayın. iş görüşmesi gibi bir şey bu.
hesabın var mı? giriş yap