• 6098 sayılı türk borçlar kanunu ile iş hukuku açısından tarih olmuştur. yeni borçlar kanunu ibraname ile ilgili getirdiği düzenlemelerde yargıtay kararlarını esas alarak esasen çok güzel ve yerine değişikliklere giderken, maddede bulunan tek bir unsur tüm çabayı boşa çıkartmıştır. bu unsur da ibranamenin iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten en az 30 gün sonra alınabilecek olmasıdır.

    teoride mantıklı gelse de uygulamaya baktığınızda 30 gün sonra ayrıldığı şirketi gelip ibra edecek adam bulmak neredeyse imkansızdır. işveren işçinin tüm alacaklarını tıkır tıkır ödemiş olsa dahi 30 gün sonra işçinin peşinde koşup, kendisini ibra etmesini istemek zorunda bırakılmıştır. alacaklarını hali hazırda almış olan işçi artık işverenle hiç bir bağı kalmadığında çoğunlukla bu çağrıya karşılık vermeyecektir.

    işverenlerin bulduğu ilk çözüm işten ayrılış esnasında 30 gün ileri tarihli ibraname hazırlamak ve bunu işçiye imzalatmaktır. ancak bu ibranamelerin pratikte işverene hiç bir faydası yoktur. zira işçi ibranameyi imzalasa dahi, 30 günlük süre dolmadan noterden ihtarname çekerek, imzaladığı ibranamenin ileri tarihli düzenlendiğini ve geçersiz olduğunu kolaylıkla ispat edebilir. benzer şekilde 30 günlük süre dolmadan alacak ya da işe iade davası açan işçi, alacak davası açarak işvereni ibra iradesinin olmadığı açıkça kanıtlanmış bir işçinin, daha sonra işvereni ibra edecek bir ibranameyi imzalaması mümkün olmayacağından işverenin ibranameyi mahkemeye sunmasını imkansız hale getirecektir. kaldı ki 30 günlük süre geçmiş olsa dahi, -yargıtay kararları göz önüne alındığında- alacak davası açmış işçinin imzaladığı ibranameyi mahkemenin geçerli sayması mümün olmamaktadır.

    iş hukuku açısından artık ibranamenin tarihe karıştığını söylemek mümkündür. yeni borçlar kanunu ile artık ibraname sadece bir makbuz niteliğindedir. ödemelerini banka aracılığı ile yapan firmaların ayrıca ibraname almasının hiç bir faydası kalmamıştır.
  • kendisini imzalamadığın sürece, şutlandığın şirketten alacaklarını alamadığın resmi evrak. aslında alacaklarını aldıktan sonra imzalaman gerekirken, "ya alacaklarını aldıktan sonra imzalamazsa?" mantığı güden firmalar bu evrağı peşinen imzalatmaktadır. "ulan ya imzaladıktan sonra alacaklarımı vermezlerse?" sorusunu akla getirmektedir.
  • ibraname sözleşmesi ve geçerlilik koşulları:

    ibraname uygulamada işçi ve işveren ilişkisi sona edilirken sıkça kullanılan bir sözleşmedir. ibraname alacaklı durumunda bulunan işçinin borçlu durumundaki işverene karşı sahip olduğu bir veya birden fazla alacağını ortadan kaldıran sözleşme olarak tanımlayabiliriz.

    bk. madde 420 den önce ibraname konusundaki boşluklar yargıtay içtihatları ile giderilmekteydi. yargıtay içtihatları ile düzenlenen yasa boşluğunun büyük bölümü bk madde 420 ile düzenlenmiş ve açıklığa kavuşmuştur.

    bk madde 420 ile ibranamenin sözleşme olduğu açıkça yer almıştır. yine madde ile ibranamenin şekli içeriği, ödemenin banka aracılığı ile eksiksiz yapılması gerektiği, hakkın gerçek tutarını ihtiva etmeyen ibra sözleşmelerinin ve beyanın makbuz niteliğinde olduğu, işçinin diğer yakınlarının düzenlediği ibranamelerin bile bk 420’ deki şartlara haiz olması gerektiği gibi pek çok hususta düzenlemeye yer verilmiştir. kısaca belirttiğimiz bk madde 420 ile ibranamenin düzenlenmesine ilişkin şartları incelediğimizde ibranamenin geçerliliğinin bir takım düzenlemelere tabi olduğu görülmektedir. şöyle ki ;

    işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olarak yapılması şekil şartına bağlanmıştır.
    diğer bir şart ise ibra konusu alacağın türü ve miktarının tek tek sayılması ve belirtilmesi gerekliliğidir. bu şekilde düzenlenmeyen ibranameler geçerli sayılmayacaktır.

    ibranamede belirtilen işçi tarafından hakkedilen tutarın banka aracılığı ile noksansız olarak yatırılması gerekir. bankaya noksansız olarak yatırılmamış ve veya ödemeden sonra düzenlenen ibranameler ise geçersizdir.

    ibranameninim düzenlenme zamanı olarak ise sözleşmenin sona ermesinden itibaren en az bir aylık sürenin geçmesi gerekir. söz konusu şart ile iş sözleşmesi düzenlemeden önce veya hemen sonra ibraname alma yoluna gidilmesi önlenmek istenmiştir.

    ibraname düzenlenirken bk 420 ile getirilen şartlara uyulmaması halinde ise ibranameler kesin olarak hükümsüz olacaktır. kesin olarak hükümsüz olan ibranamelere karşı ise işçinin alacak talep hakkı devam edecektir.

    ibranamenin tutar içermesi ve tutarın gerçek alacağı göstermemesi halinde ise ibraname hükümsüz ancak makbuz niteliğindedir. işçinin hakkettiği tutarın tam olarak ödenmemesi halinde makbuz niteliğindeki ibraname, işçinin ödenmeyen veya eksik ödenen tutarı istemesine engel teşkil etmeyecektir.
    bk madde 420’ den önce yargıtay içtihadı ile düzenlenen ibranamenin işçinin alacağının tamamını içermemesi halinde makbuz niteliğinde olması, işçinin alacaklarının tek tek sayılması gerekliliği gibi hususların düzenlediği açıkça ortadadır.

    ibranamenin sözleşmenin feshinden itibaren bir aylık sürenin geçmesi ile düzenlenmesi gerektiğine ilişkin bk madde 420, uygulama açısından yenidir ve düşündürücüdür. bir ay sonra düzenlenecek bir ibraname açısından işverenin ibranamedeki tutarı işçiye ne zaman ödemesi gerektiğine ilişkin belirli bir düzenleme getirmemesi nedeni ile hiç şüphesiz her iki taraf içinde uygulamada zorluklar meydana gelecektir.

    işveren açısından ise ibranamenin makbuz niteliğinde sayılmasına ilişkin düzenleme ise işverenin yaptığı ödemeyi tekrar yapmayacağı içinde önemli ve faydalı ve kolaylık sağlayıcı niteliktedir.
  • gelecek zaman kipinde yazılabiliyormuş, ben bugün bunu gördüm.

    ....şu kadar para ödenecektir, karşılıklı alacak verecek kalmayacaktır, taraflar birbirlerini gayrıkabili rücu olarak ibra edeceklerdir....

    eşşeğim ölmeyecektir, yaz gelecektir, yonca yiyecektir.
  • iş hukuku ve borçlar kanunu konusunda bilgilerini tazelememiş işveren ve işveren temsilcilerinin ille de imzalayacaksın yoksa tazminatını ödemem ha diyerek cürüm işledikleri evrak.

    salak bunlar yemin ederim.
  • borc alacak ili$kisinin dogdugu firma-mu$teri arasinda da ticari ili$ki veya sozle$me bittiginde imzalanir. ornegin bankada hesap kapatmak icin.
  • herhangi bir talep veya menfaatten feragat veya vazgeçilmesi, bu feragati kanıtlayan belge.
  • genelde talep eden taraf lehine maddeller içeren resmi feragat belgesi...
  • çalışma hayatı içinde bulunan işçi ve işverenlerin konu başlığı olan ibraname kelimesi ile sıkça karşılaştıklarını hepimiz bilmekteyiz.

    biz meslek mensupları olarak çok kez ibraname belgesini hazırlayarak işçi ve işverenin onayına sunarız.

    başlıktan da anlaşılacağı üzere, bugünkü konumuzu 6098 sayılı türk borçlar kanunu ile ilk defa hüküm altına alınan ibranameye ayırdık.

    kanun metnine geçmeden önce türk dil kurumu’na bakarsak ibrayı; “aklama, temize çıkarma”, ibranameyi de; “aklama belgesi” olarak açıkladığını görmekteyiz.

    çalışma hayatı içinde ibraname işçi işveren ilişkilerinde, işçinin işverenden olan tüm yasal alacağını ve işçinin işverenini geçmişe dönük olarak akladığını gösteren bir belge olarak yer almaktadır.

    4857 sayılı iş kanunu’nun; “ücret ve ücretin ödenmesi” başlıklı 32’nci maddesinde;”…iş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur.” der ve devam eder.

    bu madde ile işçinin işverenden hiçbir alacağının kalmaması yönünden hüküm içermektedir.

    6098 sayılı türk borçlar kanunu’nun; “ceza koşulu ve ibra” başlıklı 420’nci maddesi; “hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.

    işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.

    hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.

    ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır.” denmektedir.

    bu madde incelendiği vakit dört önemli unsur karşımıza çıkmaktadır.

    birincisi; , ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması,

    ikincisi, ödemenin noksansız ve mutlak surette banka aracılığı ile yapılması,

    üçüncüsü, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi

    dördüncü ve sonuncusu, yukarıda sayılan unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüz olduğu hüküm altına alınmış.

    özetlersek; türk borçlar kanunu çerçevesinde ibraname hazırlanırken yukarıda ki hususlara azami dikkat edilmesi, işçinin hak ettiği istihkakların teker teker yazılması, işçiyi ilgilendirmeyen ödemelere yer verilmemesi gerekmektedir.
hesabın var mı? giriş yap