• profesyonellere (psikiyatrist, psikolog vb.) yönelik film çalışmaları yapan teşvikiye'de bir psikoterapi merkezi. izlenen filmin analizini genelde bülent somay, özden terbaş ve yavuz erten yapıyorlar ama birkaç aydır ara vermiş durumdalar.
  • (bkz: insight)
  • dünyayla daha uyumlu ilişkiler kurmayı sağlayan anlama ve görme biçimlerinden biridir. semptomunu avlayanlar iç görüye giden kral yoluna giriş yapmış sayılır.
  • hata yaptığım çoğu zaman bende çok az olduğunu fark ettiğim ve eksikliğini hissettiğim bir yeti.
    sanırım sonradan geliştirilemiyor.
    odun geldik odun gideceğiz.
  • tanimini yaparken kendi icinde celi$ir gibi "gorunen" olgu. icgoru, en sek tabirle ki$inin kendisini kar$isina alarak onunla empati kurabilmesi becerisi olarak dillendirilebilir. evet, ilk nokta bunun bir yetenek oldugudur. kismen dogum hediyesi, kismen geli$tirilebilen kabilinden gormek yanli$ sayilmasin. -ki farkindalik surecinin en onemli enstrumanlarindan birisi oldugu da su goturmez. ikinci olarak da kendi celi$kisine deginmek gerek, tabi bu celi$ki dumduz bir baki$ acisinin urunudur, onu da belirtelim. ama icgorunun, kendi dinamigi geregi bilincin kendisine di$aridan ula$tigi bir eylem olarak $u soruyu sordurmasi cok muhtemel: "insan kendisine nasil di$aridan bakabilir? bilinc hali kendi varolu$uyla bir butundur, birbirlerinden ayrilamazlar!" zavalli zihnin, icgoru kavramiyla kar$ila$tigi daha ilk saniyede kendi varligini, devamliligini surdurmek adina urettigi ilk soru bu olsa gerek!

    icgoru anlik bir deneyimdir, o anda icinize kendinizle ilgili duygu, du$unce, cikarim ve sonuclarin aktigini hissedersiniz. kendinizi tamamen bir ba$kasi olarak algiladiginiz o tuhaf dakika aslinda cok net bir farkindalik katmani yenilenmesi olarak tezahur etmektedir. bilmenin en guzel hallerinden birisidir, cunku bu bilmenin hammaddesi tamamen icinizden cikan, zihnin etrafinda bir tur atip yeniden bilincinizle butunle$en bir datalar butunudur.

    icgoru bir vecd vaziyetidir, esrime yaratir. ruhunuzun derinliklerinde, havada asili duran tuglalardan birisinin daha ait oldugu yuvaya otururken cikarttigi o tatli tikirtiyi duyar, bu sesin evrenin tinisiyla ayni armonik kalipta salinim yaptigini farkedersiniz.

    gulumsersiniz.
  • insight da denir.genelde psikozlarda,kişilik bozukluklarında kaybedilmiş durumdur.basit bir örnek:
    kişide obsesif kompulsif kişilik bozukluğu mevcuttur.bu kişide insight yoktur..
    dialog:
    -olum yeter elini yıkadığın..
    -senin gibi pis mi kalim yıkamayıpta..heryer pislik..(insight yok)..
    kişide obsesif kompulsif bozukluk mevcut;
    dialog;
    -olum yeter elini yıkadığın,,
    -ya rahat edemiyorum..anlamsız oldugunu biliyorum(insight var)
  • pazarlama iletişimi stratejileri açısından içgörü / (insight): tüketici davranışları çerçevesinde daha önce ifade edilmemiş ya da fark edilmemiş bir durumu, arka plandaki bir neden-sonuç ilişkisini ya da bir eğilimi gözlemleyip açığa çıkararak, pazarlama faaliyetlerinin önünde yeni bir kapı açmaya yarayan saptamalara “içgörü” denir. tüketicinin ihtiyaçları arasında hiç ya da henüz yeterince karşılanmamış bir boş alan yakalayabilmek ve rakip markalardan önce bu fırsatı değerlendirecek yeni bir yaratıcı konsept geliştirmeye yarar bu içgörüler daha çok…

    pazardaki rekabet ortamında belirli bir markaya avantaj sağlayabilmek amacıyla, görünenden biraz daha derine inip insanların kalbine dokunmak ve belki kendilerine bile itiraf etmedikleri duygularına seslenerek onları şaşırtmak gerekir. gündelik hayat içerisinde üzerinde fazla düşünmeden veya net bir açıklama getirmeden yapa geldiğimiz bazı düzenli davranışların arka planında yer alan gerekçeleri ortaya çıkaran ve inandırıcı bir hikaye kurgusuyla anlatan bir markanın hedef kitlesiyle gönül bağı kurması da kuşkusuz daha kolay olur…

    zaten iletişim stratejileri kurgulanırken, öncelikle tekrarlanan davranış kalıplarına bakılır, bunlar uygun ortak konu başlıkları altında gruplanır ve “daha önce ifade edilmemiş” yeni cümleler kurarak pazarlama yöneticisinin / reklam ajansındaki yaratıcının önünde yeni ufuklar açabilecek içgörüler çıkartılır; ortak noktalar listelenirken de sürekli “neden böyle oluyor da oluyor?” diye sorulur. içgörü sayılacak saptamalar, insanlarda “aynı şeyi ben de hissetmiştim ama bir türlü kelimelere dökmemiştim” dedirtecek ince gözlemlere dayanır…
  • entelektüel egzersiz.
  • çok içler acısı biçimde icra edilen mesleklerden biri olan reklamcılıkta hunharca kullanılan kavram -kavramın türkçe'si. *.

    ben kendimce içgörüyü ikiye ayırabiliyorum kolaylıkla; bir saçma ve yersiz içgörü var bir de anlamlı ve akılda kalıcı.
    iki örnekle pekiştirteceğim bunları. çünkü kavramı tam olarak anlayışım ikincisini görüşüme denk geliyor.

    saçma, yersiz, yalan yanlış içgörü: "herkes hapşırdıktan sonra yıkadım der ama çoğu ellerini yıkamaz" diyen sabun reklamı mesela. bi kere pek de öyle kimse kimseye "hapşırdıktan sonra ellerini yıkadın mı?" demez. tuvalete gitmek mi bu?! (vavien geldi aklıma *). ama ne fark eder nasılsa alışık olunduğu gibi bir oval masa etrafında toplanılmışken, reklamcı ve müşteri bulduklarını sandıkları bu içgörü karşısında hayranlık durmuşlar ve birbirilerine "ay süper bi insayt bulduk" diyerek bu reklamı çekmiş ve dünyanın paralarını verip yayınlatmışlar.

    anlamlı ve akılda kalıcı içgörü: birkaç ay önce batik'te çok beğendiğim bir elbise o zaman pahalı gelmişti, şimdi indirim var kaldıysa gidip alayım diye batik'e doğru giderken sarar'ın metrodaki reklamını gördüm "sezonda görüp unutamadıklarınız için" diyordu. anlamlandırmakta güçlük çektiğim içgörü * kavramını anlayışım da bu ana denk gelir. bunu bulan reklamcı ve oval masa etrafındaki müşterileri en azından gerçek bir fikir bulduklarını düşünmüşlerdir.
  • (bkz: içkörü)
hesabın var mı? giriş yap