içine atmak

• duyguları rahat rahat söyleyemeyip,, kendi içinde biriktirme eylemi..
• (yapılan) bir sıkıntıya karşı bunu kalkan oluşturarak belli etmeden^* (kimseye^*)^* sesini çıkarmamakla birlikte bunu unutmamak^*.
• (bkz: ukte inside)
• vücutta sivilce ve yaralar cikmasi, saclarin beyazlamaya baslamasi, yemeden icmeden kesilme gibi fiziksel belirtiler de gösterir.
• yapmaya alıştığınızda hiç bir sorun yaratmayan şey.
• "kendini anlatamamaktan yorulanlar icin de tek kacis yolu" olduğu kesin olan eylem. aslında hareket bile yoktur yani içine atınca kimse görmez, sadece içe atan insan bilir bunu. açıklanması güç durumlardan biridir. başarısız anlatma^* devamında gelip insanı deli ettiği olur. sürekli büyür insanın içinde, hiç sağlıklı değildir, kişiyi düşünsel yoğunluğun ovalarına sürgün eder.
  
  anlatmayı denemeyip içine atanlar için ise içedönüklüğün göstergesi denilebilir. "denedim ama olmadı" diyemez bu insanlar. kişilik özelliklerinden biridir kanımca ve zamanla değişmesi mecburidir zira yararsız olduğu tüm bünyelerde görülmüştür.
  
  insanın günlük hayatını yarar, ortasına, göbeğine yerleşir. uykunun yarım yamalak hale gelmesine, uykudan panik içinde uyanmalara ve dikkatsizliğe kadar uzanır. insanın içinde kıpırdayan bir şey olur sürekli. kişi, konuşmaya ve iletişim kurmaya olan inancını kaybeder, depresif karamsar bir hal alır. kendine sağlam bir oyalayıcı bulamadığındaki olası durumu için (bkz: kanı beynine sıçramak/@riverwind)
  
  ...ve en kötüsü de insan kendi kendine konuşmaya başlar zamanla.
• (bkz: sustuklarimi biriktirdim)
• beklemektir aslında..karşı taraf bi an gelsin görsün suskunluğu istenir..görülmedikçe yakar kavurur..
• baslica ulser nedeni.
• ses çıkarmamak, fırtına öncesi sessizliği dinlemektir.