• rezalet gibi rezalettir, çok geçmiş olsun öncelikle max'in sahiplerine. denize atmalarına pek ihtimal vermiyorum, çalmış olabilirler. üzerine gidilmesi gerekiyor, umarım bir an önce bulunur.
  • bu canilerden her turlu manyaklik beklenir. tasima cantasi olan, kucuk boyutta bir kopegin kime, neye ve nasil bir zarari olabilirki feribotta? hatta eminim o feribotta bu kopekten daha pis olan yolcular vardir. ilk arama sonucu bulunamadiysa ve hala haber cikmadiysa malesef cok umutlu degilim. gecmis olsun.

    (bkz: up)
  • öncelikle maxin sahiplerine geçmiş olsun dileklerimi ileteyim.

    canlı kanlı yaşayan bir hayvanı bavulların arasına koymak nasıl bir muamele, taşıma sorumluluğunu aldığın bir canlıyı kaybetmek ne demek?
  • ortada bir rezalet göremiyorum. rezalet olması için ihmal, ya da sorumsuzluk olması lazım. bu ya hırsızlık ya vahşet.
  • söyleriz ibrahim tatlıses'e ilgilenir. ido onun oğlu değil mi nihayetinde.
  • öncelikle geçmiş olsun.

    bence geç kalınmadan bir avukatla görüşülmeli ve hukuki olarak acil müdahele edilmeli. hemen kameralar kontrol edilmeli. vakit kaybettikce eminim olan kameralar da yok olacaktır.

    yavrunun denize atlıyacağını ya da görevlilerin suya atacağını sanmıyorum doğrusu. ya birisi çaldı ya da botta bir yerde sıkıştı saklandı. tekrar gidip feribotu kontrol etmekte fayda var. merkeze direk gidip kameralar için de yüz yüze görüşülmesi daha mantıklı geldi bana.
  • yok artık defalarca okudum olmamıştır ya diye düşünerek.işin peşini kesinlikle bırakmayın böyle saçmalık olamaz!
  • (bkz: up up up)
  • gerçekten çok kötü bir olay. şu hayvan içeri girse ne olur girmesi ne olur pitbull filan olsa anlayacağım bu yuzden kumpas kurulmuş olabileceğini düşünüyorum.
  • korkunç şey. hiçbir seyahatte kedimi yanımdan ayırmadım, otobüse asla onunla binmedim, uçakta hep kabine aldım. 6 sene kadar önce idoyla seyahat ederken ilk defa gözümün önünden ayırmak zorunda kaldım, aynı şekilde görevliler yasak demişti ve gemi harekete geçtikten sonra bunu öğrendiğim için vazgeçip inememiştim de. kendimi hiç o kadar çaresiz hissetmemişimdir herhalde. bari ben de dışarıda durayım diye yalvardım, izin vermediler, kapının önünde dikilip her fırsatta kutuya baktım hala orada mı diye. yol boyunca manyağın birinin kafesi denize fırlattığını hayal ettim. sonunda görevlilerden biri halime acıyıp yolculuğun son yarım saatinde kedimi yanıma verdi. ne oldu hiçbir şey, yolculardan kimi yanıma gelip annem, ne şirin filan dedi, sevdi kedimi.

    asıl yapılması gereken bu salak yönetmeliklerin değiştirilmesi. gerçekten hiçbir açıklaması yok. trenlerde serbest, otobüste bagaja koyuyorlar, idoda dışarı. neye göre? hiçbir mantıklı açıklaması da yok. o hayvan kuduz olursa, insanları ısırırsa sorumluluk bizim bilmem ne gibi bir açıklama... kafesin içindeki hayvanın kuduz olup birilerini ısırma ihtimali üzerinden yapılan saçma sapan, gaddarca bir düzenleme. hayvana da insana da eziyet.

    sabır diliyorum bunu yaşayan kişiye, sanırım dava açarsa kayıtları mahkeme kararıyla istetebilecektir. umarım güzel haberler alır.
hesabın var mı? giriş yap