• "cenab'ı allah dünyayı yarattı, atatürk vatanı kurtardı. fazlasina gerek yok." cümlesiyle muğlalıların dünya görüşünü açıklamış sıcacık bir film.
  • başta eğlenceli bir cem yılmaz filmi gibi olan ama sonunda biraz sikerten film. ayrıca kültür bakanlığının desteklemiş olması şaşırttı.

    sanırım adında iftar geçiyor diye içeriğe bakmadan basmışlar parayı.
  • filmdeki tüm mesajları unutun, tutunulacak tek bir noktaya dikkat çekmek istiyorum,

    --- spoiler ---

    vuranlar cemalım'la geliyor, vurulan cemalım dinliyor. kardeşi kardeşe kırdırmak sözünün ete kemiğe büründüğü sahne buydu işte.
    --- spoiler ---
  • atlayanlar için (filmi izlemeden bakmayın):

    --- önemli spoiler ---

    adem, çocukken bozduğu orucunun kefaretini 61 günlük ölüm orucuyla ödemiştir.

    --- önemli spoiler ---
  • din, günlük hayat ve ideal dünya arasında ortak kelimelerin anlam kaymalarını çok güzel kullanan baya iyi bir türk filmi olmuş. dondurmam gaymak ile alakalı gibi gösteren şey ege insanları olması. doğma büyüme istanbullu olan senle ben ne kadar benziyorsak iki film de aslında o kadar benziyor.

    yüksel aksu'nun, dondurmam gaymak ve entelköy efeköy'e karşı filmlerinden sonra kendini yönetmenlik ve diyalog yazımı konusunda ciddi ölçüde geliştirdiğini gördüm. özkan uğur gibi cem yılmaz'ın da asıl mesleğinin oyunculuk olduğunu seneler önce anladık zaten. döktürmüş. itiraf edeyim, bana uzaktan hiç güven vermeyen çocuk oyuncu berat efe parlar resmen kusursuz oyunculuk çıkarmış.

    her şeyden önce "film" olarak olmuş bu film. esprisi de duygusu da oldukça yoğun. babam ve oğlum da aynı coğrafyanın aynı dertteki acı hikayesi olduğundan elbette anılacaktır. babam ve oğlum üzerinden 11 sene geçmiş. bu film yeni neslin babam ve oğlum'u olmaya aday. açık konuşmam gerekirse çağan ırmak'ın geldiği çizgide yaptığı filmlere gitmek için ya anne olmanız gerekiyor ya da 20 yaşın altında kafası karışık bir kızcağız. iftarlık gazoz'un kapısı herkese açık. diğer filmlerde bu filmdeki özenin çeyreğini görmek de mümkün değil. karşılaştıracak çok bir seçenek de yok zaten, oldu bitti komediler dışında "sinema" anlamında berbat filmler çekiliyor. elif dağdeviren'in yapımcılığa dönmüş olmasına da bu yüzden ayrı sevindim. kalitesiz bir şey yapması mümkün değil. umarım hız kesmeden yeni yeteneklerin önünü de açarak film yapmaya devam eder.

    kısacası ben pozitif beklentilerle girdiğim halde beklediğimin çok çok üstünde bir film ile çıktım. çok güldüm çok ağladım, hikayeden de keyif aldım. tavsiyem, 720p full izle sitelerinde ya da 5 ay sonra tv8'de lan'ların bile kırpıldığı 25 dakikalık reklam aralarıyla izleyip bu güzel filme yazık etmemeniz, sinemada hakkını vermeniz.
  • son dönemde seyrettiğim en ayarlı filmlerden biri.

    neşeyi de hüznü de beraber yaşamasını bilen bir ülkenin kaybolan kıvamını, gözümüze parmak sokmadan hatırlatan bir film olmuş.

    siyahlar ve beyazların zıtlığını değil, bir zamanlar ufak yalanlarımız da olsa birbirine inanan insanlar olduğumuzu hatırlatan bir film olmuş.

    bu ülkede dinin sadece somurtkan bir şekilde yaşanmadığını, güler yüzlü bir dinin de mümkün olduğunu ve bunu toplumsal yaşamın bir parçası olarak baskıya evrilmeden de yaşanabildiğini hatırlatan bir film olmuş.

    ege insanının bir takım vandal yönetimlere destek vermiyor diye dinsiz sanılmaması gerektiğini hatırlatan bir film olmuş.

    ege insanının dinsiz de olsa bir insanı linç etmeyi aklının ucundan bile geçirmeyeceğini hatırlatan bir film olmuş.

    bütün bunların ötesinde ilk cümlemde de söylemeye çalıştığım gibi mesajlar ötesi, güldüren, eğlendiren, düşündüren fotoğraf gibi sade bir film olmuş.

    yüksel aksu’nun daha önceki filmlerinde var olan basit mesajların ve mizahın olmadığı bir film olmuş.

    cem yılmaz’ın kendi yazdıklarıyla sınırlandırılmaması gerekecek kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösteren bir film olmuş.
  • filmdeki "ısrarcı teyze" karakterini gerçekçi bulmayanları doğma büyüme ulalı olan kayınvalidemle tanıştırabilirim. cami sahneleri bana fazla gelse de güzel film. macit koper ise hoş bir sürpriz oldu.

    hepsinden öte, muğla ne güzel yer lan.
  • rahmetli babam ile gittiğim son film.

    klasik egeli bir ailenin en büyük oğlu babam, filmde geçen tüm sahneleri, örneğin tütüne gidilen kuşluk vaktini, sinema saati gibi anları bire bir yaşayıp filmin sonunda öyle bir ağladı ki, çaktırmadan bakarken bogazımda resmen bir yumruk hissetim onu öyle görünce.

    eski topraklar öyle bir şeyi beğenince söylemezler, nasıldı baba film diyince, eh işte dedi.
  • --- spoiler ---

    hasan'i vurmaya gelenlerin radyosunda erkin koray'in calmasi, devamindaki sahnede ayni sarkinin hasan'in radyosundan devam etmesi.

    (bkz: ince)

    --- spoiler ---
  • filmin ortasında evlenme teklifi aldığım için, ömrüm boyunca unutmayacağım bir film olmuştur kendisi. ve gidin, izleyin...
hesabın var mı? giriş yap