• bu ay gönderdikleri 476 liralık fatura ile şirketin %51 hissesini önermişler bana.
    gözüm yok halbuki, ısınsam yeterdi bana amına koyim.
  • kendi alanıyla ilgili olmayan konularda yardım değil yönlendirme yapan, yani doğrusunu yapan kurumdur.

    kombinin basıncı artınca igdaşı aramak, televizyonu bozulunca elektirk idaresini arayıp bunu nerde tamir etttiriz diye sormak gibi bir şeydir.
  • hazine'nin igdaş özelleştirmesinden beklediği gelir yaklaşık 4.6 milyar lira.

    cumhurbaşkanının saraylar, uçaklar, arabalar ve cumhurbaşkanlığı seçimi bütçesinin yanı sıra ak parti faaliyetleri ve ailesi için yaptığı masraflar dahil kişisel alışveriş sepeti sırf 2014 yılında yaklaşık 2 milyar lira.

    niyetin tamamen bozuk olduğu sırf şu yek örnekten anlaşılamıyor mu?

    kör müsün salak mısın ortak mısın?

    .

    özür ve düzeltme. özelleştirme geliri hazinenin değil, istanbul büyükşehir belediyesi'nin gelir hanesine yazılacak. düzeltir, özür dilerim.

    --- spoiler ---

    istanbul büyükşehir belediyesi (ibb), türkiye’nin en büyük doğalgaz dağıtım şirketi istanbul gaz dağıtım sanayi ve ticaret aş’nin (igdaş) özelleştirileceğini açıkladı. kasım ayında çıkılacak ihale ile başlayacak özelleştirme süreci sonunda 4,6 milyar lira gelir bekleniyor. ibb, igdaş’ın satışından elde edilen geliri şehrin ana projelerine kaynak olarak kullanacak.

    --- spoiler ---

    kaynak

    .

    sanki o zaman çok şey farkedecek, sanki kıyaslamam çöpe gidecek. çünkü istanbul belediyesi'nin öz varlıkları başka türkiye cumhuriyeti'ninkiler bambaşka. aralarında hiçbir alaka, illiyet yok. içimize su serpildi. meğersem ortalıkta israf, açgözlülük, talan, habis niyet falan yokmuş. dağılabiliriz.

    .

    peki madem, çıkaralım tek kalemlik igdaş'ı, yerine 2 milyar lira tutarında başka özelleştirmeler koyalım, farketmez. 2 milyarı denkleştirebilmek için o kadar çok şeyin satılması gerekiyor ki. [özelleştirme karşıtı değilim, kamu veya özel farketmez, yüksek verimliliği kim sağlayabiliyorsa mal onun olsun. vurguladığım şey başka.]

    misal, milli piyango. 2012 yılında 2 milyar 215 milyon dolar devlete gelir getiren milli piyangonun 10 yıllık geliri, 2014 temmuzunda 2 milyar 755 milyon dolara verildi birilerine, hitay'lı net şans oyunları şirketine. misal, yatağan termik santrali, maden sahaları taşınır ve taşınmazları ile birlikte komplesi tamamı 1 milyar 91 milyon dolara satıldı ki çok çok ucuza gittiği aşikar. yani ver yatağan'ı, yap sarayı. daha onlarca, yüzlerce örnek vermek mümkün.

    .

    igdaş özelinde de keza kaynak planlaması rasyonel değil çünkü eşyanın ve paranın tabiatına aykırı bir sahte darülharp gözlüğüyle görüyorlar dünyayı. belki 4.6 milyar lira gelir elde edilecek ama partinin/davanın öncelikleri (yani kokuşmuş avanta düzeni) sebebiyle bu paranın önemli bir bölümü puf buhar olacak. resmi açıklamalarda iddia edildiği gibi yatırımlara gidemeyecek. aksini söyleyebilen varsa buyursun.

    .

    sözümün özü: oluk oluk kanamamız var ama hemorajı durduracak büyüklükte tamponumuz yok.

    .
  • 2005 yılında doğalgazımızın bir türlü bağlanamaması nedeniyle kendilerine aşağıdaki manidar dizeyi yazıp gönderdiğimiz, ancak bu kibar davranışımıza karşı hâlâ yanıt vermeyen, potansiyel tüketicilerini örseleyen bir kurum.

    ey doğalgaz, doğalgaz
    bu ne işve bu ne naz
    gelmek bilmedin bu ayaz
    bak işte geldi yaz

    işte böyle naif tüketicilerine bir yanıtı çok gören, kalp kıran kuruluş.
  • bu sabah itibariyle ilgili sozlesmelerin yapilmis, kurum tarafindan onay belgelerinin tarafimda bulunmasi ve odemelerin yapilmasina ragmen, cep telefonuma usulsuz kullanim nedeniyle mesaj gonderen kurum. kesinlikle cevaplanmayan 4443636'ya uzun calismalar neticesinde eristikten sonra, igdas'in kendi elinde bulundurmasi gereken onay belgesi ellerinde olmadigindan abonelerden bunu fakslamalarini istedigini, aksi takdirde dogal gazi keseceklerini ogreniyorum. zaten kendi saklamalari gereken bir belgeyi bana fakslatmalari -tatilimi kesip geri mi donecegim simdi bunlarin daltabanliklari icin?- sacmaligini sordugumda, benimle birlikte onbes bin aboneye daha bu mesajin gittigini ogreniyorum. bu hatanin kendilerinden degil sistemden kaynaklandigini, ozur dilemeleri gereken yerde babalanarak ifade eden beceriksiz ve kustah bir kurumdur igdas.
  • buranın özelleştirilmesinin halkın kazancına olacağına inanan biriyle konuştum. gerçekten o kadar naif bir insan mı, yoksa benimle kafa mı buluyor anlayamadım.
  • 10 gün ödemezseniz kapatıyor lan. dediğim kurum.

    edit : lan deyince birilerine fiziksel referanslı giriyormuş.
  • yalancı firmadır.
    bin bir belayla randevu alıyorsun adamlar gelmiyor gelmiyor sonra arayıp soruyorsun, ekipleri gelmişte evde bulamamışlarda yeniden ranevu almak gerekiyormuş. ulan sizin yüzünüzden sabahın köründe kalkıp bekledik o kadar yalancılar. bunun için çağrı merkezini arıyorsun bağlanmak bir bela zaten bağlanınca da bir üstteki entryde bahsedilen sultan hanım ezberlediği cümleleri ardı ardına sıralayıp duruyor. bu konuyu görüşebileceğim başka kimse yok mu diyorsun yok diyor! peki mağduriyetimi gidermek için gün içinde tekrar ekip gelebilir mi diyorsun ona da yok diyor! ulan gidip tüp alıcam eve en sonunda bunlar yüzünden. bir çay demleyip içicez burnumuzdan getirdiniz be utanmazlar.
  • sabah sabah ateist halimle kelime-i şehadet getirmeme sebep olmuş kurum.
    kapıma doğalgaz faturamı kesmesi için gönderdikleri elemanı görünce aklıma direk olası ışid saldırısında bilinmesi gerekenler başlığı geldi. hadi göbeğine kadar olan sakalı geçtim, hadi o kel kafasını da geçtim ama o şalvar nedir ey igdaş! sabah sabah beni böylesine korkutmaya ne hakkınız var.
  • gerçekten işini layıkıyla yapan ender kurumlardan biri bu.

    geçen hafta evde yoktum. döner dönmez bavulu çantayı bir kenara bırakıp kendimi duşa attım. suyu açtım. fakat o da ne. su yayladan ovaya akıyor sanki, buz buz.

    hassiktir ya, dedim. kışın 200 tl'ye varan fatura yaz aylarında 10 tl altına düşünce götüm kalkmış ve iki üç aydır bankamatiğe gidip doğalgaz faturasını ödemek gibi son derece zahmetli bir işe kalkışmamıştım ve igdaş da bana haddimi bildirmek için ihbar kağıdı bile bırakmadan gazı kesmişti üstelik.

    duşa ne kadar konsantre olmuştum halbuki yol boyu. hafta sonu faturayı yatırsam bile gelip açmazlar dedim.

    telefonuma google play store'dan "en yakın hamamlar" aplikasyonu indirmeyi filan düşünerek kendi halime acıyacakken, aklıma igdaş'ı arayıp özür dilemek, bir daha olmaz, bu seferlik bağışlayın demek ya da ihbar etmeden gazımı kesmenin şehir eşkıyalığı olduğunu yüzlerine haykırmak geldi.

    kombiyi kontrol ettim. arıza uyarısı veriyordu. igdaş müşteri hizmetlerini aradım ve faturadan dolayı kesilip kesilmediğini sordum.

    bu arada banka veznedarına parayı niçin geç yatırdığını, sanki alacaklısı veznedarmış gibi anlatan yurdum insanı gibi gecikmenin sebebini 'çıtlattım' telefondaki sese. geldi bahar ayları, gevşer insandaki fatura yatırma disiplininin yayları dedim.

    siklemedi tabii. "hayır efendim, gazınız kesilmiş görünmüyor. bir de ocağınızı kontrol eder misiniz?" dedi. "ocak yok, küçük tüp kullanıyorum" gibi tuhaf bir espri yaptım sevinçten. gazım borcumdan dolayı kesilmemiş, igdaş tarafından 'gazım alınmamıştı' yani.

    telefondaki ses, anayurt oteli'nin zebercet'i gibi donuk bir sesle"çok şakacısınız" deyince gerçeği söyledim. 45 dakika içinde ekiplerin gelmiş olacağını söyleyince heyecandan koltuğun üstüne çıkıp zıplamaya başlamışım.

    yarım saat sonra ekip geldi. güvenlik ana kapıdan geçerken olurumu aldığından asansör kapısının sesi geldiğinde ekibin geldiğini anladım. kapıyı açtım ve "buyrun, burası" dedim.

    kapıma doğru yürüyen iki kişilik ekipten biri hemen solumda üstte duran sayacın sağına bakarak "e vana kapalı" dedi. başımdan aşağı kaynar sular döküldü. duş almama da gerek kalmadı.

    "ya ben şehir dışındaydım... ben kapatmadım. nolur beni tutuklamayın..." diye ağlamaklı bir ses tonuyla olan biteni anlattım onlara. iş disiplininden taviz vermeyen bir eda ile vanayı açık konuma getirdiler. bu sırada ben de özür safhasına geçmiştim.

    arıza sebebini bilmezken gözden çıkardığım 20 tl'yi bu defa şortumun cebinden çıkarıp "sizi de yordum kendi hatamla" diyerek uzattım ve kesin bir tavırla "katiyen. bizde öyle şeyler olmaz" uyarısı geldi karşılık olarak.

    sonuçta iri ya da ufak her sorunu çözmek için geldiler fakat bu hız, bu tavır filan mest etti beni.

    allah kahretsin olması gerekene bile sevinir hale geldik şu ülkede. ne yapalım...

    teşekkürler gazman. allah ekip takımlarına zeval vermesin.

    ertesi sabah bankamatik kepenkleri açılır açılmaz faturayı yatırdığımı söylememe gerek yok sanırım. allahsız garanti atm'si, üç faturayı tek seferde yatırmama müsaade etmediği gibi, 5 liralik her fatura için ayrı ayri 1'er tl 'işlem ücreti' aldı. bankamatik su mu yakıyordu? haklıydılar.
hesabın var mı? giriş yap