• başak buğday'ın ot dergideki köşesinin adı.
  • çiğneyip ekmeği duâyla,
    ezip çekirdeğini zeytinin...

    üstüne bastırdım.

    "kalbiniz" dedim,
    "ne muhteşem bir kusur."

    benim olsun!
  • 202

    dümdüz yolda yürürken
    ayağımız bir şeye takılır hani.
    dönüp, ayağımızı acıtan şey nedir,
    diye bakarız önce
    bilmek,acıdan daha mühimdir bazen
  • yeni başlamıştır. daha bu sabah taze taze dalından topladığım ıhlamurları minik oğlumun mama kasesine bırakıp çıktım evden. çıldırmış eşim kokusuna, öyle dedi bana telefonda.
  • hiç bir yetişkinin diğerine tam anlamıyla yakışmadığı ya da buna yanaş(a)madığı zamanlarda, en azından çocukluğuna inebilecek kadar çocukluğu olanlara...

    140

    ilkokuldyken
    sevdiğim çocuğun soyadıyla denerdim adımı,
    şimdi kimi sevsem,
    küçüklük fotoğraflarımızı yanyana koyup bakıyorum.
    çocukluğumuz birbirine yakışıyor mu diye.
  • başak buğday'ın ot dergisindeki köşesinde yazdıklarından oluşan ve medu yayıncılık tarafından ekim 2016'da basılan kitabın adı..
    kitabın içindeki desenler ece zeber tarafından çizilmiş..
    arka kapağında yazdıklarına da aynen katılıyorum:
    'bir şiir, öykü ya da roman okurken "işte aynen böyle hissediyorum", "sanki ben yazmışım gibi" deyip altını çizdiğiniz tüm o 'şeyler'in bir araya geldiği bir kitap...'
  • golden shot icin bakınız

    "yüzümü unutsun, sesimi unutsun...
    beni, sevdiğim şeyleri yaparak hatırlamaya mecbur kalsın.
    hatırlayamasın! "
  • demiş ki;
    599.
    bilemiyorum.. duygularım mı güçlüydü yoksa zayıf bir anıma mı denk geldi.
    sadece anlayamadığım insanlardan değil, ölçemediğim duygulardan da hızla uzaklaştım..

    600.
    ben büyüyorum ve babam yaşlanıyor.
    sanki babam, ben büyüdüğüm için...
    çocuk gibisin hala, diyorlar.
    anlasanıza! direniyorum!

    eline sağlık başak buğday..
  • dergiyi elime aldığımda ilk baktığım köşe. en sevdiğim. *
  • 210

    aslına sadık, sanılandan muaf;
    geçip gidiyorum bu dünyadan.
hesabın var mı? giriş yap