• insan denen varlığın tatminsiz, ayran gönüllü, yavşak bir canlı türü olduğu alt metnine sahip liberal ekonomi önermesi. kaynakların sınırlı olması, kaynak sahiplerinin ihtiyaçlarının sınırsız olmasıyla direkt alakalıdır*.
  • malesef artık avcı toplayıcılar haricinde geçerli önerme.
    istekler basitse kimse fakir değildir bile diyemiyoruz.
  • iktisat eğitimi kisvesi altında piyasa tosunu yetiştirmekte kullanılan ikiyüzlü + adi bir önerme.
  • bu klişeyi savunmak, klasik iktisat kisvesi altında doğa ve gezegen düşmanlığı yapmaktır. bu fikre en sert eleştiriler, pratik uygulama desteğiyle iskandinav ülkeleri ve finlandiya'dan gelmektedir.
  • yanlış bir söz.

    sınırsız olan ihtiyaçlar değil isteklerdir.
    sınırlı olan da kaynaklar değil kaynağı kullanacak teknolojik imkanlardır.
  • doğal değil, ontolojik bir tespit.
  • iktisat gibi boş bir kavramın içeriğini doldurmak için söylenmiş bir cümle.
  • buna kıtlık denirdi eskiden iktisat derslerinde.

    yalçın küçük, halen aklının başında olduğu zamanlarda, iktisat hocalığı yaparken, dersine giren öğrencilere "kıtlık nedir?" diye sorduğunu ve bu yanıtı veren öğrenciye direkt sıfırı bastığını anlatırdı bir yerlerde.

    sonuç olarak çokca eleştirisi verilmiş, halen de usanmadan suratımıza uzatılmaktan bıkılmamış bir indirgemeci önermedir bu. kimi kaynaklar elbette sınırlıdır, ama ihtiyaçlar sınırsız değildir ve önemli olan adil paylaşımdır.

    hatta en doğru eşitlik tanımının "herkese ihtiyacına göre" olduğunu söyler marksist iktisatçılar. ayıboğan bir arkadaş üç kilo fasulye yiyecekse, çıtıpıtı bir insan evladı 500 gr. ile doyabilir ama ayıboğan'ın fotoğrafçılığa merakı yokken diğerinin voltron gibi bir fotoğraf makinesi ihtiyacı olabilir.

    ama elbette, meta fetişizmi'nin merkeze kurulduğu bir dünyada, iktisata halen bu tip kavramlarla bakmak ne kadar nafiledir, onu da ayrıca belirtmek lazım.
hesabın var mı? giriş yap