• balık, hıristiyanlığın ilk dönem simgelerinden kabul edilir. hz. isa öldükten sonra ona inananlara hem romalılar hem de yahudiler çokça zulmetmişler. hıristiyanlar da takiyye yapmışlar, birbirini tanımayan iki hıristiyan karşılaştığında birbirlerinin hıristiyan olup olmadıklarını anlamak için, içlerinden birisi yere basit bir balık resminin üst kısmını oluşturacak eğri bir çizgi çizermiş, diğeri de balığın alt bölümünü oluşturan eğri çizgiyi çekerse hıristiyan olduğu anlaşılırmış.
    15. yy. sonlarında hıristiyanların 'balık' anlamına gelen 'ictis' (i-ch-th-y-s) sözcüğünü 'yeni ahit'te sık sık kullandıkları biliniyor. bu kelimenin açılımı ise '(i)esous (ch)ristos (th)eou (y)ios (s)oter', yani 'jesus christ tanrının oğlu, kurtarıcı' olduğu yolunda görüşler var. bu sözcük o dönem kullanılan simgelerde bir balığın içine yerleştirilmiş gibi resmedilir, ki bu simgesel biçime italyanca 'badem' anlamına gelen mandorladeniyor. niye mandorla derseniz, 15. yy. ortalarına kadar meryem, isa ve diğer din uluları mandorla şekli içinde betimlenmiş. daha sonra mandorla'nın yerini 17. yy. başlarında bulut kümeleri almış. mandorla'ya tekrar dönmeden önce, başlığın gereği olarak balığa döneyim tekrar. balığın hıristiyanlıkta bu kadar önemsenmesinin önemli bir nedeni daha var. eskiden balığın 'cinsel birleşme'ye girmeksizin ürediğinin benimsenmiş olması balığın, 'bakireden doğma' isa'nın simgesi sayılmasına yol açmış.
    mandorlaşekil olarak aynı büyüklükte iki çemberin birbirlerinin merkez noktalarına değerek kesişmesi sonucu ortaya çıkan şekil. ortada oluşan bu şekle aynı zamanda vesica piscisde deniyor. piscislatincede 'balık' demek (astrolojide de pisces'balık burcu' anlamına gelir, hatırlarsanız). 'vesica piscis'de aşk tanrıçası aphrodite/venüs ile bağlantılı olarak kadın üreme organını simgeliyor. hıristiyanlığın ilk dönemlerinde demeryem'in rahmini temsil eden genital organının (yani 'vesica') içinde betimleniyormuş, isa. dolayısıyla 'vesica' cennet ile maddi düzlemin kesiştiği ve isa'nın yarı-tanrı, yarı-insan olarak bulunduğu yeri simgeliyormuş. tekrar mandorla'ya döneyim, iki çemberi iki ayrı dünya olarak betimlersek, bu ikisinin kesişmesi, tanrısal ile insanî, doğal-yapay, yaşam-ölüm, maddi dünya-manevi dünya vb. olarak birbirlerini tamamlıyorlar.
    ...
    nereden nereye geldik, dünyalar arası bir geçiş kapısı gibi oldu.
  • orijinal adı ile ıchthyology. ihtiyoloji . balık bilimi.
  • her problemin ihtiyatlı davranarak çözülebileceğini iddia eden bilim dalı.
  • ihtiyarlamanın ve ihtiyarlığın kötü bir şey olmadığını insanlara anlatmayı amaç edinmiş bilim dalı.
  • ingilizce'de sifat hali ichthyological olan kelime. cumle icinde kullanalim:

    "nephew, have you seen this ichthyological research documentary last night ?" / "gecen geceki ihtiyolojik arastirma belgeselini gordun mu yegen ?" *

    soylemeden gecemeyecegim, kendisi bir idiotloji degildir.
  • ihtiyoloji, zoolojinin balıkları inceleyen bilim dalıdır. yunanca ichthys (ichthyos) (=balık) ve logos (=bilim) kelimelerinden türevlenmiştir.
  • ihtiyarların benlik bütünlüklerini ne derece umutsuz yaşadıklarını inceleyen bilim dalı olabilir!
hesabın var mı? giriş yap