iki
-
"ekki" sözcüğünden türeyen rakam adı. ekki, elin ikinci parmağı olan yüzük parmağının adidir. bu parmak yuzukle baska bir gonule baglanir insan pır* iken ekiz* olur.
-
-
kılığına girmesi bir acayip yaratık. fotoğraflarda misal. birken bu olmak, değişik. düşünsene, bir de bunun üçü var, dördü var.
iki olmayı kabul etmeyip ''ya aslında bir var ve artı bir var tamam mı'' diye diretmek gereksiz. iki diye bir şey var mı, var. -
"bir" araya geldiğinde bambaşka bir şekle bürünen sayıdır. bir'den farklıdır ve "çift" olmanın farkını hissettirir. bir'lerin "bir" araya gelmesiyle ahenk ve güzellik kazanır. alt ve üst kavramlarına değer katar. yan yana bulunmanın hazzını tattırır.
bazılarında çok güzel durur. yaratılışın hakkını verir adeta. temaşa edildikçe insanın tahayyül isteğini arttırır. öyle anlar gelir ki, insan tefekkur boyutlarına da geçebilir.
güzelde güzel duran her şey, güzeller güzeli'ni hatırlatır. güzelliğin menbaı o'ndadır. tıpkı bütün güzellerin güzelliğini o'na borçlu olması gibi.
iki'nin, büyük bir borcu vardır bir'e... -
iki,
ayrılıp birleşmedir.
önce ayrılıp sonra birleşme.
ya da birleşik olanın ayrılması.
iki,
dünyevidir.
bir'in tanrısal mükemmelliğinden ayrılıp, sonsuz yaşam çizgisine dönüşür.
çizgidir.
mükemmel olmadığı için değişmeye açıktır.
iki,
bilgidir.
bir'in sorgulanamaz bilinmezliğine karşıtlık oluşturur.
sorgular. çarpışır. yeniyi türetir.
iki,
dağılmadır.
varlığın/birliğin parçalanmış halidir.
"bir" parçalandıktan sonra iki'ye dönüşür.
"iki", birleşince bir'e dönüşmez.
ikinin türettiği birleşen, parçaların bütününden farklıdır.
iki, yenidir. -
ucle be$in toplami. birin kare dibi.
-
varlığın kendinden hoşnutsuzluğudur.
-
her şey bir olduğuna göre, bir hep -ezelî ve ebedî- var olduğuna göre, hadis olan, yaratılmış ilk sayı.
-
"ılım günleri gelirdi taraçalar
uzatırdı mevsimölçerlerini
tıkabasa yaprak arka pencere
insan iki kişiyi sevebilir mi?
onunla aşkımız, o diyorum ona,
bir kez söylenmiş ve istense de
bir daha geri alınamaz
kırıcı sözler gibiydi
tartışıp dururduk yollarda
hızla çevirirdi başını
çiçek aşısı gibi bakardı
seğirtir karşı kaldırıma
ötekiyse nasıl incelikli
türkçe sığmazdı ağzına
bir ilçeyi sever gibi
yürürdü odalarda
parmakları her yana döner
bir yetenek gibi gelişirdi
dursuz duraksız güdülerime
bir şeyler katardı düşüncemsi
birinin ısırığı badem şekeri
iç kaslarıyla uçar biri
yüz kez yırtılmıştır gömleğim
doksan dokuz kez de dikildi
kısacası o yıllarda ben
hayatım karışık çantam gibi
iki kişiyi birden severdim
karnemde sevinç bir, aşk iki." *
cemal süreya
sevda sözleri / yapı kredi yayınları / 21.b, eylül-2003 / s. 159 -
"bugün iki kez yağdı yağmur;
iki kez eskidim sanki.
iki ömrü kol kola yaşadım ben;
biri nergis bahçesi, diğeri mahşer yeri.
hep iki şömine yandı yüreğimde;
birinde ateşti, diğerinde kül.
ve iki kez âşık oldum;
bundandır iki kez ölmüşlüğüm.
sonra bir serüvende ikiye böldüm ömrümü;
şimdi sömestrdeyim.
ilk iki kitabımdan sonra sıtmaya tutuldu coşkum;
daha depremlerleyim.
ve iki kere iki,
kitabımda benim,
ya çok eder
ya sıfır.." *
yılmaz odabaşı
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap