• "erol günaydın kitabı"... mükemmel bir tiyatro hayatı… çok şey öğrendim.

    .

    öte yandan, editörlük konusunda neler yapılmalı dersinden sorunlu bir kitap. (söyleşi emine algan, editör levent cinemre)

    daha önce sevin okyay’ın ve ahmet hakan’ın kitaplarında da çeşitli örnekler vermiştim.

    iyi bir editör, özellikle yaşlı insanları, “bu adam da ne cahilmiş, bu adam da neleri yanlış hatırlıyor” diye bilgili okuyucunun önüne haksız yere atmamalı.

    bu kitap bu türden hatalarla dolu.

    a) erol günaydın yanlış hatırlayabilir, karıştırabilir ama b) söyleşiyi yapan emine algan onun ağzından çıkanları yanlış işitmemeli ve doğruyu araştırmalı, c) editör ise kitabın hatasız çıkması için onun atladıklarını yakalamalı. (tabii, böyle bir kitabın editörünün de sıkı tiyatro bilgisi/tarihi bilmesi de şart.)

    gelelim bu kitaptaki eksiklik ve hatalara…

    s: 15. “geceleyin bir ses böler uykumu, / içim ürpermeyle dolar: neredesin?”
    ...ahmet kutsi tecer’in son kelimesinin başında konuşma tiresi olmalı, ayrıca kelime “nerdesin” biçimindedir. şiirleri keyfimizce değiştiremeyiz, değil mi?

    s: 96. “evet, izmir’de oldu, kenterler’de çalışırken. içkiler içtik, mezarlık başına gittik, orda da birşeyler yedik…”
    ...hiçbir mezarlığın başında işkembe çorbaları satan yer bulunmaz. oysa mezarlık ve başı kelimelerini birleştirip, m’yi de büyük yazarsanız, “mezarlıkbaşı” diye bir semt olduğunu bildirmiş olursunuz.

    s: 98. “1957 senesinde irfan şahinbaş, muhsin bey, bir iki profesörden oluşan bir kurul vardı. birleşmiş milletler bursu veriyordu.”
    ...galiba unesco’ya bağlı “türkiye milli komisyonu” denmek isteniyor.

    s: 99. “istanbul’dan çıkıp da böyle zerâfa paris’in içine düştüm”
    ...erol günaydın eminim böyle “zerâfa” diye anlamsız bir kelime demiyordur. kültürüne ve yaşına uygun olarak “serapâ” demiştir, yani baştan ayağa demek istemiştir. söyleşen kulaklarını iyi açmalı.

    s: 104/105 bu sayfalarda o yıllarda akademi’de görünen ilginç bir şairden söz ediliyor, “ters horoz” diye kitabı da sonradan bastırılan.
    ...a. şairin adını ben vereyim: irfan alkaya.
    ...b. 104. sayfadaki şiir aslından hayli farklı ve erol günaydın’ın zihninde kaldığı gibi verilmiş.

    s: 1957/58 sezonundaki bir oyundan söz edilirken: “mina hanım da o zamanlar hayatta”…
    ...biraz garip bir cümle. mina hanım o tarihlerde (1915 doğumlu olduğuna gore) 42 yaşında ve ölümüne daha 42 yıl kadar var. niye hayatta olmasın ki?

    s: 112. “kemancı ostraigh” (…) “kulis’teydim. george, sahibi de…"
    ...a. hazretin soyadı “oistrakh”tır.
    ...b. erol günaydın özel ismi “jorj” diye seslendirmiştir, eminim. çünkü “mösyö jorj’a herkes öyle derdi. kelimenin alafrangasını kimse yazmazdı. zaten “jorj sütçüyan” da bir türkiye ermenisi idi.

    s: 125. “jack landon”.
    ...london elbette.

    s: 223. sait faik’in “mesela ‘şişt şişt’ diye bir hikayesi var”.

    ... hikâyenin adı “hişt hişt” değil miydi?

    s: 268. “italyan iki tane komik vardı, franko franki ile, yavru ile katip diye”
    ...iki komiğin birinin adı verilmiş ama o da yanlış verilmiş. doğrusu: franco franchi. ötekinin (yani kâtip’in) adı ise ciccio ıngrassia’dır.

    s: 296. meddahların ünlü sözünün başı: “muadi sanı rüzigâr, râviyân-ı ahbâr ve nâkilân-ı ahsâr”…”
    ...a. muadi san nedir acaba? hadise rüzgârları ise, “muhaddisân-ı rûzigâr” olmalı idi.
    ...b. sondaki “ahsar” da yanlış. eserlerin nakledilmesinden söz ediliyor: “âsâr” yazılır orası.

    s: 302. “selim nüzhet gerçeker’e,”
    ...selim nüzhet beyin soyadı “gerçek”tir.

    s: 313. erol bey bu sayfada, 1968’de trt’nin maçka’da üniversite’den yayın yaptığını ve 1971’deki yaygara 70’den bir şarkıyı orada söylediğini söylüyor.
    ...zihni karışmış olmalı. trt televizyonu, ankara’da başlamıştır 31 ocak 1968’de. taşkışla’daki ise, itü’nün özel deneme yayını idi. ve yaygara 70’ten şarkıyı itü tv’de söylemiş olmalı. (itü tv 1952-72 arası çalışıyordu.)

    s: 322. “bu sefer reklam amaçlı bir ‘yanlış ahmet, doğru mehmet’ yaptık.”
    ...bu ünlü tv skeçlerinin adı (en azından ben öyle hatırlıyorum) “bay yanlış ile doğru ahmet”tir.

    s: 337. “abdülhak hamit’in oyunları, cenin-i aşk oynanır…”
    ...“cünûn-ı aşk galiba o oyun.

    s: 348. “tacettin biker de vardı, kara gözlü…”
    ...a. bu büyük ustanın soyadı “diker”dir.
    ...b. ve elbette 348 sayfadır erol bey kimsenin gözünün renginden söz etmediğine göre, tacettin beyden söz ederken “karagözcü” demiştir.

    s: 373. “onbaşı riago…”
    ...daha önce (s: 217’de) anlatmıştı genco’yu. hamlet’teki “ıago”.

    .

    kabus, mahkum, karargah, kahya, hikaye, katip, zeka, hami, rengarenk, üçkağıtçı vb sözlerin a ve u’larının şapkalarının olmaması büyük eksiklik elbette.
  • uzun bir aradan sonra tiyatroda seyrettiğim, eğlendirirken güldüren, güldürürken düşündüren bol rol almalı, danslı, müzikli, kantolu, ibişli, hicivli teatora.
    sıkmadan başarılı olmasının dışında kasmayan oyunculuklarıyla (sanırım van devlet tiyatrosu deyü), günümüz iktidarına göndermeleriyle (padişahımız sen çok yaşa), komiklikleriyle, müzikleriyle beklediğimden iyi çıkmış oyun. salon dopdoluydu. ilk yarıdan sonra sıkılıp giden yoktu. (şaşırmadım desem yalan olur)

    21. yüzyılda hala tiyatro mu seyredilirmiş tv, sinema, youtube dururken diyenlere bu da kapak olsun..

    la liberte
  • deyim olarak tiyatro sanatini ifade eder. iki kalastan yapilmis basit bir sahne olsa da sanatcinin hevesiyle ortaya bir sanat eseri cikmaktadir.
  • van devlet tiyatrosunun ankara turnesi sayesinde izlediğim başarılı oyundur. oyun başladığında eyvah çocuk oyunu gibi güldürmeyen bir güldürüye mi düştüm diye çok endişelendim, hatta oyunu bir süre bu önyargıyla izledim ama beni haksız çıkardılar. oyun eğlenceli, oyuncular başarılı ve karizmatik olunca ortaya güzel bir sonuç çıkmış. ayrıca bu kadar mesajlı bir oyunu devlet tiyatrolarında görmek beni çok şaşırttı. eğlenceli 2 saat için tercih edilebilecek bir oyun.
    --- spoiler ---
    özellikle ilk perdedeki namaz sahnesi bütün salonun olduğu gibi benim de çok hoşuma gitti ki zaten o sahnede alkışlarımız yüzünden oyuncular birkaç sefer duraksamak zorunda kaldılar.
    --- spoiler ---
  • üsküdar anadolu lisesi tiyatro topluluğunun ismi. 1 haziran 2002 gecesi topladıkları 12 ödülle tüm üsküdar anadolu camiasının gözlerini yaşartan insanların oluşturduğu birlik.
  • latin dansi yapmaya hevesli beceriksiz ciftler icin kullanabilecek deyim...
  • bu aksam terrakki vakfi genclik tiyatrolari festivalinde ve eyuboglu lisesi tiyatro senliginde en iyi kostum ödülünü almis alan topluluk, ayni zaman terakki vakfindan da dort tane "ovguye deger oyuncu" su olan topluluk.
  • erol gunaydin in kendi yasami ve tiyatro tarihi ile ilgili anilarini anlattigi yeni kitabin adi.
  • 2008-2009 sezonunda boris vian'dan kasaplığın el kitabı adlı oyunu sahneleyen grup ilk oyunlarını 17 mayıs'ta genç günler etkinliğinde sergilemiştir. 2.oyunları 23 mayıs cumartesi saat 20:00' de profilo alışveriş merkezi'nde ve 3.oyunları 25 mayıs pazartesi 19:00 şişli terakki'de sergilenecek gruptur.
  • tiyatro sanatinin ozunde yatan duygu, tiyatronun oz parcalari iki kalas bir heves.
hesabın var mı? giriş yap