• "- bu topraklardaki ilk “rakı” fabrikası abdülhamid döneminde kuruldu.

    - bu topraklardaki ilk “bira” fabrikası kimin döneminde kuruldu? gene abdülhamid döneminde kuruldu.

    - osmanlı'nın ilk “şampanya” fabrikası da abdülhamid döneminde kuruldu. resmi, mühürlü evrak var, abdülhamid'in izniyle kuruldu.

    - abdülhamid'in en önemli tarihi ve kültürel miraslarından biri ise… bu topraklardaki ilk “kerhane”yi açtırmasıydı.

    - binlerce yurtseveri fizan'a yemen'e sürgün etmiş, zindanlarda boğdurmuş, hafiyeleriyle jurnallerle 33 sene kan kusturmuş, mısır'ı tunus'u kıbrıs'ı sırbistan'ı karadağ'ı romanya'yı, toplam 1.5 milyon kilometrekare toprağı kaybetmiş, tarihçilerin bileceği iştir…"
  • abdulhamit anlatılırken genelde şunun gibi ifadeler kullanılır , '' ilk elektrik santrali onun döneminde kurulmuştur''. fakat nasıl kurulduğu söylenmez. fransızlar zonguldak'ta kömürü çıkartır. istanbul'da kendi santrallerine getirir ve osmanlı'ya satar. bu mu şimdi sultan'nın başarısı?
  • az bilinen gerçeklerden birinin pamuk gibi kalbi olmasıyla beni şoka sokmuştur. bu eğer doğruysa bu bilgi tıp literatüründe çığır açacaktır. teşekkürler.
  • bati muzigi hayranidir. kizlarinin bale-piyano artik allah ne verdiyse ogrenmesine destek olmustur.

    "‘evlâtlarının müzikle meşgul olmasını ister, bize piyanolar ve muhtelif mûsiki âletleri alırdı. huzurunda piyano çaldırır, dinler, yanlışlarımızı düzeltir, tempolara dikkat eder, ‘böyle çalınmaz, tekrar ediniz’ derdi. alafranga mûsikiyi alaturkaya tercih ederdi. ‘alaturka güzeldir ama daima gam verir. alafranga değişiktir. neşe verir. piyanoda alaturka dinlenmez. kendine mahsus alaturka sazlarla çalınmalıdır’ derdi’" abdulhamid'in kızı ayşe sultan.
  • ciddi bir operaseverdir, en sevdiği de la traviata'dır: sonunu saray bestecilerine değiştirtmiş, mutlu bitsin istemiştir.
  • "cennetmekan" diye tanımlanan ikinci abdülhamit'in kuran'ın türkçe'ye çevrilmesini yasakladığını biliyor muydunuz?

    "• osmanlılar dönemine sıradan insanların okuyup anlayabileceği bir türkçe kuran çevirisi yoktu.

    • ayrıca okuduğunu anlayamayacak olsa da sıradan insanın el yazması arapça bir kuran satın alma imkanı da yoktu çünkü 1870’lere kadar kuran’ın matbaada basımı yasaktı ve el yazması kuran’lar halkın satın alamayacağı kadar pahalıydı.

    kuran’ın matbaada basımı müslüman nüfusa sahip iran, rusya, hindistan gibi ülkelerde osmanlı imparatorluğu’na göre çok daha erken tarihlerde başlamış ve basılan kuran’lar 1850’lerden itibaren bahsi geçen ülkelerden kaçak yollarla osmanlı’ya getirilmiştir. fiyatının ucuz olması dolayısıyla, halktan oldukça yoğun bir talep gören kaçak kuran’lar karşısında osmanlı yöneticileri öncelikle yasaklama yoluna gitmiş fakat engellemeler başarısız olunca, 1873’te kuran’ın matbaada basımına izin vermek durumunda kalınmıştır. açıktır ki bu değişim osmanlı yöneticilerinin inisiyatifiyle değil, halkın talebinin zorlamasıyla gündeme gelmiştir. bu talep ise yönetici sınıflardan olmayan okur-yazar bir kitlenin ortaya çıkmasıyla doğrudan alakalıdır. bu yeni kuşak artık kuran’ı başkasından dinlemek değil kendi okumak istiyordu.

    arapça kuran’ın matbaada basımı ve dağıtımı bu tarihten itibaren başlamış olsa da, çeviri konusundaki yasağın sürdüğünü hatırlatmak gerekir. abdülhamit döneminde kuran’ın türkçe’ye çevrilmesi yasak olduğu gibi bu konudaki girişimler de engellenmiştir. 1908’de hürriyet’in ilanı ise abdülhamit istibdadına son vererek yeni bir dönemin önünü açmıştır. bu devrimci süreç kuran’ın türkçeye çevrilmesi girişimlerinin de gündeme gelmesine olanak sağlayacaktır." - - - oya gözel durmaz, birgün pazar, sayı:533

    http://www.birgun.net/…mhuriyet-e-kuran-161468.html
  • ilk nükleer denizaltıyı denize attığı için kırgın olduğumdan dolayı az bilinen özelliklerinden bahsetmek istemiyorum. o nükleer denizaltıyı atmayıp kullansaydı belki tarih değişirdi.
  • padişah ve osmanlı güzellemesi içeren bir beyan.

    tarih yaşandı bitti. önümüze bakalım artık nolur ya.

    nolur amk.
  • efsane vicilantlardan nene hatun abdülhamidi sani hazretlerinin vakti zamanında bu sıfatla şerefyab olmuştur.

    elbette 93 harbi'nde erzurum'un ruslar tarafından işgale uğraması, çoluk çocuk erzurumluların katledilmesi, sivillerin balta,nacak, diğrenle erzurum'u müdafaa durumunda kalması, bunun üzerine kucağındaki bebeği bırakıp cepheye koşan nene hatunların inkişaf etmesi falan asla ve kat'a abdülhamidi sani'nin yönetimi ile alakalı değildir.

    olsa olsa kendilerinin mukaddes lütfuyla, tebaa kendini savunmayı öğrenmiştir. balık verilmemiş, balık tutma uygulamalı olarak öğretilmiştir.
  • tahtulbahir-i fezayi, nükleer denizaltı, nasıl oluyor da atomik difüzyonun bile keşfinden önce uygulanmış, bir kez daha hayran-ı muhterem oldum kendisine.
hesabın var mı? giriş yap