• silah sektörü bunların yanında melek kalır. en azından diğeri kendisini gizleme gereği duymuyor.
  • bugün ilaç mümessili olan bir arkadaşımdan duyduklarım beni dehşete düşürdü.

    kendi ilaçları satılsın diye doktorlara yapılanlar, doktorların bu ilaçları yazmak için istedikleri, ilaçların etken maddelerinin azaltılması vs.

    iğrenç lan, para uğruna bu yapılanları gördükçe zerre inancım kalmıyor bu hayata.

    para uğruna insanların sağlıklarını hiçe sayan sektör.
  • yer yüzünün en kötü ve en kirli sektörüdür.
    neden mi ? sadece bir örnek vereceğim.
    pek çok ilaç firması özellikle geri kalmış ülkelere bir takım ilaçları özellikle sürmemektedir. sebebi ise uzun vadede hastalıkların artması böylece daha çok kişinin kitlesel olarak hasta olması ve süreç sonunda daha yüklü ilaç satabilecek olmak.
  • çalışan açısından çok acımasız, dişli, zorlayıcı sektör.

    bir gün bildiğine ertesi gün bir şey daha eklemek durumunda kalmak bir yerden sonra insanda ciddi bir kopukluk hissine neden oluyor.

    mutlaka her sektör yenileniyor, gelişiyor ancak bu sektörde bir şey gelişirken birikimli gelişmiyor çalışan açısından. sıfırdan yepyeni bir şey olarak karşına çıkıyor. dolayısıyla her defasında sıfırdan bir şeyi anlamak, anladıktan sonra uygulayabilmek ve yenisi gelene kadar tam uyum sağlamak zorundasın. iki ay sonra farklı bir gelişme olursa hooop sil baştan...

    ne kılavuzlar, ne sektörel birikim, ne bilgi, ne öğrenim... en önemli özellik hızlı adaptasyon ve hızlı ve doğru uygulama.

    hal böyle olunca sürekli okuyan, sürekli araştıran ama bir yandan da işleri bir şekilde eskisi gibi devam ettirmeye çalışan bir kişi oluyorsun ki bu hayatına mal oluyor.

    böyle olacağını bilsem tekrar tercih eder miydim, hiç emin değilim.
  • insan hayatina kast eden tehlikeleriyle, neredeyse silah sektorunun one gecmis sektor.
  • türkiye'de dolumdan başka bi şey olmayan sektör.
  • bu sektörde büyük tecrübe sahibi birisi olarak söylüyorum. en aşağılık, en adi sektördür. içinde dönen çarkları anlatsam dehşete düşersiniz. ilaç firmasından doktoruna, eczacısından mümessiline herkes boğazına kadar bok içinde. gariban hastayı düşünen maalesef yok. sadece şunu söyleyebilirim doktorun, eczacının her sözüne, verdiği ilaca inanmayın. rastladığım idealist bir iki kişi hariç herkes cebini düşünür, avantasını alır. siz de lan grip oldum niye bu antibiyotiği kullanıyorum diye düşünürsünüz.
  • doktor-mümessil olayı tıpkı 'patlamış mısır aşırsanız coca cola hediye' kampanyasına benzer.

    ilaç dediğin şey bakkalda satılmaz. o yüzden ilaç firmaları tıpkı gıda veya tekstil veya otomotiv sektöründeki firmalar gibi tv de reklam yayınlamaz, tüketicisine tv reklamıyla ulaşamaz, yaptığı reklam harcamaları havaya uçar ve bir getirisi olmaz.

    peki napıyor bu ilaç firmaları? tıpkı dondurma, kazak veya bisiklet üreticisi firmalar gibi reklama ayırdıkları bütçenin yüzde bilmem kaçını doktora ayırır. doktora reklam yapar. kalkıp para vermez asla. kalem verir, defter verir, akşam yemeğine götürür, fazladan kıyak yapmak istediği doktorlara bilgisayar hediye eder veya ilk gün kendi ilaç firmalarını gezdirip ikinci gün otelde ağırlamak kaydıyla bir haftasonunu kapsayan teknik gezi temalı tatil hediye eder. bunu da tek tek değil grupça, yüzlerce doktora yapar. bu şekilde doktorlara hem fabrika/üretim koşulları, hem isim bilinirliği açısından reklam/tanıtım yapar.

    bu reklam aşamasından sonra doktor nasıl tepki verir? arkadaşlar şunu anlamak önemli: bir antibiyotiğin içerdiği şeyler ister bilim ilaç olsun ister abdiibrahim olsun hep aynıdır. bir ağrı kesici için de aynıdır, her firma hemen hemen aynı ağrı kesiciyi üretir. ilaç ulan bu! nasıl farklı olabilir içerikler? temizlik malzemelerinde, şampuanlarda, hatta makarnada bile her markanın üretimde kullandığı ve içeriğine eklediği şeyler temelde aynıdır, benzerdir. her şampuan temelde birbirine benzer her makarna da öyle. ama kalite farkı vardır tabi ki. ilaçlarda ve aşılarda ise bu benzerlik oranı çok daha yüksektir çünkü bi deterjana ekstra orman kokusu koyabilirken, bir dondurmayı daha az şekerli yapabilirken ilaç içeriğine çok karışamazsınız. ve ilaçlarda kalite farkı olmaz. düşük kaliteli ağrı kesici üretemezsin. sağlık sektöründe böyle bir şey yok. bir porselen üreticisi yüksek kalite ve orta kalite diye iki ayrı bantta tabak üretebilir, satış yapacağı sosyo-ekonomik kesimleri düşünür ve ilaç sektörünün hitap ettiği tek kesim vardır: tüm dünya insanlığı.

    o nedenle bir doktor kalkıp a ilaç firmasının veya b ilaç firmasının bulantı önleyici hapını yazarken çok da düşünmez. hemen hemen aynı olduklarını bilir. bu nedenle zaten ilaç firmaları kalkıp "bizim hapımızın şöyle özelliği var böyle özelliği var" diye reklam yapmaz zaten. ilaç firmaları da bilir bir bulantı önleyicinin hemen her ilaç firmasında aynı bileşen oranlarıyla üretildiğini. o yüzden ilaçlarını pazarlamak, doktorun gözüne girmek için doktorlara bilgisayar alır veya yemeğe götürür. başka yapabileceği, doktorun gözünde fark yaratabileceği bir şey yoktur.

    doktor için a ilaç firması da b ilaç firması da aynıdır. hatta reçeteye a firmasının ağrı kesicisini yazar mesela ama hasta teyzemiz eczaneden alırken "bizde bu yok ama b ilaç firmasının hapı var. onu verelim. adı farklı ama içerik aynı zaten teyzem" diyebilir. normaldir.

    özetle: tvlerde dondurma reklamı gibi ilaç reklamı görmezsiniz. ilaç firmaları reklamını/tanıtımını doktora yapar. doktor da keyfine göre istediği ilaç firmasının ürünlerini reçeteye yazar. çünkü doktor da eczacı da bilir ki her ilaç firmasının aynı kulvardaki/aynı hastalığı tedavi eden ürünleri hemen hemen aynıdır. endişelenmeyin...
  • sistem çarkının en güçlülerinden sadece birisi.
  • sözlük cahil cühela dolmuştu da bu kadarına da pes doğrusu. utanma arlanması olmayan pervasız iftiracı aşağılık pislik gerizekalılar sürüsü sizi. devleti soyuyormuş :) hassiktir oradan. devlet senin ananı babanın yanında sikiyor haberin yok.
hesabın var mı? giriş yap