• yeni nesil doktorların iletişim konusunda donanımlı yetişmelerini amaçlayan, tıp fakültelerinde yavaş yavaş yerini almaya başlayan ders.
  • iletisim becerilerinde icerik onemlidir. icerik kadar icerigin nasil soylendigi de cok onemlidir.

    ornekleri icin

    (bkz: ben dili)
    (bkz: sen dili)
    (bkz: özsaygı geliştirici dil)
    (bkz: özsaygı zedeleyici dil)
    (bkz: ego geliştirici dil vs ego zedeliyici dil)
    (bkz: beden dili) (bkz: vucut dili)

    ayrica
    (bkz: iletişim engelleri)
    (bkz: vucut diliyle anlatilabilenler)
    (bkz: tongue fu)
  • iletisimde kullanilar beceriler

    1. kabul tepkileri: karsidaki kisiyi dinlenildigini iletmek uzere verilen tepkilerdir.
    2. asgari düzeyde teşvik: iletisimde iliskiyi en alt duzeyde tutarak uzun cumleler kurulmasinin saglandigi iletisim yontemidir.
    3. kapi aralayicilar: bazi insanlarin konusmalara devam etmesi icin o insanlari cesaretlendiren mesajlardir. ornegin, "bu konuda konusmak istedigin bir var mi?", "sen ne dusunuyorsun?", "devam etmek ister misin?", "bu konuda ne dusunuyorsun?" gibi.
    4. acik uclu soru: ne? nasil? hangi? gibi sorularin kullanilarak konusmanin surduruldugu iletisim yontemi.
    5. kapali uclu soru: cogunlukla bir soru eki olan "mi?" veya coktan secmeli sorularla surdurulen iletisim turudur.
    6. aciklama
    7. kendini katma dinleyicinin veya dinlenenin karsisindakinin davranisi ve tutumu ile ilgili olarak verdigi tepkidir. ornegin, "yaptiklarindan seninle ilgili ... hissediyorum." seklinde kurulan cumlelerdir.
    8. etkileme cogu zaman cesaretlendirme olarak nitelendirilebilir.
    9. onaylama
    10. destekleme
    11. soru sorma
    12. bilgi vermek
    13. baglama kisinin daha once anlattiklari ile su an anlattiklari arasinda paralellige dikkat etmektir.
    14. paylastirma grup surecinde bireylerin duygu ve yasantilari arasindaki paralellige dikkat cekilmesidir.
    15. yuzlestirme bireyin soylediklerindeki tutarsizliklara, sozleriyle davranislari arasindaki celiskilere dikkat cekmektir. icgoru kazandirmaya yarar.
    16. yorumlama
    17. kisisellestirme empati kurabilmenin onemli bir basamagidir. bireyin soylediklerinin arkasinda yatanlar iyi analiz edilip soylediklerinin otesine ulasilmasidir.
    18. dinleme: yönergeleri dinlemek, başkalarını dinlemek, verilen bilgiyi dinlemek.
    19. konuşma: anlaşılır konuşmak, küçük ve büyük topluluklara sözlü bildirimde bulunmak, fikirleri açık ve mantıklı biçimde ifade etmek, görüşleri dile getirmek.
    20. okuma: bilgi edinmek ve zevk için çeşitli bilgi kaynaklarını okumak, okunanı kavramak, çıkarımda bulunmak ve sonuca varmak.
    21. yazma: bilgileri ve gözlemleri kaydetmek, not almak ve açımlamak, özet çıkarmak, rapor yazmak, günlük ya da kayıt tutmak.
    22. görme: görsel malzemeleri ve multimedyayı (çoklu ortamı) yorumlamak ve analiz etmek, imgelerin ve dilin düşünceleri, değerleri ve inançları ifade etme yollarını anlamak, kişisel tecrübeler hakkında bilgiye dayalı seçimlerde bulunmak.
    23. sunma: çeşitli amaçlar ve seyirciler için görsel malzemeler ve multimedya (çoklu ortam) hazırlamak, çeşitli görsel iletişim araçlar yoluyla bilgi ve düşünce iletmek, etkili sunum ve gösterim için uygun teknolojiyi kullanmak.
  • catisma cozmenin temelinde yer alan becerilerdir.
  • bir insanin hayat basarisindaki en onemli faktorlerden biri. insanin sosyal ortaminda mutlu ve isinde basarili olabilmesi icin olmazsa olmaz bir beceri.
  • negatif olani icin
    (bkz: iletişim engelleri)

    etkili iletisimle ilgili bir model icin
    (bkz: johari penceresi)
  • geçen hafta bu konu üzerine iki günlük eğitime gittim. ilgimi çeken bir konu olduğu için çok da keyif aldım.

    benim için kritik bilgi şu oldu:
    duruma bağlı kalma! olanı değiştirmezsin, zaten oldu! durumu değiştirmeye çalışma, durum karşısında davranışını değiştir.

    bu niye benim başıma geldi deme, bundan kurtulmak için ne yapabilirim de.

    insanın bu olguyu kafasına yerleştirmesi zor ama başarırsa da beyin buna hazır. a planı olmazsa b planı, olmazsa c planı üretiyor.
    ama duruma bağlı kalmaktan kurtulamazsak, planlar devreye giremiyor.

    farkettim ki, ben duruma bağlı kalanlardanmışım, bazı yaşadıklarımda, içimde duyduğum çaresizliğin sebebi buymuş. aslında çaresiz değilmişim, kendime acımaktan veya kızmaktan çare aramıyormuşum.
    kendimle iletişemezken başkalarıyla iletişmek ne kadar mümkün olabilir ki!
  • bir keresinde psikoloğa gitmiş ve insanlarla ilişkimin kimi zaman çok sıkıntılı olduğunu, iletişim kuramadığımı ve devamında ilişkiyi kestiğimi söylemiştim. kısacası kimi zaman iletişimde kalmayı sürdüremiyorum demiştim. cevap olarak ise 'sen iletişim öğrencisisin, benim sana bu konuda yardımcı olmamı bekleme' tarzı birşeyler söylemişti, tuhaf. şimdi bu başlıkla ne alaka diyeceksiniz. aklıma geldi, yazdım.
  • beden dilini etkili kullanmayı öğrenmediğiniz sürece yüzlerce kitap okuyup onlarca kursa katılsanız da hatrı sayılır gelişme sağlayamayacağınız becerilerdir. ben yaptım, oradan biliyorum.

    bir süredir araştırıyorum bu konuyla alakalı, iletişimde ne derece etkili olduğuna dair çeşitli kaynaklar farklı yüzdeler veriyor. kimi diyor yüzde 83, kimi diyor yüzde 55. ama hepsi sözel iletişime göre çok daha etkili olduğu konusunda hemfikir.
    ben hep şöyle düşünürdüm, önemli olan dili nasıl kullandığın, sözcük seçimin, anlatmak istediğin konudaki bilgi birikimin vesaire. beden dili deyince aklıma hep şu "entel" insan kaynakları yöneticileri gelirdi, çok ciddiye almazdım. yani sanki "dondurmanın üstüne sos da ister misiniz?" gibi bir ekstra olduğuna inanırdım. olsa güzel olur ama olmasa da olur gibi.

    işin aslı hiç de öyle olmadığı gibi, iletişimin kilit noktası beden diliymiş. yani aslında hâlâ hayvanlarla çok benzer bir şekilde iletişim kuruyoruz, beden dili, sözlü iletişime bir ek değil, sözlü iletişim, beden dilinin yetmediği noktaları telafi etmek için geliştirilmiş bir eklenti. insan evrimleştikçe, daha da önemlisi, alet kullanmaya ve ürün geliştirmeye başladıkça, beden dili konuyu anlatmaya yeterli gelmemeye başladığı noktada dil gelişmiş işte.

    ama sosyal ilişkilerde, hatta iş hayatının da çok önemli bir kısmında, hâlâ ne söylediğiniz değil, nasıl bir ses tonuyla, nasıl bir yüz ifadesiyle söylediğiniz önemli. yani yok "sen dili değil ben dili kullan", "ne demek istediğini anlıyorum" "şöyle düşünmekte haklısın ama..." gibi cümle seçimlerinin esasen pek önemi yok. bir bakış iki el hareketiyle karşıdaki bunu zaten sen söylemesen de anlıyor. eğer o bakışı, o duruşu, o ses tonunu veremiyorsan zaten ne söylesen, hangi cümleyi kullansan da ikna olmuyor.
    ben bu konuda tam anlamıyla faciayım, başkalarının ifadelerini çok net anlayamadığım gibi kendim de uygun beden dili kullanamıyorum. şimdi bir süredir dikkat ede ede biraz ilerleme kaydediyorum. ama çocukluğumdan beri "insanları ikna etmenin 10 yolu" gibi onlarca kişisel gelişim kitabı okudum. neredeyse hiç faydası olmadı diyebilirim.

    işin ilginci çok sosyal, çevresinde çok sözü geçen kişileri de çok inceledim ve dikkatimi çeken bir nokta, çoğunun sözcük seçimleri çok yanlış olduğu gibi, mesajları, mailleri neredeyse okunmuyor. o derece bozuk bir anlatım var, yazım kurallarına neredeyse hiç uymuyorlar. buna rağmen etkili iletişim kuruyorlar. yüzyüze konuşurken, özellikle grup içerisinde, ben daha çok sözcüklere ve içeriğe önem verdiğimden, bazen içimden diyorum ki "ya bu kadın/adam ne saçmalıyor?" çünkü resmen yarım saat konuşuyor ama aslında anlatmak istediği şey iki cümle, çevirip çevirip aynı şeyi söylüyor, üç dakika önce söylediği şeyle çelişiyor. ama buna rağmen herkesin pür dikkat dinlediğini görebiliyorsunuz, ve o an bir şekilde sesi kapatsak, sanki aşırı önemli şeyler anlatıyor gibi görünüyor.

    hatta ben bazen bunu siyasetçilere uyguluyorum, televizyonun sesini kapatırsanız sayın reisimiz sanki inanılmaz önemli noktalara parmak basıyormuş, çok güzel şeylerden bahsediyormuş gibi görünüyor mesela. samimi söylüyorum, hiç tanımasam, türkçe bilmesem, çok güven verici bir insan derim. bu anlamda çok başarılı, hatta popülaritesini de büyük oranda buna borçlu olduğunu düşünüyorum. öte yandan deha diyebileceğimiz çeşitli bilim insanlarının sesini kapatınca, kim olduğunu bilmesek öyle işte orda abuk sabuk bişeyler geveleyen biri gibi bir izlenim var. adam çığır açacak buluşunu falan anlatıyor aslında.

    dolayısıyla iletişim becerilerini geliştirmek isteyen insana tavsiyem öncelikle profesyonel bir beden dili kursu alması olur. online kurslar da var, ama bence yüzyüze daha etkili olacaktır, zira sizin nasıl kullandığınızı gözlemleyip üzerine eleştirilerde bulunup düzeltme yapabilir eğitmeniniz.
  • biriyle bir ortama girdiğinizde yeni insanlarla tanıştığınızda iletişim becerilerinizi ne kadar kullanabiliyorsunuz? onları ne kadar anlayabiliyorsunuz? onları anladığını ne kadar ifade edebiliyorsunuz? karşı tarafın zaaflarını güçlü yönlerini ne kadar kısa sürede anlayıp ona göre iletişim kuruyorsunuz?

    iletişim becerilerinizin ne durumda olduğunu bu soruların cevaplarına göre analiz edebilirsiniz. eğer düşükse kesinlikle geliştirmeli doğru iletişim kurmayı öğrenmelisiniz. insanlarla içiçeyiz ve beraber anlamlıyız, hayatın her alanı iletişim sayesinde yürüyor. dersi olmalı ama maalesef yok, kendinize en büyük güzelliği yapın ve geliştirin.
hesabın var mı? giriş yap