• anadolunun bir yuce dagi
  • eski türkçede 1) atın dörtnala gitmesi, 2) atla yapılan ani saldırı
  • anadolunun gerçekten de yüce bir dağıymış. bugun olmasa da (bkz: ben bunu gördüm). eşsiz bir doğaya sahip, heryerden bitmiş küçük minik yeşil çamları görünce insanın keçi olası geliyo.
  • ankara sıcagında yazlık giysilerle gidip gecenin bir yarısı ılgaz dagına varınca kıcımız donduran,manzarası muheteşem ve özellikle bu mevsimde yemyeşil ormanlarıyla gidip görülesi hafta sonunu gecirilesi yer.üşenmeyip bir de ineboluya inilip denize girildi mi tam olur. lütfen dikkat (bkz: ayu cıkabülür), (bkz: kurt kapabülür) (bkz: daş düşebülür)
  • moğollar'ın 1968 senesinde püfür püfür bir hammond org düzenlemesiyle yorumladığı şarkı, türkü. 1968 hürriyet altın mikrofon yarışması sayesinde çıkardıkları kaleden kaleye şahin uçurdum 45'liğinin b yüzüdür.
  • çankırı ılgaz'da hindinin adı ibi, hindi yavrusu ise ibi cibisidir.

    çankırı ılgaz'ın ünlü ürünü sarı kılçık pirinç. tosya'nın da sarı kılçığı var görünüyor. zengin pirinci de derlermiş, çünkü içi bol katkılı olarak pişirmek gerekiyor: sarı kılçığı yemeği etli ve tereyağlı olmalıymış. fiyatı 8-9 tl gibiymiş. sofrada %100 verirmiş, bir bardağı tüm aileyi doyururmuş. sıvı yağ istemez. geleneğini ister. sarı kılçığı yaban hayvanı yiyemiyor. yiyen hayvanı beter kaşındırırmış. alıcının tosya pirinci yerine osmancık* satmamalarına da dikkat etmesi gerekirmiş.

    çankırı ılgazlı birinden duydum, elle balık tutmak sanat gibiymiş. holta molta bilmezlermiş. şehir yani boğaz balıkçılığı ona çok farklı geliyormuş. oltalar karışır, kavga olur gibisine geliyor. memleketinde elle kilolarca balık tutarlarmış. 8-10 kişi birlikte, bağırış çağırış içinde. büyüklerin peşinden çocuklar da gider, sanatı büyüklerden deneyerek öğrenirlermiş. tek başına ve aşırı seyrek giderek tadı çıkmıyormuş. (bkz: elle balık tutmak/@ibisile)

    "ılgazlı sıvı yağ istemez, sevmez. (...) organik yeme, tadı koruma bilinci. salam sosise yatkın değil. her sabah bir kaşık pekmez yutması gerekir. bakkaldan nadiren peynir alır. eti de nadiren satın alır. ılgaz'da çok hindi beslerler. orada hindinin adı ibi, hindi yavrusu ise ibi cibisidir. evse kurban eti ve hindi eti buzlukta onu bekler. şehir eti, sevmeden seks yapmak gibi. doğa oksijeninin tadını özlüyor." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi

    (bkz: gremse altın/@ibisile)
  • coğrafyası siker atar o kadar açık ve net konuşuyorum. geceleri bile cıvıl cıvıl öten kuş sesi, temiz havası, buz gibi kaynak suyu ise üzerine cilasını çeker.

    türkiye'nin supersonic tek tük yerlerinden de biridir aynı zamanda.
  • yaz aylarında dahi havası oldukça serindir,asla sıcaktan şikayet etmezsiniz ılgaz'da.hatta eski taş evlerde mayıs,haziran aylarına kadar soba kullanıldığı olur.doğası,havası,musluktan akan doğal suyu güzeldir.
    ılgazlıyım bu arada,postun içine bir miktar çam kokusu koydum.
  • öncelikle havası güzeldir. insanının çoğu göçmüştür. ya istanbuldadır ya ankara ya da çankırı. hayvancılık ve tarım en önemli gecim kaynağı iken günümüzde bitme noktasındadır. turizm yeteri kadar ilçeyi geliştirememiştir. konum itibari ile istanbul-samsun-ankara üçgeninde ve önemli bir konumda olmasına rağmen sanayi gelişmemiştir.

    naili baba mahlasını kullanan şair ılgazlıdır. şiirlerinin yayılmasını istememiştir. birçok şiiri tarihin derinliklerinde kaybolmuştur. aynı zamanda ılgazda bir caddeye ismi verilmiştir. yukarı mahalle mezarlığında yatmaktadır.

    (bkz: naili baba)

    yaşil beyaz renklere sahip bir futbol takımı vardır.

    (bkz: ılgazspor)

    vedat özdemiroğlunun memleketidir ayrıca ılgaz.

    (bkz: vedat özdemiroğlu)
  • içinde tarım bakanlığının oteli bulunan tesis. otel fena değildir, ama devlet oteli nihayetinde lavobolarından su gitmez, hafif sıkıcı bir koku sinmiştir filan.
hesabın var mı? giriş yap