331 entry daha
  • “israil” kelimesi, arapça ve ibranice kökenli bir kelimedir. kelime diller arasında farklı yakın manalara gelse de, ibranice’de isra, “tutsak” anlamına, -il de allah’a izafe olunca arapçası abdullah, yani “allah’ın kulu/(abd, köle)” olarak gelir.
    arapça’da da bu terimin yanısıra “isra” kökünden, isra; gece yürüyüşü ve/veya hicret anlamına gelir.
    -il eki yine allah’a izafe edilir.

    israil, hz. yakub’un gerçek/diğer adıdır.

    yakub, ibranice ve arapça’da, izleyen, arkadan gelen, takip eden manasınadır. bu nükte ise, “ykb” kökünden türetilmiştir. ykb “topuk, uç, arka” anlamındadır.

    hoş; yahudi ve hassaten islami kaynaklarda, hz yakub doğarken ikiz olarak doğduğu, (sonra rahme düşmesine rağmen önce doğan) ikizinin topuğuna tutunarak doğmuştur olduğu rivayet edilir. yakub ismi bu vakadan verilmiştir.

    hz yakub’un “izleyen, takip eden” vasfı bu kadar değil;

    “ve ona(ibrahim), ishak’ı ve nafileten (ilâveten) yâkub’u da vehbî (armağan) olarak verdik. ve hepsini salihler kıldık.“ 21/72

    ayetinde, hz. ibrahim’e ishak diye bir evlat, ona da ilaveten torun olarak yakub müjdelenmiştir.
    ayrıca, evlatların yanısıra, yine bu silsile ile nübüvvet verileceği manasını da müfessirler güzel nükteler olarak vermiştir.

    müfessirlerin temas ettiği daha çok güzel nükteler var, bu kadarı kafidir.

    editto; ben-î israil, yani “israiloğulları” tabiri daha ziyade anlaşılmıştır sanıyorum. israil kelimesinden maksatlar daha haddi aşmaz diye umut ediyorum; israil ayrı, ben-î israil ayrı.
3544 entry daha
hesabın var mı? giriş yap