• ahmet oktay'ın "yaşım 27 -insan/kökü çürümüş çınar gibi/apansız ihtiyarlar-/azaltmıyor, azaltmıyor/müezzinin sesi/göğsümdeki kederi" diyerek konuşturduğu 1954 oltu doğumlu 1983 tokat ölümlü şair ve edebiyat öğretmeni. tek kitabı satranç derslerinin çıktığı ay askerliğini yaptığı tokatta intihar etmiştir. yalnız hüznü vardır kalbi olanın.
  • ( çağı deştiğimde
    o yüz
    diyor yoruldum - aynalar
    gösterebilir mi hiç - bana sonumu
    nedensiz başladım oyunculuğa
    bitireceğim rastlantıyla - oyunumu
    dostlarım da
    var - intiharlar
    her akşam ıslak - yapışkan
    saçlarıyla girip odama
    paniğimden pay toplarlar )

    artık teşhis konmuştur: epilepsi. önceleri yavaş seyreden ve sinsiliğe bulanmış şekilde vakitli vakitsiz ortaya çıkan nöbetler, zaman içinde ağırlaşır.
    kardeşi mehmet latif çiçek, "doktorlar askerden muaf raporu vereceklerdi ancak bu rapor ile öğretmenliğinden ayrılacak diye kabul etmedi." ifadelerini kullanır.

    ilerleyen hastalığına rağmen kullandığı ilaçlarını aksattığı gibi yoğun tempolu mesaileri devam eder. artan unutkanlıklarla birlikte giderek kendi içine gömülmesi; eşya ve hadiseler karşısındaki kayıtsızlığı bir çeşit korunak hâline getirmiştir.
    bu süreç; çiçek'in, yabancılaşma' kavramı üzerine çokça düşündüğü bir zaman aralığı olacaktır.

    " şimdi insan yoğun bir yalnızlık sürecini yaşıyor. belki de insanımız hiçbir zaman bu denli yalnız olmadı. yalnızlıktan öte düpedüz kâbus bu. topraktan koparılmış köksüz bir ağaç tablosu. "

    1983 mayıs'ında rahatsızlığı ileri bir safhaya varır. ankara'da bir süre gözlem altında tutulur. satranç dersleri bu dönemde yayımlanır. kitap, şairin sağlığında göreceği ve yayımlanan
    tek eseri olacaktır.

    aynı ayın sonunda tedavisi biter. oğlu abdurrahman nuri'nin doğumu, ona güç verir. coşku doludur. sonraları, tokat'ta askere alındığında içinde bulunduğu psikolojik hâlin tam zıddı bir ortamla karşılaşır. o güne kadar gördüğü tedaviler neticesinde az da olsa kapanmaya başlayan yarayı yeniden ve daha derinden kanatır.

    askerliğinin kalan kısmının bitimine sayılı günler kalmış, sağlık durumu ilgililere bildirilmiş, bütün etkinliklerden muaf tutulup sadece sayımda görünür kılınmak üzere serbest bırakılmıştır. yoğunlaşan nöbetler arasında elbiselerinin yırtılmış, üst başının perişan hâlde olduğu söylenir.

    14 haziran 1983. son kriz, son bakış dünyaya...kaldığı koğuşun bulunduğu koridorları bilincinin tamamen köreldiği bir anda koşarak arşınlayıp dünyanın en derin penceresinden bırakır bedenini boşluğa.

    (bkz: türk şiirine buruk bir armağan)
  • nuri pakdil ilhami çiçek defnedilirken şöyle demiştir:

    bugün bir şiir sandığını toprağa gömdük!
  • iv

    yalniz hüznü vardir kalbi olanin
  • "intiharlar
    her akşam ıslak-yapışkan
    saçlarıyla girip odama
    paniğimden pay toplarlar"
  • satranç dersleri i

    uzun bir nehirdir satranç
    kıvrak ve uzatarak boynunu
    nice güneş batışını yerinde görmüş boynunu
    oysa veba tarihçileri bilmemişlerdir
    her karenin bir karşıveba girişimi olduğunu

    göğe bezgin bakanların bir türlü öğrenemediği
    bir oyundur satranç

    evet ilk aşk gibi bir şeydir ilk açılış
    artık dönüş yoktur
    kuşku bağışlanmasa da
    tedirginlik doğal sayılabilir
    ancak
    yürümenin dışında bütün eylemlerin adı
    kaçış kaçış kaçıştır

    çapraz özgürlüklerinde filler
    acılardan yapılmış bir alanda
    ne zaman ki esrirler
    yazsak defterlere sığar mıydı
    şah açmazında vezirin ölümcül tutkusunu
    yerine göre piyon da bir tufandır
    içinde hep bir vezir sürekli mahzun
    düz gider çapraz vurulur ve uzun uzun
    günbatımlarını çağrıştırır

    hüznü uçlarından dolanıp
    yalın sıçrayışlarıyla piyonlar arasından
    ürkek ama cesur ama sevimli
    açsa duyargalarını o tarihsel şiire
    iyi bir oyuncu en çok atları sever

    sen ey atını kaybeden oyuncu
    bir ilkyazdan koca bir güz yontan adam
    bırak oyunu

    artık
    öyle bir ıssızlık düşle ki içinde
    yeryüzünü kişnesin
    bizim atlar
  • 'uçurumlarda açip, uçurumlarda solan bir çiçek'
  • 1954 oltu doğumlu. örselenmiş bir çocukluk yaşadı. okumak en büyük tutkusuydu. özellikle de şiir okumak... edebiyat öğretmenliği yaptı. 1983 yılında, kısa dönem askerliğini yapmak için tokat'a gitti. tek şiir kitabı "satranç dersleri"nin yayımlandığı ay, mayıs 1983'te, askerdeyken intihar etti.

    hakkında bilgi almak için arama motorlarına başvurulduğunda ömrünün kısalığına nazire yapar gibi, yukardaki satırlar kadar kısa cümleler bulunan şair! var olan tek şiir kitabı satranç dersleri de piyasada bulunmuyor...
  • canlar

    umut kesilmiyorsa dostlarım
    kesip
    barikatlar kurarak kangrenli gövdemizden
    şurda güneşe ne kaldı.
  • kapandı mahremiyetine kapanıp yere düştü
    kan yok işte kan çekilmiş meleksi çehresinden
    kül gibi benzi gövdesinin görebildiğimiz yerleri külrengi
    kaçı aklındaydı acaba annesinin tembihlediklerinin
    en küçük kardeşine en son neyi vaat etti
    fütursuz ömürler kısadır bilmez miydi
    bilmez miydi herkesten iyi bunu
    kaçmak isterken vuruldu. *
hesabın var mı? giriş yap