• ikinci kuşak bestecilerden.bestelerinde atonal armoni ve simgesel müzik yazılarından yararlandı.özellikle ikinci yeni bazı şiirleri besteleyerek müziğini yukarılara taşımıştır.şu an ayvalık 'ta,çamlık yolunda yaşamaktadır
  • piyano icin 6 preludu var ki hepsi birbirinden sahanedir.
  • ayvalikda doğdugu ve büyüdügü evde satilik ilanı asılı durmaktadir.

    edit: 2004 yazinda hala bu satılık ilanı eski yerinde durmaktadır.
  • bulent arel, ilhan (mimaroglu ve usmanbas) modern turk muziginin uc silahsoru olarak deli fisek islere muhur vurmuslardir. ucunun katildigi bir program turk televizyonunda yayimlandiginda (zaga hala programina devam ediyor olabilir) turkiye, yillardir kapisini asindirdigi muesser medeniyetler seviyesine cikmis sayilabilir. aslinda zaga programina konuk edilseler daha ilginc bir fusion yakalamis sayabiliriz ulkece kendimizi.
  • ayvalik, camliktaki evi yillarca binbir fedakarlikla adam etmeye ugrasan sohbeti guzel insan. o evin eski sahibi olup ta savas sonrasi goc etmek zorunda kalmis olan rum ailenin oglu yillar sonra evi ziyaret ettiginde hatiralarina bu denli guzel sahip ciktigi icin hocaya tesekkur etmistir. tabii atifet hocayi bunca yil sakin tutmayi becermis olmasi da baska bir beceri
  • yıllarca mimar sinan üniversitesi devlet konservatuvarında kompozisyon bölümünde hocalık yapmıştır. çok saygıdeğer bir insandır.
  • elektronik müzik öğrendiğimiz değerli bir zat.
  • 1921 yılında hayata gözlerini açan, ikinci kuşak bestecilerimizden usmanbaş, “öncü” kavrayışla uluslararası planda başarılar kazanmış, kompozisyon ödülleri almıştır. o, çağdaş müzik tekniklerini izleyerek ustalıkla kullanan ve kendisini bütünüyle öncü yaklaşıma adayan ilk bestecimiz sayılabilir. atatürk’ün “çağdaş uygarlık düzeyi”ne ilişkin ünlü özdeyişinin, müzikte yaşama geçirilmesi, herhalde bu tür yaklaşımlar olsa gerekir.

    usmanbaş, yükseliş çizgisini uluslar arası düzeyde gerçekleştirmiştir. yapıtlarını yönetmek, kongre ve festivallere katılmak, jürilerde görev almak gibi fırsatlarla birçok ülkeye gitmiş, etkinliklere katılmıştır. aldığı kompozisyon ödülleri ise, şöyle sayılabilir:

    1954’te, “yaylılar kuarteti” ile fromm müzik ödülü
    1958’de koussewitzki ödülü
    1967’de wieniawsky kompozisyon ödülü
    1969’da bale müziği ödülü

    ilhan usmanbaş, 1971’de devlet sanatçısı unvanıyla, 1993’te sevda-cenap and vakfı onur ödülü altın madalyasıyla onurlandırılmıştır.

    sayısı 100’ü geçen yapıtları, hemen her çeşit çalgı müziği yaratısını kapsar. senfoni, konçerto, şan ve orkestra için, oda müziği için yapıtlar, bale ve sahne müzikleri, şan-piyano yapıtları, piyano parçaları v.b. onun her yıl dolu dolu ürettiği sanatsal verimleri sergiler.

    babasının avukat olarak çalıştığı bir ege kıyı kasabasında henüz dört yaşındayken müziğe ilgi göstermiştir usmanbaş. bu yıllarda, istanbul’da öğrenim yapan ağabeyi orhan usmanbaş, keman dersleri de alıyordu ve kasabaya döndüğünde kardeşine kemanlıyla parçalar çalıyordu. ilhan usmanbaş, ortaokuldayken ağabeyinin istanbul’dan armağan olarak getirdiği yarım viyolonselle kendi kendine viyolonsel çalışmaya başladı (1933–1936). ve galatasaray lisesi’ne girdiğinde, okulun müzik öğretmeni ve iyi bir viyolonselci olan sezai asal’dan dersler alarak çalgısında ilerledi, hatta lise son sınıfta istanbul şehir orkestrası’nda geçici üyelik yaptı.

    1941’de istanbul üniversitesi’nde felsefe öğrenimine başlayan usmanbaş, çok geçmeden felsefeyi bırakarak konservatuara döndü ve cemal reşit rey’in öğrencisi oldu. 1941’in acı olayı ise ağabeyi orhan usmanbaş’ın beklenmedik ölümüdür.

    1942’de ankara konservatuarı kompozisyon bölümüne giren besteci, viyolonsel çalışmalarını burada david zikrin ile sürdürmüş, bülent arel ve nevid kodallı gibi öğrenci arkadaşlarıyla sıkı bir dostluk kurmuştur. ilk yapıtları 1944 tarihini taşır: nazım hikmet’in bir şiiri üzerine bir koro parçası ve paul valery’nin bir şiiri üzerine lied.

    henüz öğrenciyken yazdığı ilk orkestra yapıtı, mozart’tan esinlendiği “küçük gece müziği”dir (1946). yine aynı yıl içinde usmanbaş’ı yeni arayışlar içinde görüyoruz: sartre ve leibowitz’in yazılarını ve kitaplarını fransızca’dan izlemeye başlamış, ablan berg’in “wozzeck” operasını kitaplıkta keşfederek bülent arel’le birlikte öteki çağdaş bestecilerin yapıtlarını incelemeye, seslendirmeye girişmiştir. konservatuar öğrencisi olmayan genç bestecilerden ertuğrul oğuz fırat’la arkadaşlığın başlaması da bu yıllardadır.

    usmanbaş için özellikli yıl 1948’dir: mezuniyet çalışması olarak 1. senfoni tamamlanmış ve seslendirilmiş, şan-opera mezunu atıfet üçkök’le evlenmiş ve konservatuara öğretmen olarak atanmıştır.

    bestecimizin 1948’den sonraki elli yıllık yoğun çalışmaları, batı müzik dünyasıyla ilişkilerini ve doğal olarak bestecilikteki gelişim sürecini kapsar: 1952’de unesco bursuyla abd’ye gitmiş, gemiyle yaptığı bu yolculukta luigi dallapiccola ile tanışmıştır; boulez’in “dizisel yazı” üzerine makalesini okuduktan sonra “12 ton” sisteminin gelişim çizgisi üzerindeki kavrayışını netleştirmiştir; 1954’de roma’da yapılan “musica del xx. secolo” kongresine katılarak dallapiccola ve berio ile dostluğunu pekiştirmiştir.

    usmanbaş, 1957’de rockefeller bursuyla iki yıl için eşiyle birlikte amerika’ya gitmiş, henry cowell, milton babbitt, elion carter, morton feldman ve aaron copland ile tanışmıştır. bu dönemde new york’taki juilard müzik okulu’nun öğretim yöntemleri üzerinde çalışmış ve persichetti’den yararlanmıştır. günümüzde mimar sinan universitesi devlet konservatuarı’nda kompozisyon profesörüdür.

    kaynak: http://guzelsanatlar.kulturturizm.gov.tr/…d288055c7
hesabın var mı? giriş yap