• elmalarla armutlar toplanmaz cümlesiyle belleklerimize kazınmış matematik eğitimi
  • çok meşakkatli , sabi subyanın üzerinde önemli etkiler yaratan matematiktir. parmak hesabının terkedilmeye çalışılması, toplama-çıkarma-çarpma-bölme nin kurallarının ve önceliklerin öğrenilmesi, yutan-etkisiz elemanların kavranması, haftalarca çarpım tablosunun öğrenilmeye çalışılması gibi aşamaları vardır.
    okuma yazma öğrenildikten ve kırmızı kurdela alındıktan sonra zorlu bir savaş daha başlamıştır ufaklığın ta içerisinde. dudağının bi kenarından sarkan diliyle önündeki problemi çözmeye çalışır. kimilerinin özgüveni tazeler ya da onarırken, kimi çocukları da yaralar ilkokul matematiği.
  • bu senelerde bir de çarpmanın sağlaması için bir teknik öğretilmektedir. x harfinin dört kısmına da bir şeyler yazılır sonra burdan çarpmanın nirvanasına ulaşılırdı fakat bu teknik ilkokul bittikten sonra hafızalardan silinmektedir. zira kime sorduysam hatırlayamadı bunun ne olduğunu.**

    edit: falcon hatırlıyormuş. her çarpmamı böyle kontrol edeceğim artık.
  • hasta olan küçük o gün okula gidememiştir, maalesef örtmeni tam da o gün yeni konuya geçmiştir:bölme. bölmeyi öğrenemeyen küçük ilk defa bir sınavdan kötü bir not almıştır. çok üzülmüştür ama hırslanmıştır da, and içer, "bölmeyi öğreneceğim".
    işte böyle bir şeydir ilkokul matematiği ...
  • ilkokulda bir sınıf arkadaşımın, ünite dergisinde ödev verilen soruları yaparken önce cevaba bakıp sonra o cevabı verecek alakasız işlemler yaparak öğrendiği matematiktir. mesela cevap 20 ise, bu arkadaşımız soruya bakmadan 2*3 = 6, 7*2 = 14, 6+14 = 20 şeklinde ödev yapardı. aynı bir kelime bir işlemdeki gibi.
  • soru: amcanın armut bahçesi var. dayının da çilek bahçesi. ikisi de birer tır mahsul yapmış, kim kazanmış?
    cevap: annem.
  • matematik öğreniminin bel kemiğidir.
  • denklem kurmadan problemlere çözüm isteyen matematiktir. x yok, y yok, elmaya e, armuta a gibi kısaltmalar yok. ilkokulda okuyan bir yakınınız varsa sıçtık, bi siktir git gibi sözler sarfetmenize sebep olan bir matematiktir.
    velii : abi olsun
    çocuk: ilkokul 5. sınıf öğrencisi -> ç

    ç: abi şu soruya bi baksana!
    abi: hani bakayım ne diyor? hmm... şimdi bak ali'nin yaşı x olsun?
    ç: abi x ne?
    abi: dur şimdi! ayşe'nin yaşıda y olsun!
    ç: abi y derken?
    abi: oğlum sen denklem bilmiyor musun?
    ç: denklem ne abi?
    abi: lan denklemsiz nasıl çözülür bu?
    ç: bak şimdi şöyle oluyor abi......
    ç: anladın mı abi?
    abi: bi siktir git lan. sıpa büyümüşte maytap geçiyor bizimle...
  • bence burda öğretilen aslında sekans , önündeki bir yığına sadece refleks gibi cevap vermek yerine, yani tek adımlık bir ilişkiye girmek yerine, çocuğa birkaç adımlık ilişkiyi öğretmek, tekrar tekrar bir şeyi/işlemi yapmanın gereğini öğretmek. önce şu aleti kullan sonra bunu ordan elde ettiklerini şuna bakarak yorumla. zihnin sadece bir görsel yansıma yansıtma yani algı işi olmadığı ama adımlar atma işi olduğu öğretilir çocuğa. cem yılmaz denen vasatlık pazarlamacısı bununla da dalga geçmiştir.

    edit:

    house: how can ı tell what’s real and what’s not? everything looks the same, sounds the same, tastes the same.
    jack: seems like ı’d be the last person you’d want to ask.
    house: why not? you’re obviously not here. ı’m obviously not here, which means this is a creation of my mind, which means ı’m really just asking my mind.
    jack: you’re talking to yourself, there’s a lot of unnecessary explanation.
    house: hey, ı’m trying to work this out. that requires give and take, even in my own mind.
hesabın var mı? giriş yap