• vay babam vaaay hadi biz de sizin gibi enayiydik, götürdük yıkadık da böyle allama pullama yapmadık be arkadaş...

    yok ihtiyacı olan varsa herkesinkini yıkarmış hem de eliyle... la herkes kendi örtüsünü eve götürsün, elde çitilesin. bir örtüyü çitilemek maksimum kaç dakika alırdı ki? sınıf arkadaşınızın evinde çamaşır makinesi yok diye evlerindeki kirli çamaşırları da toplayıp makinenizde yıkasaydınız madem. üç aya makine pert oluyor mu olmuyor mu...

    millet duyar kasacam diye ne yırtınıyor bee... la biz de aynı enayiliği yaptık. şimdiki aklım olsa öğretmenime "öğretmenim* her hafta dönüşümlü olarak bu kadar örtüyü bir kişiye yükleyeceğimize her cuma sadece kendi sıramızın örtüsünü alıp evde yıkatsak daha kolay olmaz mı?" diye sorardım. hem her hafta cuma günü alınıp haftasonu evde yıkanıp pazartesi okula getirilen örtü alttan alta unutkan çocukları disipline ederdi. düşünsene her cuma eve götürüp her pazartesi evden getirmeye mecbur olduğun bir şey var ve bu şey devlete zimmetli. bir getirme, iki getirme, üçüncüsünde elbet getireceksin...

    benim annem yirmi küsür senedir özel sektörde çalışıyor, her haftasonu önlüğünü kendi yıkardı, iş yerindeki bütün çalışanların beyaz önlüklerini toplayıp getirdiğini hatırlamıyorum. mal mıyız la biz... çocuğun evde çamaşır makinesi yok diye leğenle arap sabunu da mı yok? hadi örtüyü yıkayamasın, üstündeki önlüğü neyle yıkayacak bu çocuk... örtü yıkamak önlük yıkamaktan daha mı zor? öğretmenler madem bu kadar duyarlı (peh peh peh) her cuma önlükleri de toplattırıp birinin anasına yıkatsın, nasılsa herkesin evinde çamaşır makinesi yok.
  • 90'larda çoçuk olanların bileceği şeydir. iki sığırın ortasında oturduğumdan hep üzerime kalan iştir aynı zamanda. bi işe yaramadıkları gibi hep kavga edip beni eziyorlardı şerefsizler.
  • çantamı hafta sonları hiç açmadığım için hep unuttuğum eylemdi.
  • sabah sabah durduk yere aklima gelen ve tüylerimi diken diken eden, geçmişin hayaleti.

    yatılı okurdum, hafta sonu tatilinde, ogretmen sira bana geldi diye (okul karmaydi, yatılı olan ve olmayan şeklinde) zorla verirdi. hafta sonu hezeyani ile ya kaynardi ya ev de unutulurdu. pazartesi kalay yenilirdi...
    annem getirme derdi cemkirirdi, ogretmen götür derdi cemkirirdi. alsam kalay, almasam kalay pazartesileri stres ile geçe geçe, kronik pazartesi sendromu başladı
    bi dönemde böyle geçti a dostlar, simdikiler ne bilir?
  • gelecekte başörtüsünü takmayı unutan ortaokul öğrencilerine verilecektir. (bkz: ortaöğretimde başörtüsünün serbest bırakılması)
  • çok net hatılrıyorum evet. o zamanlar 2li 3lü oturruduk sıralarda. yıkama da sırayla yapılırdı cuma son dersten sonra alırdı evine götürürdü örtüyü. sırayla olmasına rağmen mızıkçılık yapmalar yok örtmenim geçen hafta x yıkamadı bu hafta sıra onda ben götürmem yok geçen sefer ben üst süte götürdüm yok lastiğini annem dikti çünkü şu yırtmıştı yok evde unuttu örtüsüz kaldık gibi. güzel günlerdi vesselam.

    (bkz: kişinin yaşlandığını anladığı an)
  • hiç unutmam; ben ilkokula başlarken, annem tiyatro sahnesinin perdesini yaptırmıştı. o yırtık pırtık kumaş parçası yerini pırıl pırıl bir perdeye bırakmıştı. okulda kapalı spor salonu olmadığından beden dersleri kışın tiyatro salonunda yapılırdı. o yüzden gireni çıkanı eksik olmazdı. e haliyle de leş gibi oldu o perde zamanla.

    yaz tatili yaklaşmıştı iyice. sene sonunda yapacağımız gösterinin son provalarını izlemek için okula ziyarete gelmişti annem. perdenin o leş gibi halini görünce resmen nevri döndü kadının. apar topar perdeyi söktürdü orada çalışan görevlilere. makineye sığmayacağı için kuru temizlemeye verdi. eskiden çok pahalıydı kuru temizle. perde de haliyle büyük olduğu için eşek yükü para ödemiştik zamanla. tabi ben o yaşta para konusunda az-çok ayrımı yapabilecek düzeyde değildim. ama babam "okula yaptırdığımız perdeye ve onun temizliğine bu kadar para vereceğimizi bilseydim çocuğu koleje yazdırırdım." gibi bir serzenişte bulunmuştu anneme. ben de ordan şey ettim yani...
  • başlığı görünce aklıma gelen hede. vardı böyle bi' şey, götürüp yıkatmışlığım var ama neden okulda yıkatılmıyordu, çamaşır makinası çok mu pahalıydı, sorumluluk yüklemek için mi yapılıyordu o kadarını bilmiyorum. tahminim okulda yıkama imkanı olmadığı için öğrenciye kitliyorlardır şeklinde. aslında imkan yoksa öğretmen yavşağının götürüp kendi evinde yıkaması lazım gelir.
  • pazartesi sabahı uzerinde looney tunes tasolariyle temiz temiz oynanirdi.
  • sabah sabah gülümsememe neden olmuştur bu başlık.
    (bkz: ah eski,iğrenç günler)
hesabın var mı? giriş yap