• özel okuldaki hocaların en büyük hayali devlet okulunda öğretmenlik yapmak iken velilerin hayali daha iyi eğitim alsın diye çocuğu özel okula göndermek. bu işte bi terslik var ama bilemedim.
  • bu konuda en kötü özel okul bile devlet okulundan iyidir diyen ya hiç araştırma yapmamıştır, ya hiç iyi devlet okulu görmemiştir ya da hiç en kötü özel okul örneklerine denk gelmemiştir. bu kadar net konuşuyorum.
  • kizimi 1. ve 2. sinifta ozel okula gonderdim. 3 sinifta devlet okuluna gidiyor simdi. 2 yil boyunca ogretmeni her turlu problemin ustunu kapatti. kizim iki tane erkek cocugundan surekli siddet gordu, o ailelere de bir sorun yansitmadi. herkesi idare etme, ne sis yansin ne kebap politikasi izliyorlar. bu yil devletteyiz, kafamiz rahat. cok sukur ‘geride hicbir cocugu birakma’ mantiginda bir ogretmen denk geldi. ıki sene verdigim paraya yazik.
  • çok fazla öğretmen yetiştirmiş bir ailenin ferdi olarak ilkokul düzeyindeki çocuk için 2 şeyin önemli olduğunu hem düşünüyorum hem de gözlemliyorum: öğretmenin kalitesi ve sınıf arkadaşlarının durumu. zannettiğinizin aksine devlet okulundaki öğretmen gebeş, çağın gerisinde, umursamaz değil. özel okullardaki öğretmenler de altın elmalarla dolu bir sepetten seçilmiş en parlak elma değil. kolejler, bir çoğu kpss'den istediği puanı uzun süre alamayıp, en sonunda özel okulda sömürülmek durumunda kalan, yarınından kaygılı genç insanlar veya devletten emekli olmuş tecrübeli fakat yorgun öğretmenlerle dolu. özel okulların burger king'i olarak gördüğüm, istanbul'da her ilçede 1-2 şubesi olan kolejlerden birinde, de da eklerinin ayrı ve bitişik yazılma zamanlarını bilmeden öğretmenlik yapan kızlar var, yılda 40.000 tl vererek aşamayacağınız bir duvar bu.

    yazıyorlar afişe kocaman "robotik kodlama", "ilkokul 1. sınıftan itibaren yazılım dersi", "her öğrenciye 3'er dil", veli daha çocuğunu tanımazken, 6-7 yaşındaki çocuğun potansiyeli haliyle henüz ortaya bile çıkmamışken veriyorlar çocuğu özel fitnat koleji'ne, uzaycan geçen sene anaokulunda deli danalar gibi koşup boyama kitabı boyarken bu sene robotik yazılım öğrenecek. uuu beybi kesin öğrenecek. haha dur hele uzaycan tuvaletten çıktıktan sonra atletini pantolonunun içine yardımsız sıkıştırmayı ve sayı doğrusunu öğrensin de bi, kodlamayı yazılımı lisede de öğrenir. uzaycan'ın canı sağ olsun, keyfi yerinde olsun, öğrenmeye hevesi olsun, öğretmeni bir soğuk nevale olmasın, kendini rahatça ifade edebilerek ilkokul sıralarına gelsin, "cıblahğ garılar abdesdimi boziyür" diyen tipoşla aynı sırayı ve sınıfı paylaşmasın yeter.

    ilkokulu yeşilköy'de son derece normal bir devlet okulunda okudum, öğretmenimi çok sevmiyordum ama hakkını asla yiyemem, bize kitap okuma alışkanlığı kazandıran, herkesin bilmesi gereken temel adab-ı muaşereti de en az matematik ve türkçe'yi öğrettiği kadar iyi öğreten, çok derin bilgi sahibi, vizyoner bir kadındı. çok kaliteli insanlar olmamızı isterdi. bir gün sınıfa şimdilerde çok moda olan avodako, mango ve ananas getirmişti. tam bir kasa. "gittiğiniz bir yerde karşınıza çıkarsa nasıl yeneceği konusunda bilgi sahibi olun" diyerek bu meyvelerin nasıl soyulduğunu, dilimlendiğini vb. göstermişti. bundan 23-24 sene öncesinden ve devlet okulundan bahsediyorum. o öğretmen ve 65 kişilik sınıftan çok şey öğrendim. tüm kolejleri çocukları sonunda birer deha olarak paketleyen mucizevi bir fordist bant olarak görerek devlet okullarına boş boş sallamayın.
    dezavantajlı bir ilçede oturuyorsanız, adrese dayalı kayıt sistemi yüzünden çocuğunuz şununla veya şununla aynı atmosferi paylaşmak tehlikesiyle yüz yüzeyse o zaman kesinlikle özel okul derim.
    her halükarda çocuk en fazla neyse okul da öğretmen de en fazla onu ortaya çıkartabilir. bunlar zor işler, kolay gelsin her açıdan.
  • özel okula gönderen insanların önemli bir kısmı okumuş insanlar. bunların çoğu emeğiyle ve yeteneğiyle para kazanan beyaz yaka veya girişimci. her şeyden, hatta ömürlerinden kısıp çocuklarını özele gönderiyorsa, her yıl arabayı yenilemek (veya daha iyi sağlık hizmeti almak, tatil yapmak, işini büyütmek yerine) parayı çocuklarının okuluna gömüyorsa, bu "moda" veya "enayilik" ile açıklanmaz.

    bu kadar net konuşuyorum.
  • istanbul’da iyi bir muhitte devlet okulunda 1. sınıf okutuyorum. aynı okulda 9. senem. bu okuldaki ilk mezunlarımın yaklaşık yüzde 70’i istanbul’daki çok iyi anadolu ve fen liselerine yerleşti. hala aileleri ve kendileri ile görüşürüm. bu sene kızını benim sınıfıma yazdıran bir veli mezun ettiğim öğrencilerden birinin halası. yazın bana yazdığı mesaj: sayenizde eren liselere giriş sınavında yüzde birlik derecede. her şeyde sizin başarınız var. umarım kızım sizin sınıfınızda olur. bu bile benim göğsümü kabartmaya yetti. 2. sınıftan itibaren deney yapmaya başlıyoruz 40 küsür kişilik sınfımla. bilim ve matematik olmazsa olmazım. okul genelde sirke kokuyor, sınıf gıda boyasıyla boyanmış oluyor. olsun yeter ki çocuk bilimi sevsin. ayrıca her çocuk sevilmeyi seviyor, o yüzden her çocukla ayrı ilgileniyorum, ev ziyaretleri yapıyorum. yeter ki ileride hatırlanacak mutlu ilkokul anıları olsun. geçen sene 46 kişi mezun ettim fakat en az 42’si hayata atılma ve ders konusunda iyi durumda. diğer 4’ü velilerinin de ilgisiz olduğu çocuklar olduğu için ne kadar çabalasam yetmedi maalesef. sadece ders işlemedik tabiki. istanbul’da ne kadar müze, bilim merkezi, sanat galerileri varsa gezdik dört yıl boyunca.son gezimizde ise ankara’ya götürdüm, hem müzeleri gezdik hem de anıtkabir’de kep attık.
    o yüzden iyi bir devlet okulu ve iyi bir öğretmen bulursanız ne ala.
  • “iyi bir öğretmen” diye cevaplanması gereken soru.

    özel okullardaki ilkokul öğretmenlerinin bazıları atanamamış, bazıları da emekli olmuş öğretmenler.

    devlet okullarındaki öğretmenleri biliyoruz zaten.

    bu nedenle, az çok referansı olan, “iyi insan yetiştiren” öğretmen bulup onun okuluna yazdırmak.

    çünkü hamuru ilk yoğuran ilkokul öğretmeni.
  • ‘ilkokulda okul değil, öğretmen önemlidir’ sözü atasözü olarak lügata girmiş siz halâ tartışıyorsunuz.
  • işin eğitim kısmından söz etmeyeceğim:

    bir özel okul çalışanı olarak (öğretmen değilim) velilerle oldukça içli dışlıyım.kurumda 6 yıldır çalışıyorum.bugüne kadar en çok duyduğum cümlelerden birisi "burada başlarsan burada devam edersin". hatta ilkokulda burada başlayan, ortaokulda başka özel okula giden çocuklar bile bir süre sonra tekrar aynı okula dönüyor."çocuk başka okula gitmek istemedi" diye arabasını falan satan veliler gördüm. diyeceğim o ki bu işe başlarken hesabınızı iyi yapın.

    tanım:bir sorunsal.
  • küçük bir yerde yaşıyorsan devlet okulu, büyük sehirdeysen kesinlikle özel okul.
hesabın var mı? giriş yap