• kodlamadan ziyade çocukların algılayabileceği düzeyde algoritma dersi verilmesi son derece başarılı ve güzel bir uygulama olur.
  • algoritma dersi yardımcı olur yeni nesile.

    ülke çapında ciddi bir "problem çözememe" sorunu var, matematik konusunda ne kadar kötü olduğumuz da bir gerçek, aileler biraz kapsamlı düşünürse "ölü yatırım" olmadığını anlar, hoş hala onlar "doktor olsun da hayatı kurtulsun, hem bize de bakar" kafasında olabilir, bu kafalar bitmediği sürece o develer o hendekleri atlamayacak.
  • fikri ışık'ın meb'e teklifte bulunacağı yeni gelişme.

    http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/28636849.asp
  • uzun zaman sonra duyulan güzel haber. ama işte herifçioğlu daha baba işten eve gelip de cimaya kalkışmadan evvel çocuğun ölü doğacağını söylüyor. her fırsatta söylüyorum, işte bizim böyle kadın doğum uzmanlarına ihtiyacımız var. gözünü budaktan sakınmayacak düzeyde cahil cesaretine sahip, olayları etraflıca değerlendirme yetisinden yoksun bir biçimde önyargılı, binlerce kişinin üzerinde çalıştığı projelere tek başına karşı durabilecek kadar özgüven sahibi.

    (bkz: obama'nın bilgisayar programı yazması)

    misal, önce bu görülseydi " türkiye'de olmaz tabi, akepe falan filan. " oldu işte türkiye'de, yani umarım olacak. evet mükemmel olmayacak, farkındayız. bokun içinde yüzüyoruz, onun da farkındayız. ama arada böyle güzel haberlere de sevinmeyeceksek bu ülkede yaşamanın ne anlamı var? her halta türkiye'den siktir olup gitmek başlığını bakınız vermek bir çözüm değil be ağalar. şu proje belki kimseyi yazılım dahisi yapmayacak ama en azından bir şeyleri aşılama konusunda yardımcı olacak, ki zaten kimsenin sadece ilkokul bilgilerini kullanarak deha olduğunu düşünmüyoruz herhalde.
  • guneydogu'da il merkezinde gorev yapan bilisim teknolojileri ogretmeniyim.
    iki yildir gorevdeyim. bundan 2 hafta kadar once gorev yaptigim okulum 2 blok, 13 derslikten olusan ve de ikili ogretim yapan bir okul. ogrenci sayisi 1400'u gecmekte. sinif mevcudu ortalama 53-54 ogrenciden olusmakta. ogrenci yogunlugunu bu denli fazla olmasindan mutevellit kutuphane, fen laboratuvarı, bilisim laboratuvari hatta ogretmen odasinin da sinifa donusturulmus. yine de sorun asilamamis.

    2013 yilinda bilisim teknolojileri ve yazilim dersi yaratici – elestirel –analitik - uc boyutlu dusunebilme, neden sonuc iliskilerini kurabilme, ozguven gelistirme, girisimcilik gibi kazanimlarla 5. ve 6. siniflara haftada 2 saat olmak uzere zorunlu ders haline getirildi. yazarken pek de hos duran bu kazanimlar ile gerekli alt yapi saglanmadan uygulamaya konuldugu icin basarili olamadi.

    alt yapi derken ise soyle ozetleyim. okulda bilgisayar laboratuvari, bilgisayar, projektor yok ve bilgisayar dersi var. bilgisayar bulsaniz koyacak bir oda dahil yok. projektor ile sinif sinif gezseniz bir tane karartma perdesi bile yok. ve 7. sinif konusu 10 parmak klavye ile baskarken, 8. sinifta html ve nesne tabanli programlama var.

    cin atasoz soyle diyordu: soylersen unuturum; gosterirsen anlarim; yaparsam ogrenirim.

    boyle bir ortamda ben bu cocuklara nasil katkida bulunabilirim diyerek meb'e defalarca gittim. fosillesmis memurlarlarin kustahca cevaplari yuzunden tartistim, didimdim yine de bir sonuc elde edemedim. meb surekli fatih projesini gelecek idare edin diye kesip atti. bankalarla konustum, buyuk sirketlere mailler attim. yine de bir sonuc elde edemedim. sonra cocuklara bir katkim olsun diye cocuklara henuz bilgisayari acmayali bile bileyen 8. siniflara teog icin matematik, fen, sosyal bilgiler anlattim, testler cozduk. 5. ve 6. siniflarla ise bilgi toplumu, dijital vatandaslik, donanim yazilim, bilgi guvenirligi, bilisim suclari gibi sozel konulari anlattim. laptopimdan gosterebildigim kadar gostermeye calistim. kronik bir mutsuzluk coktu ustume. gercekten sevdigim isi istedigim gibi yapamadim.

    2 hafta once ise yeni okuluma gectim. 32 derslikli dev bir okul. ogretmen ihtiyacindan dolayi kullanilan derslik 14 tane ve siniflar yine 45 ogrenci civarinda. lakin bu okulun bilgisayar laboratuvari var! ag baglantisi, masasi, taburesi var. ve bilgisayar yine yok! yine dustum milli egitimin pesine. yine fatih projesi yakinda gelecek btr (eksi adiyla formator: okuldaki bilgisayar isleriyle ilgilenen memurdan hallice kisi) olur kurtulursun dediler. ben btr islerini zaten yaptigimi ve zorunlu olan bu ders icin neden bilgisayar niye verilmiyor diye biraz yuklenince olay senin sendikan hangisine gitti. dun ise idare ve rehberlik icin 4 tane bilgisayar yollamis mem. ogrencilerim kosa kosa yanima geldiler ogretmenim bilgisayar gelmis diye. gozlerinin ici guluyordu. uzuldum. en cok kizlar icin. hayatinda bilgisayar gormemis ogrencilerim var. erkek ogrenciler bir sekilde internet kafelere gidebiliyor az cok biliyor lakin bu bolgede kiz ogrencilerin degil internet kafeye gitmesi bilgisayar kullanmasina bile hos karsilamiyorlar. bu onyargilari paramparca edebilseydik keske.

    imkanim olsaydi cocuklara sahte kod yazma, algoritma olusturma, scratch, microsoft small basic gostermek istiyordum. olmadi, belki de olduramadik. simdi ise hic bir zaman gerceklesecegine inanmadigim bir ders hem de birinci kademeye gelecekmis. anlattigim bu manzarada size hic gercekci geliyor mu?

    edit: (bkz: #56039655)
  • uzun süredir duyduğum en (tek?) mantıklı bakan açıklaması bu olabilir. bu saçmasalak sistem yumağının içinde, en azından insanların aklını çalıştırıp, bir şeyler düşünmeye ve üretmeye erkenden başlamalarına yardımcı olsa bile yeter.
  • ilk önce bilgisayar meslek liselerine bu dersleri koysunlar sonra ilkokula sıra gelir
  • gözlerimin yaşarmasına sebep olmuştur.

    sonunda benim ülkemde de bilimle ilgili tartışmalar olacak, düşünsenize tartışma programlarında bir tarafta çocuklara ilkokulda kod yazdırılmasını isteyenler, diğer tarafta buna karşı çıkanlar bağırıp çağırıyor.

    cumhurbaşkanı yine kendini tutamayıp açıklama yapıyor "isteseler de istemeseler de çocuklara kod yazmasını öğreteceğiz" diye. muhalefet getirin yasayı anında meclisten geçirelim diyor.

    ama ne gerek var bunlara. hadi benim başörtülü bacımı, paraleli falan konuşalım.
  • bu yatirimin sebebi sudur. 2 hafta once silikon vadisini ziyaretinde bakan fikri isik en onemli teknoloji sirketlerini ziyaret ederek bu sirketlerin ust duzey yoneticilerine turkiye'de yeni kurulmakta olan teknoloji vadisine yatirim yapmalari konusunda bir davette bulunur. turkiye'nin bu gibi yatirimlarda sagladigi vergi indirimlerinden, kamu ihaleleri onceliklerinden filan bahseder ve neden biz de bir hindistan olmayalim yaklasimini gosterir. buna karsilik aldigi ortak yanit sudur. hindistan'da senede 500 bin-750 bin arasi bilgisayar muhendisi mezun oluyor. bunlarin yuzde 5'lik bir dilimi cok kaliteli programci olsa, yine bu sayi bile turkiye'deki butun universitelerin bilgisayar muhendisligi bolumlerinin toplam senelik mezun sayisinin degil kontenjaninin asagi yukari sekiz katina denk. buyuk teknoloji sirketleri de bu tur yatirimlari yaparken ulkenin konumu, vergi indiriminden vs daha cok ulkedeki kaliteli is gucune onem veriyorlar ve buna gore yatirim yapiyorlar.

    bu bakimdan yapilan bu hamle bence cok yerindedir ve burada birakilmayarak devami getirilmelidir.

    ancak ilkokul seviyesinde programlamayi ogretebilmek icin o yalinlikta bilgiyi iletebilecek duzeyde konuya hakim olmak gerekir ve bu yetkinlikte kac ogretmen bulunur orasi muamma.

    bir de buna ek olarak samimiyetle boyle bir proje hayata gecirilecekse alti bos olmamalidir. dusunce ozgurlugunun, ifade ozgurlugunun olmadigi yerde ne yaraticilik gelisir, ne de o yetistirdiginiz beyinleri ulkede tutabilirsiniz. o yuzden teknolojiyi egitmek kadar o teknolojinin sosyal altyapisini da gelistirmek zorundasiniz ki boyle guzel bir amac gercekciligini yitirmesin.
  • programlama olmasın algoritma olsun, programlamayı sonra öğrensinler diyenler, ezbere konuşuyorsunuz. "işin asıl teorisi önemli hacı, önce altyapı olması lazım" yollarından biz de geçtik. gel gör ki bu iş ancak pratikle, yaparak öğreniliyor. sen bebeye üç ay algoritma öğretiyorum diye tahtada hikaye anlat, sonra bak bakalım "analitik zeka" sahibi mi olmuş, yoksa ekrana "a" yazdırmayı beceremeyen bir mankurta mı dönüşmüş.

    değişken nedir bilmeyen, denklem görmemiş çocuk falan diye tatava yapmayın. denklemi değişkeni sen ortaokuldaki matematik hocandan öğrenene kadar allah bilir neler çektin ve çektirdin. işte çocuk açacak python'u, yazacak:

    x=10
    print x

    x 10'a eşit dedik. x'i yaz dedik. aha ekrana 10 yazdı. demek hagaten x 10 olmuş!

    x=20
    print x

    bi dakka, x 10'du şimdi 20 dedik, 20 yazdı. oha! x'i değiştirdim lan!!

    x=10+20
    print x

    30 dedi ya la. işlem de yapıyo bu!

    al sana değişken kavramı, denklemde sağ eşittir sol, iki dakikada öğrendi. ondan sonra yardır. istersen ikinci üçüncü değişkeni sokup grup yaptır. istersen de ki aslında matematik süper bir şey, aslında x'i bilmesek de bazen hesaplayabiliriz deyip denklem kurmayı öğret. x dairenin alanı olsun r yapıçapı olsun, hadi alanını hesaplayalım de. x eşittir pirekare işte denklem bitti gitti.

    bütün bunlar bir arada giderse çocuklar level atlar. yapın bu işi.
hesabın var mı? giriş yap