• okul kantininde görüp, annemden almasını istediğim yumuyum.
  • yanlış sınıfta işe başladım.aslında sabahçıymışım fakat ben öğleden sonraki sınıftaki derse girmişim.o talihsizliğim bütün hayatıma yansıdı.
  • oha , ne kocaman bina !

    yıllar sonra yapılan ziyarette : ulan biz o kadar çocuk nasıl sığıyorduk bu göt kadar binaya ?!
  • annem üstümü giydirdi.
    ablam saçımı topladı.
    abim elimden tuttu bi yere götürüyo ama nereye?
    aa burası geçen sene ana sınıfına gittiğim okul?
    herkes mavi şeyler giymiş bende niye yok?
    demiştim.
    asıl ana sınıfı efsane:
    annem kırmızı bir önlük, beyaz kilotlu çorap, beyaz da bir ayakkabı giydirmiş. saçıma da kurdele takmış.
    okula götürür götürmez 8. sınıfa giden kızlar çevremizi sarıyor. ama çekinmişler. annem durumu çakıyo hemen:
    - kızlar hadi gelin de sevin.
    sevgi yumağı arasında kalıyorun. ay sen ne tatlı şeysinler, biri kucağına alır, biri öper, biri saçımı okşar*
    şimdi aynısını oğluma yapıyolar. ama devir değişti, kimseye güvenip de kucağına veresim gelmiyor.
  • her yerde ağlayan çocuklar, kalabalık, yumurta kokusu, bez mendil
  • benden bir yaş büyük kuzenimin okula başlayacağını duyduktan sonra ağlayıp zırlamalarımın sonucu olarak 5.5 yaşında birinci sınıfa başlatılmam ve sınıfın en miniği olarak en ön sırada oturmam.
  • yanlış servise binip denizköşkler iöo yerine ambarlı iöo ya gitmem.

    evdekilerin nasıl haberleri oldu babam beni nasıl buldu halen muammadır.
  • ağlayan bir sürü arkadaş. neden ağladıklarını anlayamayan ben.
  • mahalleden 3 arkadaş evimize yaklaşık 1 km uzaklıkta olan okulumuza doğru annelerimizle birlikte yola çıkmıştık.okula geldik kimin hangi sınıfta olduğunu öğretmenler velilerimize söyledi.2 arkadaş a sınıfında diğer arkadaşımız c sınıfına düşmüştü.sonra c sınıfına düşen arkadaş hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.
    sınıfa girerken ayakkabılarımı çıkarmaya çalışıyordum sonra öğretmenim ayakkabılarını çıkarmana gerek yok diye beni uyardı.
    daha sonra sınıfta öğretmen yerlerimizi belirledikten sonra benim yanıma selin diye bir kızı oturttu.dersin ortasında çişim geldi.öğretmene öğretmenim çişim geldi tuvalete gidebilir miyim diyecekken selin çişim denmez tuvaletim geldi diyeceksin diye beni uyarmıştı.ey gidi gençlik sonra (bkz: 17 ağustos 1999 gölcük depremi) nde selinle öğretmenimiz vefat etti.
  • öğretmene henüz daha gün bitmeden, bugün gidip yarın gelsem olur mu diye sormuştum sanki bir şey değişecekmiş ya da bugün gidince yarın gelmeme şansım olacakmış gibi. tabi ki kabul edilmeyerek tıpış tıpış döndürülmüştüm yerime.*
hesabın var mı? giriş yap