• kendine gerekli sanmak
    taraf tutarlik etmek, bir yani kayirmak
  • osmanlıda devlet gelirlerinden birinin toplanması işini üzerine almak...
  • (bkz: mültezim)
  • idarece kurulmuş bulunan bir hizmetin önceden karşılaştırılan orantılı bir bedel karşılığı özel kişilerce yürütlmesi.(osmanlı'da vergi toplanması için uygulanırdı)
  • osmanlı devleti'nde onaltıncı yüzyılda bazı eyaletlerin vergi gelirlerinin müzayede yoluyla belli bir bedel karşılığında şahıslara satılması sistemidir. bu kişilere de mültezim denir.

    onaltıncı yüzyılda osmanlı devleti'nin sınırları çok genişlediğinden hem devletin giderleri artmış, hem de uzak bölgelerde vergilerin toplanmasında sorunlar çıkmıştı. bu yüzden merkeze uzak yerlerde tımar sistemi yerine iltizam sistemi uygulanmaya başlanmıştır. kanuni döneminde başlayan bu uygulama ile mültezim, tımar sahibi gibi vergiye konu olan faaliyeti yapan ve bölgeyi yöneten kişiydi. dirlik sahibinin hakları mültezimlere de verilmiştir.

    bu sistemin uygulanması sonucunda:
    - devlet eyaletlerin vergilerini peşin olarak alarak nakit ihtiyacını almış, alınan paralarla yönetici ve askerlerin maaşları karşılanmıştır.
    -mültezime bırakılan topraklarda asker yetişmemiş, tımarlı sipahilerinin önemi azalmıştır.
    -osmanlı devleti'nin zayıflaması ve gerekli denetimlerin yapılmamasından dolayı fazla vergi alınarak halk zor duruma düşürülmüştür
  • (bkz: mukataa)
  • ortaçağın sonlarına doğru fransa' da ve almanya' da, daha sonraları osmanlı imparatorluğu' nda da uygulanmış bir vergi tarh ve tahsil usulüdür.
  • kanunların saptadığı vergileri, yükümlülerden toplama ve devlet hazinesine aktarma görevinin açık-arttırma yoluyla ve belli şartlarda bazı şahıslara devredilmesi yöntemine denir.
  • osmanlı özelinde, gelip dayandığı kör nokta için (bkz: sened-i ittifak)

    .
  • lüzum kökünden türemiş arapça sözcük
hesabın var mı? giriş yap