• sabah erken uyanınca,
    kafamı kaldırıp bakıyorum;
    hala esniyorum.
    bir rüyanın ortasındayken
    yatakta kalıp akıntıya kapılıyorum.

    ne olur uyandırmayın beni, sarsmayın.
    olduğum yerde bırakın,
    sadece uyuyorum.

    herkes tembel olduğumu düşünüyor gibi,
    umrumda değil, bence hepsi zırdeli.
    hiç gereği olmadığını anlayana kadar
    her yere öyle bir hızla koşturuyorlar ki...

    lütfen mahvetmeyin günümü,
    kilometrelerce uzaktayım.
    ve sonuçta, sadece uyumaktayım.

    bir gözüm penceremin önünden akıp giden dünyada,
    hiç acele etmiyorum.
    öylece uzanmış tavana bakarken,
    uykulu bir his bekliyorum.
  • "yawn paul"ü "mawn paul"ü bir kenara bırakırsak, bu parçada asıl olay, george harrison'ın eşi benzeri olmayan muhteşem ters gitar solosudur. önce parçadaki haliyle solonun nasıl olacağı belirlenmiş, daha sonra da bunun tersten çalınıp kayıtta ters halinin kullanılmasıyla oluşacak rüyasal tadı yakalayabilmek için george acılar çekerek soloyu ters çevrildiğinde istenildiği gibi olacak şekilde çalmak için uğraşmıştır. o soloyu dinlerken bunları göz önünde bulundurabilenle bulunduramayan aynı gözle bakamaz elbet george harrison'a ve "i'm only sleeping"e. solonun parçadaki o ters halinin her ayrıntısı düşünülmüştür önceden; hiçbir ayrıntısı tesadüf değildir. üstelik bu her ayrıntısı düşünülmüş solo tersten çalınmıştır ve ters çevrildiğinde tam da istenildiği gibi olmuştur. bunun için george o soloyu kaç kere attı, o bunu yapmaya çalışırken neler oldu, kafasının içinde ne savaşlar verdi ve onun bunu yapıp yapamayacağını görmeyi bekleyenlerin tepkileri neler oldu, istediği gibi olmayan denemelerinin sayısı arttıkça içinden neler geçti george'un ve sonuca ulaştığında neler hissetti... gibi soruların yanıtları henüz kamuya açılmamıştır görülen o ki. bu parça üzerinde bu kadar durulmayıp, bu ayrıntının gözlerden kaçmış olmasının en büyük nedeni de şüphesiz bu parçaya revolver albümünün birleşik devletler baskısında yer verilmemiş olmasıdır. bunun yerine, parçaya, revolver'dan iki ay önce ve sadece birleşik devletler'de basılan yesterday and today albümünde yer verilmiştir. bu albümde kullanılan versiyon, mono versiyondan elde edilen duophonic (aka fake stereo) bir versiyondur üstelik.

    neyse efendim, sinirlenmeden konuyu toparlayacak olursak, bu soloyu normal ve tersten olmak üzere iki haliyle ardarda dinleyip vay be demek, daha sonra bu parçayı her dinleyişte daha büyük keyif almanızı sağlayacaktır. ve evet kaydı tersten dinleyince bunun gerçekten çok zor bir solo olduğu da açıkça görülmektedir. çalma yeteneğinden ziyade saf bir kalp, özen ve irade gereklidir böyle bir şeyi yapabilmek için. sen bir tanesin george.

    edit: ellerimle özenle hazırladığım, ilgili bölümdeki solonun sağ kanaldan kırpılıp monoya çevrilerek, parçada kullanılan halinin ve ters ama aslında düz olan halinin ikişer kere ardarda eklenip mp3'e çevrilmiş halini şuradan indirip dinleyebilirsiniz:
    http://www.plastixtudio.com/…imonlysleepingsolo.mp3 (link kırık. yenisi yakında burada.)

    edit 2: çeşitli farklı söylentilerin arasında mit gibi görünmemesi için kaynak vermek gerekirse;
    http://en.wikipedia.org/wiki/i'm_only_sleeping
    http://www.icce.rug.nl/…pes/databases/awp/ios.shtml

    yıllar sonra gelen ek: george'un solosunu tesadüfen çıkmış bir şey sanabilenlere kaynak olarak şöyle bir link verelim önce
    http://www.rollingstone.com/…only-sleeping-19691231
    ve açıklayalım... revolver albümü kayıtları sırasında, ses mühendislerinden biri, bir kaydı dinletmek üzere yerleştirdiği bandı yanlışlıkla tersten çalınca, duydukları sesler beatles üyelerinin ilgisini çeker. bu durumu hatırlayan george, daha sonra, hint müziğinden esinlenerek bir şey çalar, ve george martin'den bunu tersine transkripte etmesini ister (söz konusu solonun notalarını ters çevirmenin, piyano notalarını ters çevirmek gibi basit bir işlem olmadığını belirtmek isterim). george harrison, 9 saat süren çalışmalar sonucunda, tersten çalındığında baştan çalmış olduğu şeyi verecek şekilde çalmayı başarır. tüm bu olaylara tanıklık etmiş olan ses mühendisi geoff emerick, bu bilgilerin kaynağıdır. söz konusu solonun 9 saat süren üretim ve kayıt sürecinde stüdyoda beatles'tan sadece george harrison bulunmuştur, yani solo -5 mayıs 1966 günü- ayrıca kaydedilmiştir. çift gitar partisyonludur.
  • dünyanın en anlamlı sözlerine sahip şarkıdır bu. ötesi yok.
  • backward solonun aslen o kadar dramatik bir gelişimi olmayan şarkıdır.

    efendim george'a* göre, john lennon i'm only sleeping'in tracklerinden birini alir evine götürür. dinlemek için tape'i yanlışlıkla ters koyar ve normal bir şekilde çalmaya başlar. dinleyince "evet lam backward yapalım süper olur" der ve ertesi gün stüdyoya benzeri bir şekilde giriş yapar.

    george harrison ve biri daha(ya paul ya da john diyor, tam hatırlamıyor burasını) kendi ifadesiyle "just random notes" çalarlar ve tersten dinlediklerinde "oha lam süper oldu" derler.

    tabi george'a ve diğer beatles üyelerine bu tip bilgilerde ne kadar güvenmek gerekir bilinmez çünkü aynı george harrison golden slumbers için "ya hangi albümdeydi ki bu?" demiştir ve george martinin de dahil olduğu bir tartışmada golden slumbersda bassı kimin çaldığına bir türlü karar verememişlerdir.

    ben bu soloda tam emin olamasamda george'un dediği gibi iki gitar olduğunu düşünmekle beraber, anlattığı şeyi tamamen götümden anlamış olma ihtimalimi de göz ardı etmiyorum efendim. belki de adam "just random notes ile denedik süper oldu, sonra geliştirdik tabii" demek istemiş ve sonra her notasını ayrıca düzenleyip düzenlemediği konusunda bir yorumda bulunmamış da olabilir. ambiguous konusmus george, ya da ben paranoyaklasiyorum.
  • rabbime sükürler olsun ki artik cep telefonlarimiz uyandirma alarmlari olarak mp3 calabiliyorlar.. hop attim bu beatles in bu nadide sarkisini alarma.. telefonum daha sempatik gayri, daha bir nese ile kalkiorum güne. i am only sleeping ulan! (çarşı grubu ile uyaniyormusum edasi tasidim gerci)
  • henry david thoreau, "walden" nam eserinin "where i lived, and what i lived for" altbaşlıklı bölümünde, şöyle diyor:

    «why should we live with such hurry and waste of life? we are determined to be starved before we are hungry.»
    yani,
    «neden bir humma halinde yaşamalıymışız gibi davranıyor ve ömrümüzü heba ediyoruz? açlıktan ölmeye kararlıyız ve bunun için karnımızın acıkmasını dahi beklemiyoruz.»

    ve ben, ne vakit "i'm only sleeping"i dinlemeye başlasam ve «running everywhere at such a speed / till they find there's no need», yani «sürekli bir yerlere koşuşturup duruyorlar / ta ki buna gerek olmadığını görene kadar» dizesi dillendirilse, aklıma thoreau'nün bu pasajı geliyor. ve ne vakit "walden" geçse elime ve altı çizili bu satırları okusam, beynimdeki pikaba "revolver" düşüyor; plak üçüncü parçaya sarılıyor ve "i'm only sleeping" çalmaya başlıyor.

    dahası, thoreau, "walden"da, yukarıda verdiğim alıntının hemen birkaç satır öncesinde "tren raylarını birleştiren ahşap-metal bağlantı" anlamına da sahip olan "sleeper"* kelimesi ile "ezenlerin ayakta uyuttuğu ezilmiş insan" arasında öyle bir analoji kurar ki, insanın medeniyetten "i'm only sleeping" dinleye dinleye elini eteğini çekesi gelir:

    «we do not ride on the railroad; it rides upon us. did you ever think what those sleepers are that underlie the railroad? each one is a man, an irishman, or a yankee man. the rails are laid on them, and they are covered with sand, and the cars run smoothly over them. they are sound sleepers, i assure you. and every few years a new lot is laid down and run over; so that, if some have the pleasure of riding on a rail, others have the misfortune to be ridden upon. and when they run over a man that is walking in his sleep, a supernumerary sleeper in the wrong position, and wake him up, they suddenly stop the cars, and make a hue and cry about it, as if this were an exception. i am glad to know that it takes a gang of men for every five miles to keep the sleepers down and level in their beds as it is, for this is a sign that they may sometime get up again.»
    yani,
    «trenyollarında seyahat etmiyoruz; trenyolları bizim üzerimizde seyahat ediyor. tren rayları altında yatan bağlantı kalaslarının esasında ne olduğunu hiç düşündünüz mü? onların her biri bir insandır; bir irlandalı ya da bir kuzey amerikalıdır. raylar onların üzerine yatırılmıştır ve onlar kumla kaplanmıştır ve arabalar onların üzerinde rahatça seyrederler. sizi temin ederim ki, çok derin uyur o uykucular. her birkaç yılda bir yeni bir grup yatırılır rayların altına ve üzerlerinden geçilir; bu da gösterir ki, insanlardan bir kısmı raylar üzerinde seyahat etmek keyfine sahipse, diğerleri de raylar altında ezilmek bahtsızlığına sahiptir. raylar altına yanlış yerleştirilmiş gereksiz bir uykucu uykusunda yürümeye başlar kimi zaman ve rayların üzerindekiler ezip geçerler onu ve arabalar derhal durdurulur. sürücüler kaza hakkında feryat figan ederler ve bu bir istisnaymış gibi davranırlar. ama ben şunu bilmekten kıvanç duyuyorum ki, her sekiz kilometrede bir, bir grup insan toplanıyor ve uykucuları yataklarına geri yatırmaya çalışıyorlar. çünkü uyuyan insanlar kimi zaman yeniden ayaklanıyorlar.»
  • bulunduğu albüm olan revolver'ın super deluxe edition'ının çıkmasıyla güzel bir animasyon klibine kavuşan the beatles şaheseri. klibe hakim olan görüntüler hareketli bir yağlı boya tablosunu andırıyor. sonunda ne olduğunu anlıyoruz.
    i'm only sleeping
  • şarkının ortalarında bi yerlerde paul mccartney bayaa bayaa bi esniyor, ki eşlik etmesi de çok zevkli bu kısma.
    ve şarkının the vines yorumunda, when i wake up early in the morning kısmını solist craig nicholls'un ......mooorneeeen diye uzatması ilginç olmuş, sevdim ben.

    "please, don't wake me, no, don't shake me
    leave me where i am; i'm only sleeping"

    uyuyoruz şurda, ellemeyin canım...aa...
  • mp3 çalan ve hatta bu mp3'leri alarm olarak kullanabilmemizi sağlayan cep telefonu teknolojisi sayesinde şu anda şunları sorguluyorum:

    bu şarkıdan alarm olur mu ki ?

    i'm only sleeping eşliğinde uyanmak, zaten her türlü mesaiye devamsız bünyeme iyi gelebilir mi ki?

    zaten herkes tembel olduğumu düşünüyor gibiyken, ve ben her sabah antidepresanımın verdiği sersemlikle gözümü açamamış bir halde bu eziyetin sebebini sorgulayıp zaten çoğu sabah yataktan çıkmamak için bir bahane üretebiliyorken, başucumda duran telefonun içinden bana, hem de mükemmel bir ezgiyle; "everybody seems to think i'm lazy, i don't mind, i think they're crazy, running everywhere at such a speed till they find there's no need." şeklinde seslenen bir "uyandırma" alarmına ihtiyacım olabilir mi ki?

    evden dışarı attığım adımımı takip eden her adımımda, içerisinde yer almaktan nefret ettiğim tüm o koşuşturmaların, tüm o kalabalığın dışına çıkıp bir an önce eve dönebilmeyi hayal eden bana, daha yataktayken daha farklı ama yine mükemmel bir diğer ezgiyle; "keeping an eye on the world going by my window, taking my time. lying there and staring at the ceiling, waiting for a sleepy feeling." diye gaz veren, herşeye ve herkese siktiri çekmem yolunda beni tahrik eden bir "aydınlanma" alarmının faydasını görebilir miyim ki?
  • müziğini de yazayım tam olsun.

    -aym,aym onlii sliiiiipiiin dıdıt dıtdımm dıssss.*
hesabın var mı? giriş yap