• öyle bir alet ki mağduriyet başlığı açsam steve jobs mezarından kalkar özür diler. bunu böyle otlu van peyniri gibi öve öve bitiremeyenlerin ağzına yüzüne kürekle vurasım var.

    görüntüsü cilalı, her şey beyaz-gümüş renlerde, tasarımı şahane. uzaktan bakıp aleti görsel tarafından dilediğin kadar yala ona bir diyeceğim yok. benim derdim tasarımından başlayıp donanıma uzanan yolda uzun uzun öven ve yaptığı sadece maillerine bakıp office yazılımları kullanmak olan insanlarla. 15,6 ekranlı celeron işlemcili asus laptopdan sonra tost makinası alsan o bile daha çok işini görür. şunu bir anlatamadık gittik insanlara. siz o aletin marka değerine, statü göstergesi olmuş cilalı fiyatına aldanıyorsunuz arkadaşım. kabullenin artık. şimdi aşağıya uzun uzun örneklerle birlikte yazacağım. vakti ve merakı olan otursun okusun.

    evvela bu alet kimler hangi özellikleri tarafından övüyor sorusunu yanıtlayayım. bu aleti çılgın gibi öven iki tip insan var. birisi marka sevdalısı ve apple ne çıkarsa kuyruğa girip alan "fan" olarak nitelendirilen bilinçsiz kitle. diğeri ise aynı marka değeri üzerinden çaktırmadan nemalanan çakma tasarımcı kitlesi. ilk kesimi tamamiyle es geçiyorum. onlara söyleyecek bir şeyim yok. yarın orange adında bir marka çıkar da marka değerini bu ayara çekerse aynı sümsük davranışları o marka içinde yaparlar.

    bana sorarsanız bol bol imac öven tasarımcının yaptığı işten kolay kolay hayır gelmez çünkü adam daha işini yaparken kullandığı aletlerin arasındaki farkı çözememiş demektir. tasarım derken bunun da geniş bir yelpazesi var. iç mimardan tutun moda tasarımcısına, foto-video düzenlemesi yapanından cgi artistine kadar bir sürü "tasarımcı" sıfatlı insan var. bizde en çok ajansların video-grafik tasarım ile uğraşan kitlesi kullanıyor ve övüyor.

    aletin kendisinden önce gelin sadece aksesuarı olan magic mouse ve klavyesine bir bakalım. mouse gerçekten hatalı tasarım ürünü. sırf görüntü yapsın mantığıyla hazırlandığı için ergonomik değil. bu yüzden bildiğin karpat tünel sendromu geçirdim. ben kimim? animasyon ve illüstrasyon işleri yapan adamım. günde ortalama 10-12 saat bilgisayar başında geçirmek zorunda olan insanım. yeri geliyor yaz sıcağında üç gün bilgisayarın başından kalkmadan çalışıyorum. terden götüme yapışan donu ılık suyla çıkarmak zorunda kaldığım zamanlar oluyor diyeyim gerisini siz düşünün. farenin basık tasarımı bileğimi yere yasladığı ve zeminle daha fazla temas ettiği için standart farelerden iki kat hızlı sinir zedelenmesi yaratıyor. bluetooth sorunları, zırt pırt pilinin bitmesi gibi daha tonla sorunu var bu ikilinin. yıllar içerisinde bu ikisini inceltip küçülteceğim derken anası bellendi tasarımın.

    aletin kendisine gelirsek benim en sevdiğim kısmı babanem gibi bilgisayarın sadece monitörden ibaret bir alet olduğu fikrinden yola çıkılmış olması. bunu öven kitlenin sürekli değindikleri nokta da bu zaten. kablosu az ve kasası yok. yokta kardeşim özellikleri senin taleplerini karşılıyor mu? şahsen beni günlük işimden iki saat erken azad eden makinayı överim. maliyeti daha düşük performansı daha yüksek olanı severim. canım sıkıldı mı açıp dozur dozur oyun oynayabileceğim alete yoldaş, comrad, tavariş derim. misal bana ofiste 27 inch olanından bir tane alıp verdiler. bunu almayı akıl eden de personelin yemek masrafından kısan patron. sözüm ona teknik konularda bilgisi olan yıllardır bu sektörün içinde olan bir insan. 15.000 küsür lira olm bu alet. insan şundan 3-5 tane almadan önce personele bir danışır. bilader sana ikinci el araba fiyatına bir şey alıyoruz. kullanacak olan da sensin o yüzden bir fikrini alalım demek yok. müşteri gelince şıkır şıkır aynı tipte bilgisayar ve masalar görecek diye çile çekiyoruz. bak daha bir kelam teknik özelliğine girmedim.

    diyelim ki siz bir video-fotoğraf editörüsünüz. evlenecek bir çiftin fotoğraf albümü, video çekimi ve düzenlenmesi işini aldınız. elinizde bu görselleri işleyecek bir program yok. cebinizde nakit 5000 dolar para var. bununla gidip bir bilgisayar sistemi kurmanız gerekirse hangi konulara dikkat edersiniz? şahsen ilk aklıma gelen performans olur. alacağım alet benim işimi hızlı bitirebilmeli. başında oturacak olan ben olduğum için bana zırt pırt sorun çıkartmamalı. kendim bir bilgisayar toplarsam bütün kontrol bende olur. hem maddi hemde donanım olarak inanılmaz bir esneklik sahibi olurum. imac alırsam ve ileride bu alete bir daha 5000 dolar ödememek için güncellemek istersem sadece ram takabilirim. ssd ekleme fonksiyonu için bile ekstra para ödemek zorunda kalırım. müşteriye dvd olarak çıktı vermek istesem 300 küsür lira ekstra ödeyerek harici bir dvd yazıcı almak zorundayım.

    diyelim ki bir tane bu 27 inch 5k retina olandan aldım. param çok bir tane de pc topladım. ikisiyle aynı işi yapmaya başladım. topladığım pc konusunda uzman değilim. internetten okuduklarımla hemen hemen aynı paraya kolayca temin ettiğim markalardan derledim. şurada mac sevdalısı bir eleman karşılaştırmış. mac'i çok seviyorum, butik işlerde kullanmak için evet fakat iş büyüdüğü zaman malesef yetersiz demiş. bunu neye dayanarak söylüyor? sadece adobe lightroom'a fotoğraf import ederken bile pc hız olarak imac'i ikiye katladığı için. yüzlerce fotoğrafa şöyle bir bakıp istediğinizi seçmek için bridge ile katalog modunu açıyorsunuz. pc 1000 küsür fotoğrafı 19 dakikada kataloglarken mac 26 dakikada yapıyor. totalde her işlemde en az %25 daha çabuk ve sorunsuz çalışıyor. kaldı ki bu topladığı aletin yarı parasına daha sıkı bir konfigürasyon hazırlanabilir. su soğutma sistemi için corsair yerine alternatif bir marka kullanarak sadece işlemci değil gpu içinde ek soğutma sağlayabilirdi. donanımsal olarak şu eleman monitör hariç neredeyse imac ile aynı sistemi 1500 dolara mal etmiş. en pahalısından 4k monitör alıp diğer bazı özellikleri arttırsa bile 5000'e çıkamıyor. mevzu estetik ise şurada onlarca yaratıcı model var.

    yukarıdaki örnekten yola çıkarsak aynı işlemci ve grafik karta rağmen pc neden iki katı daha hızlı çalışıyor? çünkü anakart çünkü overclock, çünkü optimizasyon. hatta buna bir harici apple dvd-rom alacağınıza ekstra bir gpu ekleyerek anasını ağlatabilirsiniz. hiç neden büyük stüdyolarının, mimarlık ofislerinin vs. render ve tasarım işlerini imac ile yapmadıklarını düşündünüz mü? render derken final değil üretim aşamasındaki kısımlardan bahsediyorum. render farm diye gelenin ağzına terlikle vururum. ben bir tane bile stüdyo bilmiyorum ki imac içerisine maya veya benzeri bir cad yazılımı kurmuş olsun. modellemeyi veya animasyonu bu aletle yapsın. al sana dreamworks, al sana pixar. ne kullanıyor bu abiler? ben pc toplamakla uğraşamam kardeşim. bana hazır çözümle gelin diyenlerin tercihini yani hp'nin workstation ürünlerini kullanıyorlar. neden? çünkü bu aletlerin bazılarında birden fazla işlemci kullanabiliyor, ihtiyacınıza göre özel düzenlemeler yaptırabiliyorsunuz. imac ile ortalama mod pc karşılaştırırken üzerine üç kuruş fazla öderseniz bu aletlerin ikisini üst üste koyup öpecek bir hp workstation alabilirsiniz. paraya kıyılacaksa buna kıyılır çünkü bu alet gerçekten hayat boyu kullanılabilecek ürüne dönüşüyor. ordular kıtalar arası roket fırlatırken mac+enter kombinasyonuyla şıkır şıkır apple ürünlerinden değil bu workstation serisi üzerinden gönderiyorlar. hastanede mr çeken aletin sonuçlarını bu alet getiriyor sana. işin güzel tarafı bu aletler artık halkın alabileceği düzeyde fiyatlara geldi. 5000 dolara mac alabilen adam alternatif olarak kendi seçeceği eklemelerle şahane bir z440 alabilir. 64gb ram, 10tb hdd, çift gpu vs. ekler ve fiyatı hala 5000 doların altında olur. birisinde i7 kullanırken diğerinde 2x16 çekirdek xeon işlemci olur. bu arada 3d's max'in mac versiyonu yok biliyorum. bununla ilgili mesaj atmayın. imac ile autocad kullanan dahi görmedim, o nedenle cad yazılımları ibaresini kullandım zaten.

    bakın işin yazılım tarafına hiç girmiyorum. hala photoshop hızlı açılıyor diyerek mac osx öven adam var. arkadaşım 500 dolara toplayacağın ve 12gb ram koyduğun her alet hızlı açıyor o programları. bir "tasarımcı" olarak imac'in bütün versiyonları ve macbook pro ürünleri dahil kullanmadığım alet kalmadı. kendim de meraklı bir insan olduğum için bir kaç kez 2000 dolar üzerinde masrafla pc topladım. alienware gibi sadece grafik üzerine yoğunlaşmış aletlerden çeşitli markaların workstation ürünlerine kadar hepsi elimden geçti. bu deneyimlerime dayanarak söylüyorum ki bunların içerisinde fiyat-performans olarak en kötü alet imac serisidir. bunu neden uzun uzun yazdım? çünkü sadece alet dandik yazınca oturup iki saat carlıyorlar. sanıyor ki ben belli başlı başka bir markanın hissedarı veya fanatiğiyim. değilim kardeşim. sadece sizin o ezbere alışmış yorumlarınızdan nefret ediyorum. apple ürünü öveceksen gel bana ipad öv sabaha kadar. adamların yegane ürünü ne iphone ne imac'dir. bizzatihi ipad'dir. bir wacom kurdu olarak çizim tablet özelliği olan yeni ipad bir kaç günlük kullanım sonrası ağzımın suyunu akıttı. onu da kendi başlığında ayrıca yazacağım. sonuç olarak imac yukarıda elli kere yazdığım üzere fiyat-performans olarak alabileceğiniz en farazi alettir. sadece ms office ve internet kullanan adam gitsin macbook air alsın. çok parası varsa lösev'e bağışlasın en azından görüntü yapmaktan daha fazla işe yarar.
  • "ulan bunun ekranini neyle silicez simdi, ayna gibi serefsiz kolonyali mendil de olmaz ki" dedigim anda, kitinin icinde gayet guzel katlanmis kadifesini buldugumda agzimdan su hayranlik ve saygi ifadesi dokuldugunu bilirim; "vay hayvanlar !". ben onu sistem cdsi kapcigi sandiydim halbuse. diger yandan bu alet benim su ceyrek arti 5 asirlik omrumde edindigim en degerli aygittir. mutfaga cay koymaya giderken dahi yan gozle kesik atmaktan alamiyorum kendimi. en kisa zamanda yanyana fotograf cektirip "manitam ve ben" diye etiketlemek arzusundayim. is yerinde kullanmakta oldugum g5* dahi gozume bu kadar seksi gelmiyor, evet evet yanlis duymadiniz imac'imle sevismek istiyorum. onun o aliminyum kasasindaki serinligin ardindan, sirtindaki ilik titresimlerini oksamak, ekranini yalamak, calisirken cikarttigi o hafif miriltiyi dinleyerek uykuya dalmak istiyorum. allah belani versin apple, bu yasimdan sonra teknoloji sevicisi ettin beni.
  • geçen hafta patronumun aldığı cihaz. asus laptop'ını da bana verdi. alet cayır cayır çalışıyor. eve gidiyorum oğlan gta v oynuyor. bir sürü de para verdi enayi buna. teşekkürler imac.
  • şu taşınamaz aleti inceltmenin hiç bir manası yok. onun yerine bir sli olsun bir crossfire ne bileyim retina olsun aynı boyuta daha fazla edavat koysaydınız da zaten alabilinmesi imkansız olan mac pro lara süper bir alternatif olsaydı. imac yüzde bilmem kaç incelmiş, ne güzel götümüze sokabiliriz artık.
  • şu an bu entry'yi yazdığım bilgisayarın markası.
    ambalajından çıktığı tarih, 11 kasım 2009. 5 sene olmuş. ve ben bu aleti katır gibi kullanıyorum.
    geceleri film-dizi indiriyor, gündüzleri ise mesleğimi icra etmek için harıl harıl çalışıyor. hiç virüs programı kurmadım, ihtiyaç da duymadım.
    şimdiye kadar sadece 1 kez format attım, 1 sene bile olmuyor. arada bir şişiyor, restart ediyorum normale dönüyor.
    işlemcisi core2 duo, 4 gb rami var. 2009 sonunda bu özeliklerde bir pc alsaydım şimdi ne haldeydi bilmiyorum.
  • yeni serilerinde kronik bir ekran lekesi sorunu var. özellikle teşhir ürünlerinde dikkat ettim hepsinin köşelerde oldukça belirgin bir is tabakası var. beyaz bir sayfa açıp bakınca çok net anlaşılıyor. evet teşhirler 7/24 çalışıyor fakat yoğun olarak kullanan kullanıcılarda da birkaç ay sonra aynı sorun oluşuyormuş sanırım. hatta çoğu 3-5 ayda bir servise götürüp o is tabakasını temizletiyormuş tabi sürekli olması can sıkıcı bir hale geliyor zamanla. üstelik bu sorun yeni seriler çıktığından beri yani yaklaşık 3 senedir mevcutmuş. apple gibi bir firmanın bu sorunu 3 senedir çözmemiş olmaması da garip. işin diğer bir enteresan yanı apple çalışanlarının da bu sorundan bihaber olması. elemana almak istediğimizi ama bu sorunun kafamızı karıştırdığını söylediğimizde "şu ana kadar en ufak bir şekilde böyle bir soruna rastlamadık içiniz rahat olsun" diyerek salladığı sırada mağazadaki tüm imac'lerde beyaz bir sayfa açıp gayet net belli olan is lekelerini gösterince apışıp kaldı. sonra başka bir yetkiliyi çağırıp gösterdiğinde bildiğin bilgisayarcı palavralarıyla "siz forumlarda okuyup gelmişsiniz yandan toz girmiştir" diyerek geçiştirmeye çalışması ayrı bir komediydi.

    hayır bir de apple bu adamları ince eleyip sık dokuyarak alıyor diye haberler yapılmıştı mağazalar ilk açıldığında. bilgin yoksa bilgim yok de not al artık nereye iletiyorsan ilet, araştırıyorsan araştır da bir başkası gelince böyle ucuz palavralar atmak zorunda kalma. normal kullanıcıya yedirebilirsin ama karşındaki de teknik bir adam olunca komik duruma düşüyorsun. velhasıl yeni seri imac kullanıyorsanız ve daha önce hiç dikkat etmediyseniz beyaz bir sayfa açıp özellikle alt köşeleri kontrol etmenizi öneririm. bu sorun ve apple'ın hiçbir zaman makul ürünler çıkarmayıp ekstra aksesurdan giydirmeye çalışması sebebiyle almaktan vazgeçtik. imac ilk çıktığı zamanlar 24"ler vardı yeni serilerde sadece 21,5" ve 27" yapmışlar. donanım olarak da yine arada uçurum var. mesela 21"lerde işimizi tam anlamıyla görecek bir donanıma sahip imac yok. ektra ram ve ssd alınca +2000 lira daha artıyor fiyat. makine zaten 4300 lira +2000 daha ekliyorsun bu sefer onu alacağına 27 inch 5k bir modeli var 7200 liraya onu alayım diyorsun ama o makine de çok büyük ve gereksiz pahalı olduğu için işimize gelmiyor. aslında 24", 16 gb ram, ssd ve sağlam bir ekran kartlı bir imac tüm grafik ve animasyoncular için ideal ama işte apple'ın bu çakal satış stratejisi maalesef böyle makul ürünlere izin vermiyor. hem bi şahin parası ver, hem ekran is olsun, hem işini tam anlamıyla görmesin. ne sikime alıcam lan ben o zaman o makineyi? gözümden düşmeye başladın apple.

    edit: ohaa az evvel tekrar bakayım diyerek sitelerine girdim tüm 21'lere ve aksesuarlara %30 civarı bir zam gelmiş. 4300 liraya almaya niyetlendiğimiz makine 5300 liraya yükselmiş 2 günde. siktir git apple.
  • ssg'ye geliyor:

    (bkz: daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu)

    edivacivokki: ekran konusunda bir de özür borcu var. dileyecek.
  • tedaş'ın sonu gelmez elektrik kesintilerine isyan bayrağını açmış ve birkaç saniye süren son kesintide kapanmayı reddetmiş bilgisayardır. evde ışıklar gitti, televizyon gitti, modem gitti, akla gelebilecek tüm elektrikli cihazlar gitti ama imac yıkılmadı, ayakta kaldı.

    ama ne var biliyor musun sözlük; sevdiğim, övdüğüm, ne cihaz, ne alet, ne bok püsür varsa, sözlüğe yazdığımın ertesi günü beni yarı yolda bıraktı. o yüzden dilimi ısırıyorum ve diyorum ki "imac mi? peeeh. çok dandik alet. geçen bi casper gördüm. ondan alıcam"

    (bkz: yersen)
  • aldığımdan beri her gün daha fazla sevdiğim alet. şimdi efendim bu alet türkiye için bildiğiniz lüks fiyatlara satılan bir arkadaş. o yüzden almadan önce uzun uzun düşünmek lazımdı. almak için geçerli bir kaç sebebim vardı.

    1) adam gibi 3dmax yapmak istiyordum: kendi bilgisayarım autocad 3 boyutluyu bile zar zor kaldırıyordu. abimden aldığım 4 ramli ortalama ekran kartlı laptop ise bir kaç probleme sahipti. ekran boyutu yetersiz kalıyor, render süreleri hiç bitmeyecek şekilde uzuyordu.
    2) video edit için kullandığım programların ancak 2005'li yıllarda kalan sürümlerini kullanabiliyordum ve bunlarda bile hdv video montajlarında zorlanıyordum. ve ekran gene küçük kalıyordu.
    3)bilgisayarlarımın hiçbiri windows xp üstü sürümlerde yeterli verimi veremiyordu, windows 7'de ekran kartı sorun yaratıyordu genellikle. vista'dan bahsetmiyorum bile.
    4)okuduğum kadarıyla kullandığım programların bir çoğu mac os x'de daha verimli çalışabiliyorlardı. en azından 4 gb ram görmeme sorunu gibi ufak ama can sıkan sorunlarla boğuşmadan çalışabilecektim. ama dediğim gibi bunlar sadece araştırma sonucunda okuduklarımdı.
    5)ve en önemlisi: öğrenmek istediğim ama bir türlü kullanamadığım final cut ve benzeri programlar ancak mac os x'de çalışıyordu ancak.

    bu nedenlerle aldım imac'i. o günden sonra da bir çok şeye aşık oldum. hani reklam sitelerinde olur ya neden şu, neden bu diye. mac içinde bunu demek geçiyor içimden. neden imac dersek:

    1) mac os x: gördüğüm en kullanıcı dostu işletim sistemi sanırım bu. sorunsuz çalışıyor. bir programa bağlı olarak çökmüyor, tamam windows 7 de az çok bunu yapıyordu ama windows 7'ye göre hız bakımından da kullanım bakımından da iyi. en hoşuma giden yanı da fonksiyona verilen önem. kaç gündür ulan her şeye ulaşmak kolay da bazı şeyleri yapmak için mouse yetmiyor sanki derken expose özelliğinin masaüstü kenarlarını kullanma özelliği sayesinde şimdi her ışı maksimum hızda yapabiliyorum. gene mac os x ile gelen ilife seti büyük bir başarı bence. windows'un live serisi sanırım buna benzer bir uygulama sayılabilir ama ilife müthiş bir program birliğine ve stabilitesine sahip. kamerasında fotoğraf çeker, i photo'ya atarım. albüm yaparım. yetmedi imovie'yi açar video çeker ya da fotoğrafları kullanır kolay sunumlar hazırlarım. hatta dersem çoşacağım girerim garage band'a müziğimi yaparım. gene windows'ta media player'a denk gelen itunes ve quicktime player de bazı eksiklerine rağmen en az onlar kadar iyi. safari ise explorer'a açık ara fark atar. bununla beraber sitemin pdf ile olan dostluğu göz yaşartır cinsten. yaptığın her salak şeyi pdf olarak da kaydedebilmek direk pdf dosyalarını bir program indirmeden açabilmek oldukça güzel.

    2) ergonomi: alet tamamen ergonomik düşünülmüş. klavyesi, mouse'u ve kendisi. açısını ayarlamak, her türlü bağlantıya rahat ulaşmak ve klavye mouse ikilisini maksimum rahatlıkta kullanmak oldukça zevk veriyor insana büyük bir şey başarıyormuşçasına sevinçle dolduruyor. gene aletin tasarımına laf etmek ayıptır günahtır.

    3)performans: benim mac'imden çok daha iyi bir çok pc benimkine yaklaşık işleri zor bela yapıyor. max'de ve bazı oyunlarda bunu görmek beni hayrete düşürdü. bir de tek donanımda değil tüm donanımda ortalama bir kalite yakalaması bile bir başarı. benimkinden daha iyi ekran kartı vesairesi olan arkadaşımın bilgisayarı mesela ses konusunda sçıyor. bunun gibi eksikleri bulunmuyor neredeyse.

    ve daha sürüyle şey. mac bilgisayarları hep sevsem de ancak yeni kavuştum birine. şimdi artık biliyorum yarın laptop'umu da değiştirmek istersem tercihim macbook pro olacak. zira bu yaptıklarımı bir de laptop ile yaptığımı düşünmek garip bir haz veriyor. *
  • apple tarafından gönderilen eposta'ya göre bu cihazların ekim 2009 - temmuz 2011 tarihleri arasında satılan modellerindeki 1tb seagate harddisklerde bir hata tespit edilmiş. bütün hdd'ler yetkili teknik servislerde ücretsiz olarak değiştirilecek.

    eğer o dönem bir imac satın alıp apple'a kayıt yaptırdıysanız zaten eposta size de gelmiştir. ancak yine de bilgilendirmiş olalım.

    gelen email'in görüntüsünü de koyayım da tam olsun.

    http://i.imgur.com/4qlob.jpg
hesabın var mı? giriş yap