• yeni albümlerinin çıktığını birkaç gün önce öğrendim. o günden bu yana günlük hayatımı etkileyecek kadar aralıksız dinliyorum albümü.

    ergenliğimi metal dinleyerek ve melodiye tahammül edemeyen biri olarak geçirdiğim ama buna karşın uzun süredir bambaşka şeyler dinlediğim için sevdiğim, takip ettiğim grupların yeni işleri çıktığında, sadece o günlerin anısına, albümlerini dinliyorum. bir nevi, kopmasını istemediğim bir bağımız olduğunu düşünüyorum.
    immortal da o özel gruplardan biri benim için. en çok sevdiğim black metal grubu ve en çok sevdiğim 3 metal grubundan biri.

    sözlük tarihçemde grubun ya da albümlerinin başlığına entry yazmadığımı fark ettim ve uzun bir entry yazmaya karar verdim.
    sadece 3 entry'm varmış immortal'a dokunan.
    ilki beyond the north waves *, diğeri against the tide *, hakkında. diğeri de metal müzik tarihinin en iyi introları başlığındaki entry'm: (bkz: #74991017)
    o entry'de mountains of might ve beyond the north waves'i örnek göstermişim.
    3 entry'yi de şubat-mart aylarında yazmış olmam, immortal'ı kış mevsiminde daha çok dinlediğimi gösteriyor sanırım. ama ergenlik sonrasında bu tür dönem dönem dinleme "isteği"nin gelmesi dışında günlük hayatımda metal müzik çok az yer kaplıyor artık. belirttiğim gibi, sadece takipçisi olduğum grupların yeni işlerini dinliyorum; bir de yeni gruplardan ghost'un müziği dikkatimi çekmeyi başardı, bunun ana sebebi ise ghost’un sözlerini ele geçiren satanik atmosfer.

    bu uzun girişi yapma sebebim, immortal övmeye gelmiş olmamdan kaynaklanıyor elbette. ilk aldığım albümleri battles in the north'tu ve ilk şarkıda gruptan nefret etmiştim. o kadar hayvani bir şekilde başlamıştı ki şarkıdan da albümden de gruptan da adeta tiksinmiş ve uzun süre dinlememiştim.
    immortal'ın müziğinin tadına varabilmek için alışmam gerekiyordu ve zamanla onları çok sevdim. ama bu sevgi, o albümle değil, başka bir albümleri (blizzard beasts) ile oldu.

    bu açıdan immortal deyince benim için iki immortal dönemi var: bunlardan ilki blizzard beasts'e kadar olan dönem, diğeri ise blizzard beasts ile başlayan dönem.
    grubun ilk 3 albümündeki saf black tadı arada dinliyorum (özellikle de a perfect vision of the rising northland'a, battles in the north'a ve blashyrkh (mighty ravendark)'a bayılıyorum.)

    immortal'ın blizzard beasts ile başlayan döneminin sonraki öğeleri efsane oldu, çünkü grup tarzında yepyeni açılımlar yaptı: daha progresif düzenlemelerin yanı sıra thrash'in etkileri de grubun kimyasına sızdı ve dinlemeye doyamadığım albümleri ortaya çıkardı.

    blizzard beast'te yer alan mountains of might'ın inanılmaz güzellikteki intro'sunun yanı sıra, türden bağımsız olarak harika bir eser olması (bana göre yazılmış en iyi metal şarkılardan biri), at the heart of winter'ın sahip olduğu görkemin kalbinde yer alan years of silent sorrow, damned in black'in tamamı (ama en çok against the tide ve the darkness that embrace me'si) ve bence en iyi albümleri olan sons of northern darkness'in mükemmel şarkıları immortal'ın hep bambaşka bir yerde olmasını sağladı.

    teknik gücünün yanı sıra şarkılarının temasının diğer black gruplarına göre daha "olgun" olması da immortal'ı sevdiren başka bir unsur: çünkü onlar, satanizm yerine dağlardan, soğuktan, ormanlardan bahsediyorlar: ve elbette ki bir de blashyrkh'ten.

    ve yeni albümleri:
    abbath gibi son derece önemli bir frontman'i kaybetmek grubu çok etkiler diye düşünmüştüm ancak beklediğim kadar kötü bir sonuçla karşılaşmadım, hatta albümü oldukça sevdim.
    albümdeki favorilerim gates of blashyrkh, called to ice, where mountains rise ve mighty ravendark oldu!
    called to ice'ın nakaratı o kadar başarılı olmuş ki konserlerde herkes eşlik edebilir!
    mighty ravendark ise olağanüstü bir iş olmuş.

    immortal da tıpkı, pek çok şarkılarında bahsettikleri dağlar gibi, yerinde duruyor ve sonsuza kadar da durmaya devam edecek.
    çünkü sizi çok seviyorum!
  • starcraft 2 birimi için konuşuyorum, öncülü dragoon'un aksine hava hedeflerine ateş edememektedir. terran oynuyorsanız ilacı stimmed marine/marauder, elinizde mevcutsa da banshee'dir. şayet karşısına çıkaracağınız terran ordunuzda zırhlı ünitler varsa, onları korumak için marine/marauder üniteleriniz ile immortal üzerinde ateş toplamanız faydalı olacaktır. küçük bir ipucu, immortal'ın kalkanını düşürdükten sonra zırhlı ünitelerinizin normalde soğurulan ateşi de tam hasarla vurmaya başlar.

    immortal, pvp eşleşmelerinde rakibin oyun başında deneyebileceği four gate rush'ı kesebilmek için hayati öneme sahiptir. gerçi pvz'de de roach kasan zerg'ü, pvt'de ise marine-siege tank kasan terran'ı cezalandırabiliyorsunuz immortal sayesinde. kısacası kalkanı ve ateş gücü sayesinde zırhlı yer hedeflerine karşı hayli etkili olduğundan maçların erken safhalarında oldukça faydalı bir ünitedir.

    ayrıca, çoğu protoss oyuncusu protoss deathball düzenlerine bir iki tane immortal eklemekten de geri kalmıyor. bolca blink özelliğine sahip stalker, ön saflarda rakibin ilk ateşine tampon görevi yapmak üzere bir grupchargelot, arkalarında menzili artırılmış 4-5 tane colossus ve grup içine serpiştirilmiş bir kaç immortal ve sentryden oluşan karma bir orduda immortal'a her zaman yer var.

    immortal kardeş bir dragoon karizmasından ne yazık ki yoksun. dragoon'un warp edildiğinde "i have returned" demesi bile adamı gaza getirirdi. "sapkavanoz" ve "loktarabim" de derdi gerçi rahmetliler ama o tamamen başka bir konu.
  • sözlük istatistiklerindeki 100 yaşın üzerindeki yazarları içeren bir yaş grubu.
  • yazın istanbul sıcağında dinlendiğinde içinizi buz kestirecek, kışın eskişehir ayazında dinlendiğinde ise üst çıplak vaziyette koşma isteği verecek kudrete sahip black metal grubu.
  • norveç'ten çıkma en sağlam, en taşşaklı, bir o kadar da efendi black metalci abiler. 16 yaşında falandım herhalde at the heart of winter albümünü ilk dinlediğim zaman. o dönem yavaş yavaş darkthrone, emperor gibi gruplarla tanışmaya başlamıştım. black metal ile yatıp kalkıyordum ve norveç'ten çıkma her grubu dinlemek gibi bir amaç edinmiştim kendime. emperor'ın müziği zor sindirilir, darkthrone'nun ki ise kafayı çizdirirken, immortal'ın soğuk melodileri hayranlık uyandırıyordu.

    grubun geçmişi 1988 yılına, old funeral günlerine kadar uzanıyor. old funeral'da varg vikernes ile birlikte çalan demonaz ve abbath, 1990 senesinin başında immortal'ı kurmaya karar verirler. birkaç demonun ardından bence tam bir black metal klasiği olan, debut albümleri diabolical fullmoon mysticism'i 1992 senesinde çıkarırlar. the call of the wintermoon ve a perfect vision of the rising northland gibi sonradan immortal klasikleri arasına girecek şarkılar barındıran albüm, norveç black metalinin yapı taşlarından biri olarak tarihteki yerini alır.
    d.f.m. sonrası grup underground piyasasında adından söz ettirmeye başlar. tarzları hakkında yapılan pure holocaust metal yorumu grubun ikinci albümüne isim babalığı yapar. 1993 senesinde çıkan pure holocaust, d.f.m.'ye göre çok daha hızlı bir albümdür. albüm kayıtlarını demonaz ve abbath birlikte yapmışlardır. abbath, vokal ve bass gitarların yanısıra davuları da çalmıştır. albümün vasat bir kayıt kalitesi olmasına rağmen immortal'ın kendine has bir tarz yaratmaya başladığının ilk ip uçlarını vermesi açısından önemlidir (albümün kayıtlarından sonra gruba katılan grim'in albüm kapağında yer aldığını da belirtmek lazım bu arada.)
    pure holocaust'u 1995 senesinde çıkan battles in the north albümü takip eder. albüm immortal'ın ilk patlama noktalarından biri sayılabilir. kötü kayıt kalitesine rağmen kendilerini göstermeyi başaran soğuk melodiler, yavaş yavaş bir efsanenin doğuşunu haberler niteliktedir. blashyrkh konsepti de kendini ilk defa bu albümde gösterir.
    albümden blashyrkh (mighty ravendark) ve grim and frostbitten kingdoms adlı şarkılara david palser tarafından klip çekilir. grim and frostbitten kingdoms'ın klibinde davulda mayhem'dan hellhammer yer alır (grim battles in the north kayıtları öncesi gruptan ayrılmıştır. bir başka ek bilgi: 1999 senesinde de intihar etmiştir.). bu klipler black metalde orman sevgisini gelecek nesillere aşılayan; ilham alıp, yaratıcı(!?) çalışmalar üretmelerine ön ayak olan kült eserler olarak zihinlere kazınırlar.
    1996 senesinde gruba blizzard beasts kayıtları öncesi horgh katılır. grup böylece kalıcı bir davulcuya kavuşmuş olur. 1997 senesinde çıkan blizzard beasts kendinden önce gelen diğer albümlere göre deneysel bir albümdür. albümde açık bir şekilde fark edilen death metal etkisi, immortal'ın farklı arayışlar içerisine girdiğini işaret eder. diğer üç albümde sıklıkla kullanılan hızlı ve kaotik gitar riffleri yerlerini daha kesik ve orta tempoda çalınan death metal vari rifflere bırakmıştır.
    grup blizzard beasts sonrası ciddi bir kadro sorunu daha yaşar. grubun kurucularından demonaz, elindeki rahatsızlığı yüzünden müziği ve haliyle immortal'ı bırakmak zorunda kalır.
    abbath bass gitaristliği bir kenara bırakıp, lead gitarist pozisyonuna geçer ve horgh'la birlikte sıradaki immortal albümü için kayıt hazırlıklarına başlar.
    takvimler 7 aralık 1999 tarihi gösterdiğinde, gelmiş geçmiş en önemli black metal albümlerinden biri olarak gösterilen at the heart of winter piyasaya çıkar. thrash metal ile immortal'ın klasikleşmiş tarzının müthiş bir sentezi olan bu albüm, immortal'ın metal tanrıları arasında hatırı sayılır bir yer edinmesini sağlar. muhteşem kapağından, bütün şarkı sözlerine ve her notasına kadar gerçek bir başyapıt olan albüm demonaz'sız çıkan ilk immortal albümü olması açısından da farklı bir yere sahiptir.
    at the heart of winter turnesi boyunca bass gitarları çalan iscariah grubun kadrosuna dahil edilir. ve iscariah'lı kadrosuyla grup 6. albümü damned in black'i 27 nisan 2000 tarihinde çıkarır. peter tagtgren'in prodüktörlüğünü yaptığı albüm, at the heart of winter'ın çizgisinden, tarzını daha da sertleştirerek yola devam eder.
    aynı sene grup nuclear blast ile anlaşır. ve 2002 senesinde sons of northern darkness albümü piyasaya çıkar (bu aynı zamanda grubun da son albümüdür.). s.o.n.d. sonrası iscariah gruptan ayrılır. akabinde de 2003 senesinde immortal dağıldığını açıklar.
    bu haber birçok immortal fanını ciddi anlamda üzse de 2006 senesinde grup reunion kararı aldığını duyurarak, 3 sene aradan sonra tekrar çeşitli festivallerde boy göstereceğini müjdeler. ve sırasıyla inferno, tuska open air, metal camp, wacken festivallerinde sahne alırlar.

    olan biten bunca şeyden sonra grup; yeni albümlerini, prodüktör koltuğuna gene peter tagtgren'i koyarak, kaydetmek için studyoya girme hazırlığı içerisinde olduğunu duyurmuştur!!
    2009 sonu gibi çıkması beklenen albüm, abbath'ın açıklamalarına göre, immortal'ın muhteşem dönüşüne yakışır nitelikte olacak gibi.
  • sony music cirque du soleil merakla beklenen michael jackson the immortal world tour şovu sony music ve estate of michael jackson işbirliğiyle tek cd'lik ve 2 cd'den oluşan delüks versiyonu ile çok yakında yayınlanıyor.

    daha önce justin timberlake, rihanna ve madonna ile de çalışmış olan ünlü müzik direktörü kevin antunes öncülüğündeki cirque du soleil, yaratıcı bir yaklaşım ile 40'tan fazla michael jackson şarkısına yeni bir bakış açısı getirerek, dinleyenlere yepyeni bir deneyim yaşatıyor.

    kevin antunes'in michael jackson'ın her biri efsane olmuş şarkıları üzerinde çalıştığı 1 yılı aşkın sürenin eseri olan immortal, sanatçının efsanevi şarkılarının bilinirliliğini ve eşsiz sesinin gücünü korurken, aynı zamanda dinleyenlere michael jackson'a ait yeni bir müzikal kompozisyon sunuyor.

    kevin antunes: "michael jackson'ın gelmiş geçmiş en iyi şovları ortaya koymuş bir sanatçı olarak bize bıraktığı miras kelimelerle ifade edilemez. bu projeyi harekete geçiren tek yaratıcı enerjinin, michael jackson'ın sesi ve müziğinin olduğu çok açıktı. immortal'da öne çıkan kısımlar stüdyodan sahneye kadar michael jackson'ın performansları ve sesi oldu. immortal, michael jackson'ın müziği, ailesi ve dünya çapındaki milyonlarca hayranı için sevgi ve saygı ile oluşturuldu."

    immortal, michael jackson'ın yeniden düzenlenen versiyonlarıyla hit şarkılarının, heyecan verici mash-up'larının ve yeni gün ışığına çıkan, daha önce görülmemiş çekimleriyle jackson 5'ın "abc" kayıtları ve michael jackson'ın "they don't really care about us" için kaydettiği koro görüntülerinin yer aldığı, sanatçının müzikal mirasını gözler önüne seren ve şüphesiz tutkulu michael hayranlarının kalplerinde yer edecek bir şov ve albüm.

    http://www.hepsiburada.com/…1&sku=music886979125926

    kişisel yorum: michael'ın halihazırda şarkılarına yansıttıgı enerjisinin, 1 tık daha öteye gittiğini varsayın. tek kelime ile usta işi ve mükemmel kotarılmıs. alın, aldırın, hediye edin.
  • tam kış müziğidir. yılların metalcisi olarak ne yazık ki artık fazla dinleyemiyorum. çok ilginçtir tam da kar ın yağdığı gün. youtube bana at the heart of winter albümünü tavsiye etti.çok iyi gitti. sonra yapay zeka kötü.
  • norveçli black metal grubudur. all shall fall diye efsane şarkısı vardır. gerçi şimdi immortal'ın vokalisti abbath kendi ismini verdiği grubu kurdu, immortal yalan oldu.

    zamanında az beynimizi patlatmadık şarkılarıyla lakin yaş ilerleyince heavy metal dinliyoruz black metal ağır geliyor artık. yalnız yeni albüm çıkarsınlar yine dinlerim. fazla dinlemesem de günde birkaç şarkılarını bangır bangır dinlerim.
  • abbath'ın 2015 albümünden birkaç seviye iyi albüm. bence abbath'da bir albümle cevap vermeli. rekabet artsın. black metal kazansın. *
  • bana göre en güzel 5 parçasıyla immortal;

    where dark and light don't differ: https://www.youtube.com/watch?v=hqwf2wtkmac
    withstand the fall of time: https://www.youtube.com/watch?v=3ihvtuw2n0c
    at the heart of winter: https://www.youtube.com/watch?v=3lrs_waqh1m
    within the dark mind: https://www.youtube.com/watch?v=xakpvd8zywe
    all shall fall: https://www.youtube.com/watch?v=sooebk_dkfo
hesabın var mı? giriş yap