• son yıllarda adından çok bahsettiren avusturya'lı yönetmen ulrich seidl imzalı 2007 yılı yapımı film. cannes film festivalinde yarışan filmimiz, ukraynalı genç bir hemşire olan olga'nın daha iyi bir yaşam için avusturya'ya gitmesi ve paul isimli işsiz bir avusturya'lı güvenlikçininde yolunun ukrayna'ya düşmesinin hikayesi.
    http://www.imdb.com/…itle/tt0459102/?ref_=nm_knf_t4
  • az önce bir sahnesini izledim.

    --- spoiler ---

    elin avusturyasında bir tane güvenliği türkler karambole alıyor anuna korum şştt lan artiss falan etrafında halay çektiler soyup bıraktılar adamı :/ köpeğini korkan kız arkadaşının üstüne salıyordum olum noldu? zor hayatlar kasvetli film bakalım devam.
    --- spoiler ---
  • modern avrupa art-house sinemasından, soviyetler-birliği-sonrası-doğu-avrupa’ ve ‘uluslararası göç’ üzerine çok güçlü, cesur ve çok etkili bir film…

    bazen seidl’ın vatandaşı haneke, bazen catherine breillat, ve bazen de gus van sant tarzında nitelikler taşıyan ımport / export bütün bu saydıklarım arasında belki de en çıplak anlatıma sahip olanı diyebiliriz. filmin kalbinde cinsellik, yalnızlık ve kültür çatışması temaları yatıyor.

    arka perdede ise modern avrupa’nın sosyal ve kültürel yapısı masaya yatırılıyor.içerdiği kültür çatışması, cinsellik, yalnızlık ve uluslar arası göç teması ile bu filme bir anlamda çok paralel olan türk kısa filmi bir temizlikçi kadının düşleri‘ni (yönetmen: banu akseki) de tavsiye ederim.
  • avusturyalı yonetmen ulrich seidl'in paradise uclemesini izlemistim, adamın filmleri esyanın tabiatına, hayatın akısına paralel ilerliyor cok gercekci filmleri var.
    import export fiminin konusu ilgimi cekti bir tarafta vatandası olmak icin ukraynalı kadınların yaslı adamlarla evlendigi avusturya; diger tarafta ise avusturya gibi bir yerde hayata tutunamamıs bir gencin ekmeginin pesine herkesin kacmaya calıstıgı ukrayna'da dusmesi.
    eve tıkıldıgımız bu karantina gunlerinde izlemenizi tavsiye ederim.
  • ekşişeyler’e film ile ilgili koydukları görselde takkeli adamlar var caminin içinde*. kim koyduysa kaldırsın şunu. kebap görseline cacık koymak gibi bir şey.

    film ise film gibi değil belgesel tadında. oyunculuk sadece olga’nın annesinin olduğu sahnelerde var. onun dışında bakımevinde yaşlılar, sondaki kavga, pazar yerindeki satıcılar, çingeneler, barda tanışılan kadın ve hatta +18 olan sahnelerde gram rol yok. sanki yönetmen kamerayla çıkmış yola çekmiş. bilmiyorum ama bakımevindekiler gerçekten orada yaşayanlar, oteldeki kız da gerçekten fuhuşa itilen biri olabilir. imbd puanına bakmadan izleyin.
  • yönetmenin daha önce hundstage filmini izlemiştim. bu filmi de izledikten sonra geride kalan tüm filmografisini bitirmeye and içtim. fazlasıyla beğendim. hikayenin gerçekliği, sert ve köşeli bir üslup benimsememesine rağmen vuruculuğu, oyunculuk performanslarının doğala yakın ve kusursuz olması. çok sağlam bir filmdi.

    --- spoiler ---

    ukrayna'nın sovyet döneminden kalma döküntü hali, tüten bacalar ve o soğuğa rağmen hayatlarına devam etmek zorunda olan varoşlar. o sağlık merkezinin döküntü hali... suyu ısıtmak için ocakta kaynatmaları. kadının tüm bunlardan bıkıp kestirme yoldan para kazanma noktasına gelecek kadar bıkmışlığı. annesinin kızına gidişine dokunaklı bir şekilde kayıtsız kalışı, el mecbur halleri. göçmen olmanın zorluğunun üstüne bir de güzel ve genç bir kadın göçmen olmanın kadınlar arasındaki iç çekişmelerinin yansıması. gerçekten detaylarıyla güzelleşiyor film.

    --- spoiler ---
  • ayni zamanda gta v'te oyuna çalıntı araba satma mekanigini getiren güncellemenin adı.

    (bkz: import/export)
  • müthiş film! izleyin, izlettirin.

    2 saat 20 dakika su gibi geçti, asla böyle bir akıcılık beklemiyordum. filmin güzel tarafı, bu akıcılığını merak ettirmekten değil anlattığı hikayelerin - ukraynalı olga ve avusturyalı paul'ün hikayelerinin - gerçekliğinden alıyor olması. iki karakterin de hayatları aslında o kadar sıradan ama biz izleyenler için o kadar da ilginç, dolayısıyla hiçbir abartıya kaçmadan tüm o yalınlığıyla bile insanı ekrana kilitleyebiliyor.

    7.0 imdb puanına bakınca çok bir şey beklemiyordum ama bu konuda beni film ters köşe yaptı. yıllar sonra bir arkadaşa izlettirmek için tekrardan izlenesi filmler listeme ekledim. yönetmenin hangi filmini daha izlesem diye incelemek üzere ulrich seidl 'ın filmografisinine doğru geçiyor ve entry'yi bu noktada yolluyorum.
hesabın var mı? giriş yap