in a manner of speaking
-
tuxedomoon'un dinlendikçe dinlenesi bir parçası. hatta bu şarkı daha sonra depeche mode'un üyesi martin l gore tarafından tamamen coverlardan oluşan counterfeit albümünde de yer almıştır.
in a manner of speaking
i just want to say
that i could never forget the way
you told me everything
by saying nothing
in a manner of speaking
i don't understand
how love in silence becomes reprimand
but the way i feel about you
is beyond words
give me the words
give me the words
that tell me nothing
give me the words
that tell me everything
in a manner of speaking
semantics won't do
in this life that we live
we only make do
and the way that we feel
might have to be sacrificed
so in a manner of speaking
i just want to say
that like you i should find a way
to tell you everything
by saying nothing
give me the words
give me the words
that tell me nothing
give me the words
give me the words
give me the words
give me the words
give me the words -
geri vokallerdeki sesin peter murphy'ye oldukça benzediği, tam da depeche mode'luk mükemmel tuxedo moon parçası. sarhoşsun, bastığın yeri bilmiyorsun, üstüne aşık olmuşsun ve söyleyecek söz bulamıyorsun. öl geber daha iyi yani.
-
nouvelle vague coverını oylece tıkanılan her anın fon muzığı olarak kullanabiliriz .
-
ing. lafın gelişi.
-
özellikle camillein yorumu insanın içini acıtan cinsten. tuxedomoonve depeche mode yorumları da tavsiye olunur, pek bir güzeldirler.
-
söylenmemiş sözler, yarım bırakılmak istenmeyen şeyler varsa can acıtandır
-
nouvelle vague yorumu kuştüyü bir yatağa uzanma hissi gibidir.
fazla dinlendiğinde sakinleştirir, yağmur ve alkol eşliğindeki etkisi ise insanı kendinden geçirir. -
insanda masaj etkisi yaratan sarki. stresli final gecelerine birebir.
-
in a manner of speaking, 'tanim's & 'örnek's won't do.. yapamaz evet, bu $arkının bünyeler üzerindeki etkisini ne her ne hiç bir tanım ya da örnek, ne de kelimeler dolusu cumleler topluluğundan $ekillenen yoğun paragraflar, hakkındaki hiçbir$eyi ya da her$eyi veremez.. hissedilen ve de hissettirilenler, gözlerdeki perdeyi çaktırmadan açmaya yetip de artıyor..
sanırım bu $arkıyı söylersem ben bir gün birisine, bir daha konu$mamam icap edebilir..* -
bir kadının yağmur yağarken pencerenin önünde oturup sıcacık çayını yudumlaması. pencerenin camı damla damla ağlar.
nouvelle vague öyle yapmış şarkıyı.
(bkz: orjinalini unutturan coverlar)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap