• saygı duymak zorunda olduğumuzla kastedilen şey kişinin inançlı oluşuysa kesinlikle katılıyorum. bir şeylere kalben inanması, bazı gerekliliklerini yerine getirmesi, inançları için bile olsa iyi bir insan olma çabası saygıyı hak eder. misal buna basit bir örnek olarak ramazan'da oruç tutan bir kişinin önünde yemek yememek gösterilebilir.

    ancak kimsenin inandığı şeye saygı duymak zorunda da hissetmiyorum kendimi. saygı duyabilecek olsam kendim inanırdım zaten. dini de "hz. muhammed yalan söylüyor" cümlesine alınmayıp, bunu bir hakaret adledmeyecek dindarlarla tartışmak makbuldür ayrıca.
  • inanmak zorunda degiliz, saygi duymak zorunda olmadigimiz gibi. herkesin dusunce ve inanc sistematigi kendisine aittir.
    saygi duymak zorunda degilim, oldugu gibi kabul edemem herseyi, sorgulamazsam eger kendimden suphe ederim, gerekirse kendi cevaplarimi bulurum, cevaplarim senin dogru diye siniflandirdigin cevaplardan olmayabilir, olmadigi icin de ben saygisiz olmam. ben inegin yenmesi gerektigini savunabilirim, bir hint tapilmasi gerektigini savunabilir, ben adamin tanrisini yiyorum diye saygisiz olmam. keza o benim yemegime tapiyor diye saygisiz olmaz.
    eger hosgorulu olmaksa kastin, hosgoru gosterilmeli evet. ama tek tarafli degil, sen de bana hosgoru gostermelisin.
  • her şey beyinde biter. şizofrenler olmayan biri ile konuştuklarını düşünürler ve psikologlar buna saygı duyup bu şekilde terapilerine devam eder. bu da bunun gibi.
  • (bkz: maya takvimi)
  • tehdit kokan cümle.
  • amr bin as'ın mekke'yi temsilen hudeybiye antlaşması metnine, bizzat hz. peygamber'e ithafen, "senin allah'ın peygamberi olduğunu kabul etseydim sana karşı savaşıyor olmazdım" demesi ve antlaşma metninde bulunan "allah'ın resulu" ifadesi yerine "abdullah'ın oğlu muhammed"* yazılmasını istemesi ve, hz. peygamber'in buna itiraz etmemesi, bence, gösteriyor ki;

    insanlar sizin değerlerinizi kabul etmek zorunda değil, amenna. ancak küfretmek bir eleştiri olarak görülemez. bütün mesele burada. birileri çıkıyor ve insanların değerlerine sövüyorsa, bu ister senin isterse bir başkasının değeri olsun, akıl ve vicdan sahibi her insan buna karşı çıkmalı. zira, bugün "keh keh ne de güzel ağızlarının payını veriyor" dediğiniz bir insafsız yüzünden bir başka cahil de tutup sizin değerli saydığınız şeye sövebiliyor. cehalet ve insafsızlık taraf ayırt edilmeksizin, fikir namusuna sahip her kesim ve insan tarafından dışlanmalı ve ait olduğu yere yollanmalıdır.

    not: malumdur: amr bin as sonradan müslüman olmuştur. *

    edit: amr bin as (r.a.) değil, süheyl ibn-i amr'mış sözkonusu teklifi yapan zât.
  • muhammed'e sadece muhammed dedigim icin hz. eklemedigim icin cokca kez maruz kaldigim argumandir. senin icin hazreti ama benim icin degil. kaldi ki benim bu kelimeyi kullanmam belki de senin dinin acisindan sakincali olabilir. burdan musluman arkadaslara soruyorum, bu saygisizlik midir? hassasiyetinizin sınırlari nedir? cumaya giden arkadaslara allah kabul etsin diyorum, iftarlarina katiliyorum ama yine de onlara gore cok saygisizim. ne yapmam lazim bi akil verin.
  • yanlış bir ifadedir. hiç kimse, hiçbir şeye saygı duymak zorunda değil ama herkes saygısızlık etmemek zorundadır. ifadeyi "inanmayabilirsin ama saygısızlık etmemek zorundasın" diye değiştirdiğimiz takdirde doğruyu buluruz, nitekim cümleyi ters de çevirebiliriz. "inanabilirsin ama saygısızlık etmemek zorundasın."
  • inanca değil inanma hakkına saygı duyuyorum diye cevaplanabilecek cümle. yok, inancıma saygı duymak zorundasın diyorsanız, ben de hinduyum, lütfen etrafımda inek eti tüketmeyin. etrafta inek eti satılan kasap görmek istemiyorum. bana saygı duymak zorundasınız.

    ed: budizm ile hinduizmin arasında yaptığım hatayı gösterenlere teşekkür ederim.
hesabın var mı? giriş yap