• bu filmde bir hikaye vardı...

    esmer güzeli bir kızla, esmer çirkini bir erkek.. birbirlerini seviyorlar.. evlenmek istiyorlar.. ama erkeğin babası oğlunun zengin bir ailenin kızıyla evlenmesini istiyor... baba birgün oğlunun sevdiceğini evine çağırıyor... altı tane kibrit çöpü koyuyor masanın üstüne.... diyor ki... "sana bir sır... al çöz.. bu çöpleri ellerini hiç değdirmeden yıldız yaparsan düğününüzü ben yapacağım... ama sana bir hafta süre..."

    kızcağız düşünüyor.. düşünüyor.. düşünüyor.. kızcağız deniyor.. deniyor.. deniyor... olmuyor... bu çöplere ellerini değdirmeden yıldız yapamıyor.... sonunda ona verdikleri sürenin sonuna geliyor... kibrit çöpleri masanın üstünde öylece duruyor... çöplerin üstüne doğru eğilip ağlıyor... gözyaşı iki kibrit çöpünün arasına düşüyor.. çöpler oynuyor... tekrar düşürüyor gözyaşını... ve çöplerden yıldız yapıyor.. ellerini değdirmeden....

    o heyecanla koşuyor sevdiğinin evine... sevdiğinin babasına sırrı çözdüğünü söylüyor... çöpleri yıldız yapıyor... baba şaşkın...

    sonra diyor ki baba "oğlum senindir...."
    diyor ki esmer güzeli kız "oğlun beni gerçekten sevseydi bu sınava izin vermezdi... artık istemiyorum onu..."

    . . .
  • metropol bireyinin guncel sorunlarinin konu oldugu sanat filmleri ile giseye oynayan eglencelik vizontelemsi filmlerin arasinda sikisip kaldigindan hak ettigi ilgiyi goremeyen reis celik filmi.. tuncel kurtiz'in muhtesem oyunclugunu doya doya izlemek isteyenler, ve samimi, mutevazi filmlerden hoslananlar izlemeli ya da artik vizyonda degilse izlemeliydi.
  • tek profesyonel oyuncusu tuncel kurtiz olan; çekim, ışık, ses vs. gibi işleri aynı zamanda filmin yönetmeni olan reis çelik tarafından yapılan; senaryosu olmayan, onun yerine inat sözcüğünden yola çıkılarak doğaçlama çekilen; son dönem yerli filmlerin şaşalı ve kırmızı halılı galalarına tepkiyle galası çıldır gölü üzerinde yapılan; 5 mart'ta gösterime giren film.
    her şeyinin sadece iki profesyonelin**çabasıyla yapılması, filmin ilginç olmasına ve merak edilmesine yetmektedir.
  • tuncel kurtiz'in filmin başında yaptığı konuşma reis çelik tarafından yazılmış 4 sayfalık bir metindir ve tuncel usta tarafından sadece 40 dakikada ezberlenmiştir.
  • reis çelik'in şahsımca en iyi filmidir. senaryosu yok değildir, aslında bir senaryo vardır ama önceden hazırlanmış replikler yoktur. senaryosu yine aşıkların anlattıklarından yola çıkılarak yazılmıştır. senaryosu yazıldıktan iki sene kadar sonra filmin çekimlerine başlanmıştır. filmin önceden belirlenmiş sadece birkaç planı vardır, bunun dışında film için storyboard çizilmemiştir. şahsımca anlatmak istediğini son derece iyi anlatan bir filmdir.
  • tuncel kurtiz'in varlığı haricinde pek bi' güzellik barındırmayan filmdir. ufak görünse dahi reis çelik'in samimi anlatım çabasını önemli surette gölgeleyen rahatsız edici 2 ayrıntı mevcut:

    birincisi, yerel bir düğünde getirilen piyano ile halayın arasına parça atılması. öyle bir dumura uğruyor ki izleyenin seyir zevki, geri kalan süre boyunca çerçeveden çıkan ve geri dönmeyen o piyanonun filmdeki varlık sebebini düşünüp duruyorsunuz. elin avrupalısının bile "hadi len" tepkisini vereceğine eminim.

    ikincisi ise öykülerden sonuncusunun bırakın yöresel bir inat hikayesi olmasını basbayağı bir fıkradan apart olması. üzerine söz söylemenin bile utanç verici olduğu bir senaryo doldurma hamlesi. yazık.
  • üçüncü sinema'nın böyle boktan filmlerle temsil edilmesi, türkiye'deki "sol"un içler acısı halini özetler vaziyette...

    tanım: bir "reis çelik" anlatısı ahahsjdjskksodkdk.
  • her ilişkide yaşanan hikayelerdir bunlar. her iki taraftan birisi de baş rol oyuncusu olur farklı zamanlarda ve öyle güzel, öyle inanılarak oynanır ki rol bu değme oyunculara taş çıkartır sevgililer. armudun sapı ve üzümün çöpü en genel konular olmakla beraber bazen bir konu da yoktur. aynı tuncel kurtiz'in filmindeki gibi doğaçlama yaşanır her şey. insanlar inat hikayelerini yaza dursun, sonunda varacakları yer her zaman geri de bıraktıklarından kötüsü olacaktır.
  • -kadın iç ses: buluştuğumuzdan beri öpmedi beni bir kere, sarılmazsa giderim.
    +erkek iç ses: neden bu kadar soğuk davranıyor sarılmıcam işte.
    -k.i.s: offf kaç saattir oturuyoruz bu bankta hala bir ses bile vermedi.
    +e.i.s: sarılmıcam.

    denizden geçen sandalları izlerler, izlerler, izlerler..

    kadın: eee nasılsın konuşmayacak mısın?
    erkek: ee sen de konuşmuyorsun.

    -k.i.s: hadi elini at omzuma artık.
    +e.i.s: tutmayacağım elini sen tutana kadar.

    k: ben gidiyorum canım sen otur burda böyle boş boş
    e: aaa neden gidiyorsun şimdi saçmalama lütfen.

    -k.i.s: gitmek istemiyorum nolur elini uzat bana.
    +e.i.s: gitmeni istemiyorum hadi ilk hamleyi yap artık.

    k: yeter artık senin inadını daha fazla bekleyemeyeceğim gidiyorum ben.
    e: ama,ama,ama...gitme

    -k.i.s: salak
    +e.i.s: tutmayacağım işte. gitme!

    k: hoşça kal

    -kalkar ve yürümeye başlar.
    +oturur ve gitmesini izler. gözden kaybolduktan sonra yanına gider koşarak.
    -yanında yürüyen adama bakar durarak. yanlarından sarkan ellerine bakar. hala boşta.

    -k.is: hadi sarıl bana gitmeyeyim.
    +e.i.s: gitme.

    k: dayanamıyorum artık buna lütfen bırak gideyim. bakma öyle bana.
    e: ne istiyorsun söyle lütfen.

    -k.i.s: aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

    k: inadını bırakmanı istiyorum anlamıyor musun hala?
    e: söyle ne?
    k: bıdı..bıdı..bıdı..bıdı...bıdıııııııııııııııııııııııııııııııııı....
    e: peki.

    +ve sarılır sımsıkı özlem dolu, gözleri mutlu.
    -ve içi titrer mutlu, gözleri buğulu.

    k: ben dedikten sonra bir önemi yok sarılma bana.

    -gider.
    +peşinden gider.
  • inat hikayesi degil inat oykusu.
hesabın var mı? giriş yap