• paris'te bulunan bibliotheque sainte genevieve, dışarıdan baktığınızda çok da görkemli olmayan bir kütüphane binasıdır. 1851 yılında, mimar henri labrouste tarafından yapılmıştır.
    içeri girdiğinizde oldukça etkileyici bir mimari sarar sizi. iki kat boyunca devam eden kitap kaplı duvarlar, üstte bulunan yüksek pencerelerden gelen ışık huzmesinin yarattığı doğal aydınlatma, ortamı ısıtan bir ahşap kullanımı...
    eğer çok dikkatsiz değilseniz tavanda bulunan dökme demir kemerleri de hemen görürsünüz.
    gitmeye fırsatı olmayanlar için şuraya bir iç mekan fotoğrafınıbırakıyorum.
    bu fotoğrafın açısı sebebiyle çok kolay yakalayacağınız bir detay var: kemerlerin üzerindeki çiçekler.
    mimar, yapısal olarak gerekli olmadığı halde (aynı yere çapraz veya düz demirler atılsaydı aynı işlevi görecekti) dökme demirden yaptırdığı çiçekleri kemere eklemiş. ve bunu yaparken gözümüzü ve ruhumuzu beslemekten başka bir niyet gütmemiş.

    işte bu bir inceliktir.
    buraya bir sürü insan geldi gitti, bazısının acelesi vardı, detaylara bakmaya zamanı yoktu, bazısı baksa da göremezdi, bazısının aklına kafasını yukarı kaldırmak bile gelmedi belki ama birileri baktı ve gördü.
    henri labrouste, kafasını kaldırıp tavanı izleyecek o birileri için büyük bir incelikle, beklenilenden fazlasını sunma nezaketiyle, zaman ve para harcama fedakarlığını göstererek hiç bir karşılık beklemeden, onca kaba işin arasında o çiçekleri düşünmüş ve yapmış.

    genelde insanların inceliklerle olan derdi,* anlaşılamamak ve bunun sonucunda da kırılmak üzerine oluyor.
    oysa incelik karşılık beklenen bir şey değildir, göze batmaz, bağırmaz.
    gereklilik de değildir. emek ister, zaman ister, özen ister, hatta zaman zaman fazladan para ister.
    karşıdakine verdiği hissin ölçülebilir bir değeri yoktur. incelik yapan kişinin motivasyonu kendi ruhunu beslemektir. tatmini ise o inceliği fark edenlerde uyandırdığı duygudur. bazen de aradan yüzyıl geçse bile anılmak.
  • samimiyet sonsuza giderken, zerafetin aldığı değer.
  • hayatı aydınlatan, yüzü gülümseten ince davranışlar. böyle insanlara çok ender rastlama hali kıymetlerini daha da artırıyor. sakın bulunca bırakmayın! detaylara önem veren, size değer veren insanlar sayesinde bu dünya biraz daha yaşanır hale geliyor.
  • uzun süreden sonra ailemin evinde kahvaltı edecekken mutfağa yaklaşırken gelen babamın sesidir;
    "o bu fincanını daha çok sever ona koyalım çayını! dur ama önce fincanı bir kez daha sudan geçir de biliyorsun öyle içiyor zel"...**.
  • düşünmeniz gerekenden bir adım ötesini düşünmek sosyal hayatın dayattıklarının ötesine geçerek fazladan emek ya da düşünce harcamaktır. incelik kendi içerisinde karşılıksız görünse bile cezalandırma ya da umursamazlıkla karşılandığında can acıtan bir şeydir ama sosyal kuralların dışında ve içten gelerek yapıldığından engellenmesi, önüne geçilmesi de zordur. kimi zaman bir not, kimi zaman bir cümledir. olmayabilecekken oldurduğunuzdur. yokluğunda kimsenin "neden yok?" demeyeceğidir ilk başlarda ama alışkanlıklar zamanla inceliğinizi, inceliklerinizi kurallar haline getirir. ya da varlığı fark edilmeyen ama yokluğunda eksilmişliği yüzünüze vurulandır incelik. değeri anlaşılmayandır. insanın kendi içinde attığı fazladan bir adımdır, gizli gizli biriktirdiği paradır gizli gizli dilediği bir şeyi bir dolu zaman sonunda bile olsa alabilmek umuduyla bir çocuğun kumbarasında. incelik kimi zaman bir gülümseyiş kimi zaman sessizliktir, farklı olmuş olabileceğini bildirmeden asil olanı dua eder gibi gizlilikle gösterişsiz yapışınızdır.
    (bkz: incelikler yüzünden)
  • insanin gülüsüne, hareketlerine, kurdugu cümlelere, aldigi hediyelere, düsündügü ayrintilara, yaptigi espirilere yansiyan ic güzelligi, zenginligi. varligi kisiyi vezir ederken, yoksunlugu rezil edebilir.
  • dar bir zamanda bile içtenlikle düşünülmektir.
  • aynı zamanda gerçek şudur ki, zeka gerektirir. refleks gibi içi boş bir tavır değil, aynı zamanda hesaplama yetisi de içerir.

    (bkz: barbarlık)
  • merhamettir.

    bizzat kendin, incittikçe karşındakini, sana incelme yolları açılıyor.

    karanlıkla, kötülükle karşılaştıkça; değiştiremeyeceğin bir karanlıkta kaybetmemek için yolunu, sadece huzur vermek için inceliyorsun. üzüntü inceltiyor. insan birbirine iyi gelmek için inceliyor.

    kimse kimseyi acıtmasın. sessiz incelik iyidir.
  • eğer ince düşünceliyseniz ve karşınızdakinden de aynı tutumu bekliyorsanız her zaman kırılmanıza sebeptir.
hesabın var mı? giriş yap