• lise ya da üniversitede ingilizce hazırlık okuyup ingilizceyi çatır çutur konuşan kişi kadar konuşamayan daha 2 lafı bir araya getiremeyen de vardır. türkiye'nin sınav odaklı eğitim sisteminin okullarında sadece sınavda çıkacak konuları öğrenip ingilizce konuşmayı öğrenmek değil ingilizce konularını ezberlemek öğretiliyor. bu da leş gibi, ingilizce bildiğini sanan insanların ortaya çıkmasına sebep oluyor.

    zöge: zaman ötesine gitmesine anlam veremedim. ben mi yanlış ülkedeyim, benim gittiğim okullar mı yanlıştı acaba hep? mükemmel ingilizce eğitimiyle, amaçlanan şey dünya'nın herhangi bir yerine gidince yabancı dilde kendini ifade edebilmekti de hep bana mı yanlış öğrettiler?

    edit2: anlatım bozukluğu var yazımda evet. daha önceden yazıp kaydetmiştim, göndermeden önce bir cümleyi değiştirirken silmeyi unutmuşum.
    yazıdaki anlatım bozukluğu yazılan bütün her şeyi çürüttü. meğerse siz haklıymışsınız.
  • benim gözümde yadırganmayacak kişidir. zira türkiyedeki eğitim mükemmel olduğundan...
  • yıllarca türkçe eğitimi alıp hala türkçe'nin nasıl kullanıldığını öğrenememiş insanların var olduğunu gördükçe garipsemediğim olay.
  • ingilizce hazırlık eğitim veren bir çok okulun sınav sorularını el altından hatta alenen öğrencilerine verdiği ya da öğretmenlerin bile ingilizce konuşmaktan imtina ettiği bir düzende gayet doğal olan bir durumdur..
  • öğretmenlerin konuşmaya değil grammere önem vermesinden kaynaklanan durumdur.
    derste student's booktaki diyalogları okuyup, workbooktaki boşlukları doldurarak süper akıcı konuşma beklenemez. tabi bahsettiğim durum ilköğretim ve lise için geçerli.
  • türkiyede ingilizce dersindesadece gramer ve türkçe ders anlatılmasından sonra ortaya çıkan durumdur,sonra vay efendim erasmusa,work&travela gitmeye çalışsın dursun insanlar yazık günah yahu
  • sadece verilen egitimle degil kisilerle de alakasi olan durum. ıstanbul'un iyi sayilabilecek liselerinden birinden mezunum. hazirliktaki ingilizce ogretmenimiz gercekten cok cok iyi idi ve harika bir sekilde ogretiyordu. ben universitede ingilizce bolum kazandim ve hazirlik okumadan bitirdim o egitim sayesinde. buna ragmen universitede hazirlik okumak zorunda kalan arkadaslarim oldu. cunku ingilizcenin yarisini hoca ogretiyorsa yarisini kendin ogreniyorsun, matematik degil bu, tamamen ezber isi. kuzenime ingilizce ogretmeye calisiyorum,adama tense anlatiyorum ama adam tomorrow nedir yesterday nedir bilmiyor, ben future tense past tense diye gotumu yirtsam kac yazar? kafasini acip kelime atma sansimiz da yok. acacaksin kitap okuyacaksin film izleyeceksin, kelime ezberlemek icin bir caban olacak ki ogrenesin. ben tamamen kitap okuyarak pekistirdim ingilizcemi ve o sekilde 85 aldim hazirlik sinavinda. dunyanin en mukemmel hocasi olsa sana dil ogretemez sen kendin caba gostermiyorsan.
  • çok sebebin bir araya gelmesi nedeniyle oluşur

    1. eğitim sisteminin teorik olması, sürekli öğretmenin konuşup öğrencinin ise her zaman dinlemesine dayalı olması, pratik yapma yerine sınav yapma eğilimin fazla olması, öğrenmeye değil ama ezberciliğe dayalı eğitim...

    2. türkçe'nin ural-altay dil familyasından olması, ki bence en önemli etken budur. türkçe cümle yapısı (özne+nesne+fiil vs özne+fiil+nesne) ile ingilizce cümle yapısı çok farklıdır. yardımc fiiller türkçede yoktur. sondan eklemeli bir dildir. aksanlar çok farklıdır. yani dil yapıları çok farklıdır. hani derler ya bir dil bir insan diye, resmen yepyeni bir insan yaratmak gerekir dil öğrenirken. düşünce yapısı bile değişir. bu bakımdan yurtdışında okumak en iyisidir. öte yandan, avrupalı için diller birbirine yakındır, hele gene ispanyolca-fransızca-italyanca kelimeler çok daha yakındır. bir fransız arkadaşım ispanyolcayı 3 ayda öğrendiğini söylemişti. bir türkün de macarca öğrenmesi çok kolaydır mesela. hatta bazı kelimeler aynıdır: kisrak-kısrak

    3. şimdilerde daha genç yaşlarda başlanıyor, fakat bugünün 30 yaş ve daha yaşlı insanları için en erken ingilizce öğrenme yaşı 12 idi (anadolu lisesi) , çoğu için 18 idi (ing.fakülte) ve üstelik de bunu sonra kullanma (yani sürekli pratik yapma) imkanı pek yoktu. bu lanet olası yabacı dil denen şey, 1 ay bile kullanılmayınca, köreliyor.
  • bi üst seviyesi,üç sene ingilizce kursuna gidip ingilizce konuşamamaktır..
  • ilkokuldan beri ingilizce dersi görüp de üniversiteye geldiğinde hala ingilizce konuşamayan insandan bir yıl daha geridedir. suç bizde değil, eğitim sisteminde gençler. hayır madem bu dilin en babasını hazırlık sınıfları ya da özel kurslarda öğreteceksiniz, ne diye ilkokuldan beri ingilizce dersi var. hadi o dersler var, doğru düzgün öğretmiyorsunuz diye kurslar falan niye var?
hesabın var mı? giriş yap