• arkadas uzerinden gecmis 91 yil, internet cagindayiz bilgiye ulasmak hic zor degil. buna ragmen, icerigi belli ve acik olan, uluslararasi bir belgede (gizli vaatler olduguna inanan sivrizekalarla birlikte yasiyoruz.

    arkadasim mahalle bakkalinin veresiye defteri degil bu, uluslararasi anlasma. (lozan antlaşması) uzerinde yedi ulkenin temsilcisinin imzasi var.

    ama sizin hayal dunyaniza bakarsak; icinde gizli vaatler var, herkes biliyor ama bir turk milleti bilmiyor.

    hayal gucunuze hayranim.
  • 5 mart 1921 tarihli ingiliz the sphere gazetesi

    şu yukarıdaki gazete sayfası aslında sevr sonrası batının anadolu’ya ve milli direnişe bakışının net bir özeti: "bunlar ne absürt talepler, ilk iki başkentini kaybetmiş, istanbul'da da işimize geldiği için kalabilen türkler bitmiş orduyla bu alay konusu isteklere nasıl cüret eder? anadolu'nun içlerine sürülüp kuşatılmış bu mağluplar, izmir'i, trakya'yı, kilikya'yı, kars'ı, hatay'ı nasıl ister?"

    aslında başarısız bir şahan gökbakar skeci karakteri olması gereken püsküllü deli ve ona üstad diyen umutsuz artıkları kabul edemese de, ta 1921'de anadolu'nun kalbinde mustafa kemal yazıyordu. bu umutsuz, gerçekle bağlarını koparmış, söylediklerine dair hiçbir dayanağı olmayan, iftira, akıl dışı ve ahmakça iddialara tutunmaktan başka bir halt beceremeyen irin topluluğu anlamasa da bu ülkenin vatanperver insanları kendi istiklalini, saltanat sevdalısı utanmazların asla anlayamayacağı fedakarlıklar ile kazandı.

    venizelos’un oğlu sofokles orhan gazi’nin türbesinde içki içip küfürler ederek türbeyi tekmeler, hatıra fotosu çektirirken, istanbul'un anahtarını gümüş tepside veren beceriksiz saltanat kalıntısı sayesinde kurtulmadı istanbul.

    ingilizler eğer geldikleri gibi gittilerse, bu, ulu cami tahrip edilince, orhan bey’le evlenen rum kızı horofira'nın* “türk’e vardın da ne oldu?” diye kabrine zarar verilince sesi çıkmayan, "yeter artık" diye ses çıkaranlar için de idam kararı alan hain işbirlikçiler sayesinde olmadı.

    kurtuluş; bursa işgal edilince, "kudüs geri alınana dek siyah sarık takan selahaddin eyyubi‘yi" emsal alan ve meclis riyaset kürsüsüne siyah bir örtü* örten mustafa kemal ve yüce ankara meclisinin vatanperverliği ile oldu.

    ruh hastası dondurmacının yalakası olduğu ingilizleri bu topraklardan "tarihe ve millete karşı bütün sorumluluk bana ait" diyebilen büyük irade kovaladı. ve zafer ordusu izmir'den istanbul'a yürürken büyük zafer’in mecliste kesinleşmesi ile o siyah örtü de kürsüden kaldırıldı.

    bunlar hala, traktöre binip, çiftlikler kurup, elleriyle fidan diken adamı sevmez küfrederler; kendine yeten ülkeyi koyun ve yem ithal eder hale getirene tapar.

    beş parasız ve kıt kaynakla onlarca fabrika açan cumhuriyete değil, haliç'in dibindeki altınlara umut bağlar.

    kitaplara, gerçeklere değil; delirmiş kadirlere, satılmış furkanlara inanır.

    utanmaz it sürüsü.
  • mustafa armağan ve kadir mısıroğlu alternatif tarihçiliğinden beslenen ak çomarların merak ettiği durum. buradan güle oynaya gidenleri değil de ingiliz gemisine apar topar kaçanları bir konuşalım. ayrıca rahmetli zamanında nasıl sokmuşsa beş jenerasyondur çıkartamadınız. büyüksün atam.
  • kaynak diye verilen linkte "hatta montrö bir yana, belki de lozan'ın lehimize asıl delinişi, "kanalistanbul" projesiyle gerçekleşecektir." ifadesinin geçtiği abuk tanım.
  • fark ettim ki, çomar dünyasında çok prim yapan bir soruymuş bu;
    https://twitter.com/…elin/status/916221435139493888

    şu linkte pelin çift'in paylaşımının altına yazılan yorumlara bakar mısınız, küçük küçük fesli deli özentileri doluşmuş ortalığa da biz görmüyoruz sanırım bunları. durum gerçekten vahim, bu kadar cehalet artık kabul edilemez.

    konu ile ilgili vakit bulunca daha detaylı yazmak istiyorum ancak en azından, izmir'in kurtuluşu sonra fahrettin paşa öncülüğündeki birliklerimizin tarafsız bölgeye doğru ilerlediği, çanakkale'deki ingiliz birliklerinin savunma pozisyonuna geçtiği, bu sırada ingiliz siyasetinin savaşa devam edip etmeme konusunda çelişkiler yaşadığı hükümette birçok istifanın yaşandığı gibi konular var.

    hiçbir şey okumadan sadece akıl yürüterek sonuca giderseniz cehaletiniz ortaya çıkar sadece. neymiş "ingilizler çay partisi ile istanbul'u terk etmiş, geldikleri gibi filan gitmemişler, bir çok garanti alıp, osmanlı ve hilafeti yok ederek gitmişler"... e davar kardeşim, o ingiliz'in göt yalayıcısı senin istanbul hükümetin ve hilafetindi. bunun daha ötesi mi var? sevr'i kabul edeni kutsayan herif nasıl derin? ingiliz operasyonlarına karşı olabilir..
  • mısır da 8 yıldır savaşan ve terhis olmadığı için artık huzursuzlaşan 1 milyon dan fazla ingiliz ve dominyon askeri sebebiyle savaşa devam etmeme kararındandır. kısaca mısır ingiltere nin can damarı olduğundan istanbul u da tutacak asker bulamadılar. hatta sırf bu yüzden yunanlılara kredi açıp, batı anadolu yu işgal ettirdiler ve onda da başarısız oldular.
  • vay anasını sayın seyirciler, çay partisi vererek terk etmişler ha, vay anasını ya. kiliselerine kapanıp yıllarca ağlayacaklardı sanki. lan ingiliz bu, elbette çay partisi vererek gururla terk edecek. yenildiğini kabul eder mi hiç. hayır seks partisi verseler neyse diyeceğim(!)
  • ingilizler istanbul'u terk ederken padişah ne diyordu, bakalım. "istanbul'da hayatımı tehlikede gördüğümden, ingiltere devlet-i fahimesine iltica ve bir an evvel istanbul'dan başka bir yere naklimi talep ederim efendim." vahdettin halife-i müslimin.

    peki aynı günlerde mustafa kemal ne yapmıştı: "millet mukadderatını doğrudan doğruya, eline aldı ve milli saltanat ve hakimiyetin bir şahısta değil, bütün fertleri tarafından seçilmiş vekillerden oluşan bir meclis-i ali'de temsil etti. işte o meclis, meclis-i ali'nizdir. türkiye büyük millet meclisi'dir. milletin saltanat ve hakimiyet makamı yalnız ve ancak türkiye büyük millet meclisi'dir."

    hop saltanat yok.
  • işte 8 yıllık zorunlu eğitim bile adama bu kadarını öğretebiliyor. bu milletten ne olmasını bekliyorsun ki. yorumlara gel.

    adamlara 8 yıl boyunca mustafa kemal atatürk ve arkadaşlarının nasıl ülkeyi yıkımdan alıp, hiç değilse eli ayağı tutan bir memleket haline getirdiklerini öğret. mezun ettikten sonra "musul ve kerkük'ü verdik, savaştan önce topraklarımız1.5milyon metrekareydi şimdi 700bin kaldı bu nasıl başarı" desin.

    en eğlencelisi de, abdülhamit'in kaybettiği toprakları sayan adama "abdülhamit'e iftira atma" diyen amcaydı valla. internet ve bilgi çağında, internet üzerinden, üzerine ihtilaf bile olmayan bilgilere "iftira" dedi bey amca. olaya bakar mısın.
  • http://en.wikipedia.org/wiki/chanak_crisis

    deli şekilde güle oynayadır!!!... öyle ki... kanada otonomisi ile sonuçlanmıştır...

    izmir'in işgali ile istanbulu terk edişi arasındaki tarihlerde ingiltere krallığının nasıl sarsıldığına bakın... (çökmüş orta doğu politikasını sürdürmeyi düşünen kabine ile koloni valilerinin restleşmesinden dolayı... kurtuluş savaşı sadece bir neden) ondan sonra otobiyografilere ineriz...

    ayrıca lozan'ın zafer sayılması serv'den kaynaklanır... onu nerenize sokacaksınız...
hesabın var mı? giriş yap