• matkap ve çekiç sesleri arasında bir yerden internet buldum doğum gününü kutlamak için. dile kolay sözlükte başlayan arkadaşlığımızda 11. seneye yaklaşıyoruz, bunca zamandır birlikte neler görüp geçirmedik, nelerde birbirimize destek olmadık, kalplerimizin arasına 10.000 km bile giremedi. sevmekten de öte, insan belli bir yaştan sonra anlıyor ki sevdiklerine aynı zamanda saygı duymak çok önemli, ona olan sevgim de saygım da günbegün katlanarak çoğalıyor. bunca yıldır beni bir kez bile hayal kırıklığına uğratmadı. kendine ve dokunduğu herkese iyi gelmeye devam edeceği nice yılları olsun.
    iyi ki doğmuş, karşılaşmasaydık hayatımın çok güzel bir yanı eksik kalırdı.
  • kurşuni bir karanlık, ölü bir şehir... tek bir ses yok. etrafa çöken, huzur maskesi takmış sessizlik, iyi rol yapamıyor. gün sona ermiş, gece bile bitmek üzere... yeni bir yol gösterecek sözcükler olmadığı gibi, ortalığı aydınlatan en ufak bir ışık da yok. içinde bulunduğumuz sonu olmayan karanlıkta hiçbir işe yaramayan hayatının ışığının içini çektiğini hissediyorum. eskiden karanlıkta bile parlayan hayat dolu gözlerinin, şimdi ne kadar hissiz ve donuk baktığı o kadar ortada ki... ben hala en ufak bir ışık için gözlerine bakmaya devam ediyorum. milyonlarca düş kırıklığına bir yenisini daha eklemekten ileriye gitmiyor bu çaba. aşkın gözlerinde ölümü... işte o zaman anlıyorum bana ne ifade ettiğini. ve her zamanki gibi içime atıyorum. dilim tutulmuş sanki, hiçbir şey söyleyemiyorum. içimde fırtınalar koparken dışarıdaki ürpertici sessizlik bütün sakinliğiyle benimle alay ediyor. karanlığın yerini güneşin zayıf ışıkları alırken, geceyle birlikte kaybolup gidiyorsun... içimdeki karışıklık, derin bir sessizliğe bırakıyor yerini...
  • azmi takdir edilesi şahsiyettir.

    moritzio - neden bıraktın ispanyolcayı?
    inner silence - e anlamadım. ondan.

    *
  • bugünden itibaren,

    25.

    hem küçük kız, hem genç kız, hem genç kadın.

    küçükken 25 yaşında kocaman olacağını sanan ama bi türlü kocaman olamayan belki de hiç olamicak küçük kız
  • benim nickim. binicem üstüne vurucam kırbacı.
    hay allahım...
  • iyiyi kötüyü ayırdetme yetisi maalesef diğer insanlara göre oldukça geç hatta mümkünse ancak zarar gördükten sonra çalışan kişi. tanıştığı herkese +10 kredi vererek hayatına sokan naif.
  • "only then will i realise, what you mean to me" kısmını her duyduğumda istisnasız tüylerimi diken diken eden parça.. bu nicke sahip kişinin boğa burcu olması da kötü bir tesadüf olsa gerek..
  • canım badim, cesaretini, gücünü yine gösterdin taşındın amerikalara. senin için, ailen için çok seviniyorum hala. sen de demişsin ya özlemeye alışacağım; biz de alışacağız da zor be. pıtır pıtır koridorda yürüyen, enerjisi hep yüksek, sırdaş, her derde ortak… iyi ol hep, çok seviliyorsun.
  • gözde biriken damlaların intiharlarının melodisi...

    önce sessizlik ve hüzün çöker her yere. sonra şarkı inceden başlar, yavaş ve ürkekçe. göz pınarlarında doğan yaşlar sessizce gözde toplanıp yola koyulmayı beklerler. şarkının tekdüze giden ilk anlarında büyük bir savaşım yaşanır yer çekimine karşı. son ertelenmeye çalışılır beyhude bir uğraşla. ne şarkı o kalpte ince bir sızı olarak hissedilen halini koruyabilir ne de damlalar göz bebeklerine tutunabilir. birden acımasızlaşır şarkı, sarsar adamı. gözyaşları hızla süzülmeye başlar yanaklardan ve ilk damlanın sonsuz boşluğa bırakıvermesiyle kendini, iç huzur hıçkırıklarda boğularak yok olur. şarkı yavaş yavaş eski ağır tonuna dönüp ağıdına devam ederken; çeneden süzülerek hızla düşmeye devam eden gözyaşları, her daim yaşamın kıyısında gezinen adamın sessiz çığlıkları olarak adamın yerine can verirler.
  • yoğun gündem yüzünden doğum gününü tabi ki unutmadım. iyi ki doğan, 12 yıldır bana istanbul'dan, seattle'dan ve dünyanın neresindeyse ta oradan iyi gelen, dünya güzeli, akıllısı dostum, sırdaşım. yollarımızı kesiştiren bu sözlük sırf onu hayatıma kattığı için bile iyi ki var. doğum günü şerefine söz veriyorum aynı soruyu üç milyonuncu kez sormayacağım ahahshd.
hesabın var mı? giriş yap