• çok sevindiğim haber.

    bir inşaat mühendisi olarak krize girmeden önce de iş bulamıyordum çünkü, şimdi en azından bir tek iş bulamayan ben değilim, müteahhitler de bulamıyor.

    madem politik ve yönetimsel hatalar ile acı kaçınılmaz hale geldi, o zaman niye sadece biz teknik elemanlar olarak bu acıyı omuzlayan taraf oluyoruz, bizimle birlikte onlar da acı çeksin. çeksinler ki iş güvenliği masrafından, teknik elemanın maaşından, işçinin sigortasından vs çalarak düşük fiyata ihale kapma peşinde koşmasınlar, beyinleri bir şirket nasıl yönetilir, şirketlerde sürdürülebilirlik kavramı nedir, bu sürdürülebilirliği sağlamak için uzun vadede stabil kazançlar neden kısa vadede değişken kazançların önünde tutulur bunları bir düşünüp sorgulasınlar.
  • bu krizi daha iyi analiz etmek için banka çalışanlarına sorabilirsiniz. ne mütahitler ne de ev sahibi olmak isteyen vatandaş bankadan içeri adımını atamıyor . belirsizlik nereye kadar sürecek bilmiyorum .
  • ev alma planımı biraz daha ötelesem mi diye düşündürten durumdur.

    biraz da ben alttan toplayayım yani.

    geçen yıldan bu yana bir sürü ev baktım. hâlâ daha satılık ilanı duran evler var. favoriye aldığım evlerin fiyatları da bir bir düşüyor. bence de var bir şeyler emlak piyasasında.

    edit: gelen mesajların %99'u alma yönünde. sözlüğün sesini dinlemeye karar verdim. bir süre daha bekleyeceğim ama bir yandan da elim rahat durmuyor ve boş kaldıkça ev ilanlarını geziyorum, yapmamam lazım.

    edit: 2019 mart ayında aldım, içinde oturuyorum. iyi ki de almışım.
  • bazı firmalar batmış diye duyuyorum. biçimsiz zevksiz mimari estetikten uzak (yazar burada kendini mimar sananlara giydiriyor) binalar yapıp ikinci el range, cayenne falan binen (kürt müteahhit arabası diye bi kavramı sektöre kazandıran) tiplere gıcığım
  • her önüne gelenin müteahhit olmasi ve proje hazirlaması,ihtiyactan fazla insaat mühendisi mezun edildigi gibi,ihtiyactan fazla proje ve konut üretildi.kredi faizlerinin yüksek olmasi,anaparaya verilen faizin fazla olması gibi nedenlerle satişlarda durdu.hem sektörde calisanlar işsiz kalma riskiyle karsi karsiya kalirken diger taraftan bu yönde yatirim yapanlar müteahhitde olabilir yada parasıni konuta yatiran bir alıcıda olabilir,zarar etmekte yada batma riski yaşamakta.köprü,havaalanı,yol,metro yada kanal istanbul gibi projeler sektörü kör topal ayakta tutarken umut ışıgı olmaya çalışıyor.toplumun alım gücününde düstüğu dikkate alınirsa 2019da durum değişir demek simdilik sadece hayalden ibaret.
  • inşaat ile siyaset yakın ilişkilidir. ufukta seçim olduğunda, savaş olduğunda,belirsizlik olduğunda insanlar uzun süreli borca girmez elinde nakiti olanlar da bekletmek ister. ekonomi belki bir süre daha stabil gidebilirdi fakat yönetenin haziran-kasım-referandum-belediyeler-başkanlık ve milletvekilliği seçimlerini 2-3 yıla sığdırma inadı ve ordunun aktif sınırdışı operasyonda olması 15 temmuz vs derken malum son çok daha öne çekildi, büyük büyük inşaat şirketleri işlerini durdurmaya başladı. winter is coming.
  • 2000 öncesi mahalle kültürüne sahip insanlar kendi evlerini kendileri yaptırmaya gayret ederdi. projesini çizerken eşinin, çocuğunun fikrini alır terasını bahçesini ona göre ayarlardı. bütçe ona göre oluşturulur hiç öyle vadeli borçlara girilmeden, sarsılmadan, dolandirilmadan herkesin mutlu olduğu bir yuva oluşturulurdu.

    peki 2000 sonrası ne oldu ?

    medeniyet kavramı; etik değerlerle, eğitimle, bilimle, hoşgörü ile değilde betonla eşdeğer tutuldu. insanlara bu şekilde empoze edildi. tek katlı müstakil evde büyüyen çocuklar, hayallerini kat kat samimiyetten uzak sitelerle süslemeye başladılar. borçlandılar, ödeyemediler. ödediler, daha fazlasını istediler. peşinat verdiler, dolandirildilar. herşey yolunda gitse bile kültürel değerlerden uzaklaştılar. ekranlarda peygamber efendimizin mütevazı sahabe hayatı üzerinden yayın yapanlar, hemen ardından boy boy site reklamları yapıp halka bir güzel yutturdular. halkımızda para bitene kadar, bankalarda sicil bozulana kadar bunu bir güzel yedi. ama şimdi halk tıkandı, sektör tıkandı.

    iki tarafa da acımıyorum ne yalan söyleyeyim.

    edit: yukarıda yazdıklarımdan bile mağdur olanlar olmuş. allah için bir tane siyaset içerikli bir şey yazdım mı? genel bir değerlendirme yaptım sadece. hemen özelden yardirmislar, '' hastane kuyruğu-tüp yoktu-emekli perişandı v.s'' neler neler. ne diyeyim allah zihin açıklığı versin.
  • "elde kalan daireler alıcı bulamıyor. daire satamadığı için yeni işlere başlanamıyor."

    demek ki arz fazlası var amına kodumunun sektöründe. yapma kardeş yenisini. her tarafta inşaat, her tarafta ev var. ve hala öküz gibi pahalı hepsi. para hırsıyla, bu açgözlülükle dilerim ki hepsi batar. e madem iş dönsün istiyorsun 3 katı kar etme, daha ucuza ver. para dönsün. her türlü zibilyon kat kar ediyorsunuz siktiminin sektöründe zaten.
  • akp iktidarını bitirecek olaylar silsilesinin ilk adımıdır, kaçınılmazdır. bir noktada patlayacaktı zaten.
  • birikim dergisinin efsane sayısı bağlamında konuya ilgi duyanlar için buyrun buradan

    (bkz: inşaat ya resulullah)

    ayrıca konu ile ilgili daha doğrusu kent denene marksist bir bakış açısı için

    (bkz: sosyal adalet ve şehir)
    (bkz: kent deneyimi)

    o satın almak için ruhunuzu sattığınız, o dağların başındaki evlerinizde betonlara çakılan, haklarını alamadan akşamları evine dönen, yorgunluktan çocuklarının başını okşayamayan işçilerin ahı sizdedir. sizin o başımı sokacak yuvam gerzekliğinizden beslenen bu iktidar size daha da beter şeyler yaşatacak.
hesabın var mı? giriş yap