• buradaki orjinal tanımı, yoktan var edebilme gücü olarak tanımlanmışsa doğru olabilir. zaten aklı başında hiç kimsenin yoktan var edebilme gibi bir iddasıda olmamalıdır.
    ancak buradaki orjinal tanımı yeni birşey ortaya koymaksa insanoğlu binlerce yıldır yapıyor zaten bunu...
  • o zaman insan beyninin kavrayamadığı şeyleri hayal ederiz ki sonsuzluk buna güzel bir örnektir
  • paraphrase, kozmik paraphrase.
  • katılmadığım önermedir. içerisinde atom, hava, gökyüzü, toprak olmayan ve tamamen duyu organları dışında hayatımızın neredeyse tamamını oluşturan matematik, tamamen orjinaldir.
  • yok yok, sulanmış beyinler rahatlıkla hayal edebilir böyle bir şeyi. bunlar mesela çin'den bir öklid, bir aristo çıkmış olabileceğini, hindistan'dan bir beethoven çıkmış olabileceğini, ya da günümüze de uyarlayarak her yerden her an her şeyin çıkabileceğini falan rahatlıkla hayal edebilirler. çünkü bilfiil/edimsel olanın bilkuvve/olanaklı olduğunu bilmiyor ki garibim, n'apsın.

    örnekleyeyim, neden bizden messi çıkmıyor diye birinin yakasına yapışabilir mesela böyle beyni sulanmış biri. çünkü bir şeyin çıkması, varoluşa geçebilmesi için zeminin, yetmez bi de koşulların tam tahakkuk etmiş olması gerektiğini bilmez. oysa ancak sağlıklı akıl bilir yalnızca bütün şartları oluşmuş bir zemine atılan tohumun aç(ın)abileceğini. aksi halde unut gitsin, kıyamete kadar aç(ın)maz.

    tanım: sağlıklı aklın şapkadan şapkada olmayan tavşanı çıkartmayı tasavvur edememesi.
  • insan beyni sadece öğrendiği verileri kullanabildiğinden doğru olan önerme. binlerce bilgiyi yorumlayarak ilginç fikirler öne sürebilir ama siz anlamadığınız için o kişinin o fikri, ürünü ürettiğini sanabilirsiniz ama sadece noktaları birleştirmekten doğan bir durumdur.

    bir sürü yazar, bilim adamından bahsetmişsiniz ama onlarda özgün bir içerik üretmiş değiller. dediğim gibi sadece noktaları birleştirmişler.

    bu arada bir arkadaş metal müzik yokken metal müzik yapan adamlara yenilikçi demiş. ama olay sadece 7 ana nota ve arızalar, onun dışında birde gamlardır.
    büyük resmi görmek lazım.
  • illaki yüzde yüz orijinal birşey arıyorsanız big bang'in öncesine bakın.
    şimdilik big bang'in öncesi bilinmediği için orijinal nedir bilemeyiz.
  • insan beyni sanal birşey oluştururken her zaman gerçekten etkilenir, aklımızda bir canavar yaratınca bir her zaman kolları, bacakları ve kafası olur. neden? çünkü algımız o yöndedir, öğretilerimiz o yöndedir. görmediğimiz bir şeyi hayal edemeyiz. hayallerimiz algımızın sonucudur.

    aynı şekilde hiçbir canlı ilk defa gördügü bir hayvanı şeklinden ve sesinden tanıyamaz, cünkü onu daha once arşivinde dosyalayamamistir.
  • "tekerlek zaten icat edilmiş, onu neden kopyalamayalım ki?"
  • açılın gsf li geldi. işin felsefi kısmını bir kenara atıyorum, eylemsel açıdan felsefe üzgünüm ama sadece boş laf olarak kalıyor.

    neyse.

    güzel sanatlar fakültelerinde ve tasarımla ilgili eğitim veren bölümlerde öğrencilere bol bol alanlarıyla ilgili/alakalı görsel incelemeleri tavsiye edilir, görsel arşivi oluşturmaları istenir, en azından bu yönde çalışmalar yaptırılır. neden? çünkü yaratıcılık dediğimiz şey varolan ilgili ilgilisiz konularda bağıntılar/bağlantılar kurarak yeni bir şey üretmektir özünde. bol vakti olanlar modernist tasarımcıların sandalye tasarımlarını incelesinler. en eskisinden en yenisine üretilmiş ürünlerin fotolarını alsınlar kronolojik olarak sırayla incelesinler, görecekleri şey devamlılık olacaktır. günümüze en yakın tasarlanan sandalyede ilk dönem sandalyenin izlerini görebilirsiniz.

    peki yaratım sürecinin bu şekilde olması yeni bir şey üretilmediği anlamına mı gelir? ne alakası var amk? basbayağı da yeni bir şey çıkıyor, gerek işlev, gerek form olarak. ha sen orjinal derken bu dünyaya, evrene ait olmayan, çevresinden, öncesinden ve sonrasından bağımsız bir şeyin üretilmesinden bahsediyorsan çok beklersin. yaşadığın, deneyimlediğin dünyanın sınırları yaratıcılığının sınırlarıdır.
hesabın var mı? giriş yap