• kimi zaman insanı ikilemde bırakan eylem.yaptıklarınızın sonucunda karşılaştıklarınız en azından hissettiklerinizin sonucu bir ikilem içine düşersiniz. tüm sıfatlarını bir kenara bırakıp sadece insan olduğu için değer verdiğinizde de aynı şeyi görmek üzer insanı. size yapılmasını istemediğinizi bir başkasına yapmamakve sizin hoşunuza gidecekleri* gerçekleştirmek için uğraşırken...
    sessizlikler bile size sizin göstermiş olduğunuz özenin, sizin vermiş olduğunuz değerin anlamsız olduğunu hissettirir. oysaki verilecek bir selam, bir merhaba esirgenmemelidir.
    kaldı ki hiç tanımadığınız ve belki de tanımayacağınız birinin içten bir merhabası, gülümseyişi sizi anlık bile olsa olumlu kılacaktır. bu yüzdendir tüm sessiz kalışlara rağmen hala ses vermeniz.
    ya dönem ya ben bir şeyler birbirine ayak uydurmuyor...
  • (bkz: değer vermek)
  • verdiğiniz değere göre fazlasının ya da azının; ya kendinizi ya da karşınızdakini kaybetmenizle sonuçlanabilecek durum
  • ne şekilde olursa olsun yalnız bırakmamaktır.
  • x'e değer vermek gibidir. sonucu bulduktan sonra anlamsız gelir verdiğiniz değer.
  • erdemdir, verdiğin ölçüde geri alırsın, tabi insansa. ya değilse diyenler için (bkz: besle kargayı oysun gözünü)
  • sadece insan olduğun için bile sana değer vermeyene dahi kızamamanı sağlayacak kadar erdemli olmaktır. ağlatır, kalp kırar.. ama bilirsin.. kötü değildir ki kimse. hem pişman olmuştur belki ya da gün gelecek ve olacaktır. değer vermeye devam.*
  • pasif beklentilerle üreyen cümle. değer derdine düşmemek lazım. sen kendine değer verirsen onlar da ona göre davranmak zorunda kalır. geçen fransız bi film vardı, catherine deneuve filan oynuyor. kadının biri ki bunun eski kocasının eski sevgilisinden olan kızı mı ne o kadın. neyse işte "o yıllarda yapacak çok şey vardı, ola ola konsomatris mi oldun gibi" bişiler dio. cat de dio ki "ne vardı?" kadın şey dedi işte "kadın hakları, kürtaj hakları" bu da dedi ki "ben kendi haklarım için savaştım zaten". yani bu işler böle. herkes kapısının önünü temizlese hesabı. yoksa örgütlenme, biliçlendirme filan iyi güzel. ama bireysel savaşçılar yetiştirmio bu şeyler. yine bi topluluktan güç almaya alıştırıo. pasifize edio aslında. gazla çalışan insanlar yaratıo. bu gün gibi bi günde babaanne gibi bunak bunak anlatamadım tam derdimi. ama anlayan sağlar bizimdir zati.
  • bazen "insana değer vermemeyi" bilmediğin için yaptığın şeydir. (zaten bu durumun dışında yaptığında anormal değildir, insana değer vermek gerekir)

    genellikle hatunlar yapar ve de bunu.. karşıdakinin ne düşündüğünden, nasıl hareket ettiğinden bağımsız bi şekilde sevebildikleri için. ** tabiri caizse birisi ağızlarına sıçsa bile değer verirler, aksini pek yapmadıkları için bilmiyolardır..

    erkeklerdeyse tam tersi bir eğilim vardır.. çok kolay sıçarlar birinin ağzına, hemen düşman olabilirler. onların bu özelliğine hatunların bakış açısıysa biraz değişken olabiliyor.

    misal trafikte bu olay olduğunda (erkek karşıdakini insan yerine koymadan küfür ettiğinde) hatunlar erkeği sinirli ve itici bulurlar. aynı şeyi erkek hatunun kendisine yaptığında güçlü insan olur.. garip şey insana değer vermek, kadın milleti de *
  • on kusurlu hareketten biridir. değer değil, değer aralığı vereceksiniz.

    (bkz: insana değer aralığı vermek)
hesabın var mı? giriş yap