• anne ve babanın " senden bi bok olmaz, sen onuda beceremezsin, elin çocuğu işini buldu evlendi sen mal gibi kaldın, bu saatten sonra ne yapsan boş " vb taramalı cümleleridir. insana umudunu en çok bu kaybettirir.

    son olarak: dexter- blood theme

    edit: sona eren yardım kampanyaları kaldırılmıştır.
  • bundan iki sene önceydi yaklaşık. üniversiteden mezun olmuş, istanbul'a gelmiş ve iş arıyordum. beş parasızdım, ama bir sevgilim de vardı. çalışıyordu.

    ara ara onun iş çıkışlarında görüşüyorduk. aylardan buz gibi ocak. bir ara yine buluşmuşken, istiklal caddesi'nde vitrinin birinde bir defteri çok beğendi. defter, sinema klaketi şeklinde, küçük boylu sevimli de bir şeydi. güldüm ve geçtim o sıra tabi. evet, güzelmiş dedim sadece.

    o gün akşam, onu otobüse bindirdim meydanın altındaki tünelden. o evine doğru giderken ben geri döndüm, onun beğendiği defteri almak için. cebimdeki para son yol paramdı, akbil doldurmak için bırakmıştım. defter 20 küsur tl bir şeydi. bir iki lira indirim kabul etirerek aldım defteri, çünkü param yetmiyordu. üstümde bulunan tüm parayı verdim yine de. beş kuruş haricinde.

    o akşam, içimdeki bütün yaşam sevinciyle, hediye olarak aldığım defteri montumun iç cebine koyup taksim'den seyrantepe'ye kadar yürüdüm. gece olmuştu zaten. benimse ayaklarım ıslak, burnum soğuktan kırmızı olmuştu.

    evet, gerime atmış olduğum hiçbir param bile kalmamıştı. yokluk içinde olmam, bazı borçların da tavan yaptığı zamanlardı. ama mutluydum, çünkü onun masum sevinciyle beğendiği defteri ona alabilmiştim. gerekirse aç olayım dedim.

    defteri verdiğimde sevinmişti. bu da beni mutlu etmişti. ne o günden sonra 1 hafta hasta oluşum, ne de gece vakti o kadar yol yürümem bana koymuştu. o küçük sevinç yeterdi bana.

    aradan birkaç ay geçti. bir bahar ayında terk etti beni. altı seneyi geçkin tanışıklığımız orada son buldu. o çalışıyor, ben halen biraz işsiz, biraz işli olarak tutunmaya çalışıyordum. iflas etmeyen patron arıyordum.

    bunun da arasından yaklaşık iki sene geçti işte. öğrendim ki yeni bir sevgilisi varmış. düşündüm. sadece düşündüm ve düşünüyorum halen. bir şeylere olan umudumu işte böyle kaybettiren bir hadiseyi yaşadım. yaşanmış gerçek bir hikayedir. tamı tamına hem de. yine de orada bir umuttu belki, cebimde kalan o son 5 kuruş!..
  • değer verilen insanın küçük de olsa düşüncesiz,belki de kaba bir hareketiyle paramparça olabilmek ve buna karşı koyamamak.
  • seni çok sevdiğini sandığın birinin aslinda hiç sevmediğini anlamak.
  • net olarak akp'dir. insanı ait olduğu yerden soğutmayı başarıp adım adım umutsuzluğa sürüklemektedir.
  • yalnızlık...

    herkes geride kaldığında kavuştuğun yalnızlık,tüm umudu alıp götürüyor insandan...

    sonra sadece hayal kırıklığı kalıyor geriye...
  • benim için anne ve babamın hayatlarını çocuklarına yatırım yapmakla geçirmeleridir. 20 yaşlarında evlenen bu insanlar hayatları boyunca çalıştılar. babam para kazandı, annem ev işlerini yaptı ve çocuklarını büyüttü. kısacası ülkedeki çoğu aile gibi sıradan bir yaşantı sürdüler ama düşündükçe üzülüyorum bu hallerine. sahil kıyısında yaptıkları birkaç tatil dışında doğru düzgün tatile gitmediler, hayatlarını yaşayamadılar. geçim sıkıntısı, oğlumuza bir ev alalım düşüncesi ile hep para biriktirdiler ve sağolsunlar abime o evi de aldılar. abim evlendikten sonra her ne kadar ben istemesem de benim için de öyle planlar yapmak istiyorlar ama yaşlarının 60'a dayandığının farkında değiller. nerede o emekli olunca ülke ülke gezen alman ve japon turistler nerede bizim ailelerimiz. mezun olup iyi bir para kazansam bile onlara geçmişlerini veremeyecek olmam, kazandığım parayla onları ne kadar mutlu edebileceğim beni hep düşündürüyor ve hayata karşı umudumu kaybettiriyor.
    hayatımız akıp gidiyor ve bizim tek yaptığımız ve yapacağımız şey para uğruna çalışmak.
  • hep aynı yerden yeniden ve yeniden kırılmak.
    önemsenmemek, küçümsenmek, görülmemek
    yanlış yerlere büyümek.

    bazı hikayeler tipiye denk gelir. adımları da silüetleri de belirmeden silinir.
  • * sağlık problemleri elbette. ötesi tırıvırı...

    ama tırıvırılara da örnek vermeden geçmeyelim;
    * planlı, disiplinli, özverili ve çok çalışıp başaramamak.
    disiplinsiz, kaytarma üstadı, çakallıkta birinci, saman altından su yürüten, şanslı bir tipin (ya da tiplerin) başarı ve mutluluk içinde yüzdüğünü görmek.

    * prezanteybıl tiplerin kabul gördüğü şu güzelim dünyada; itileybıl, dışlaneybıl bir tip olarak görülmek.

    mühim not: "şu ülkede doğmak, şu kıtada yaşamak..." gibi geniş halkayı ilgilendiren umutsuzluklarınız varsa kendi çekirdek halkanızda, günlük yaşantınızda baya bir umut dolusunuz demektir. düşünsene... sadece lokalizasyon değiştirdiğinde bütün dertlerin bitecek demek ki. hayat sana güzel bence ama haberin yok. o da olur inş.
hesabın var mı? giriş yap